two / pizzas, wine glasses and fun stuff

390 31 2
                                    



Tüm gece o kızı düşünmekten kendimi alıkoyamadığım için artık bir şey yapmam gerektiğini düşünmüştüm.

Ve şimdi elimde pizza kutularıyla kapısının önünde dikilmiş, kapıyı açmasını bekliyordum. Kimse kapıyı açmak için gelmediğinde, zile tekrar bastım.

Gitmek için arkamı döndüğümde kapı açıldı.

"Heyy, selam" dedim yüzümü çevirip ensemi kaşırken. "Sanırım yanlış bir zamanda geldim."

Islak saçlarından süzülen su damlaları yere düşüyordu. Beyaz bornozunun kuşağını iyice sıktı. Islak dudakları, tanrım, harika gözüküyordu.

"Lütfen, önemli değil. İçeriye gelmek ister misin? Hemen üzerimi değiştirip geliyorum."

Kapıyı iyice açtığında teşekkür ederek içeri girdim. Merdivenlerden çıkarken "İçerisi biraz dağınık, kusura bakmazsın umarım. Hala yerleşmeyi tam olarak bitiremedim." dediğinde gülümseyerek önemli olmadığını söyledim.

Mutfağa geçtiğimde, etraf gerçekten biraz dağınıktı. Dolap kapılarının hepsi açıktı, kolilerin içleri mutfak eşyalarıyla doluydu ve her taraf gazete kağıtlarıyla kaplıydı.

Pizza kutularını masaya koyup, sandalyelerden birine oturmuştum ve gelmesini bekliyordum. Hala adını bilmediğimi farkettim.

Adını bile bilmiyordum ama beni etkilemeyi çoktan başarmıştı.

Mutfağa gelip karşımdaki sandalyeye oturduğunda gülümseyerek bana baktı. Gri günlük bir elbise giymişti, tam kurutmadığı kıvırcık saçlarını topuz yapmıştı. Yüzünde hiçbir makyaj yoktu ve çevremde bir ton makyajla gezen kızlara göre fazla güzeldi.

Ciddi anlamda fazla güzeldi.

"Yerleşme işlerinden yemek yapmaya zamanın olmamıştır diye düşündüm." dedim pizzaları göstererek. Yalandı. Onunla tanışmak istemiştim.

"Mutfağın haline bakar mısın? Her yer her yerde. Düzenleme işi bitene kadar sanırım 1 hafta yemek yapamayacağım." dedi gülümseyerek.

"İstersen yardım edebilirim, yerleştirmede." dediğimde gülümsüyordu ama yüzünde gergin bir ifade vardı. "Çok isterim." dediğinde, gerginlik kısmını uydurmuş olabileceğimi düşündüm.

Pizza kutularına bakarak "Sadece 2 kişiyiz, neden bu kadar fazla pizza aldın?" diye sordu. "Neyli sevdiğini bilmiyordum." dedim. "Ben de hepsinden aldım."

Elimi uzatıp "Hala tam olarak tanışmadık. Ben Dylan."

"Sprouse." dedik aynı anda.

Gülümsedim. "Seni tabikide tanıyorum. Küçüklüğümde Zack&Cody en sevdiğim dizilerdendi." dedi gülümseyerek. "Ben Alisha, Alisha Roberts."

"Memnun oldum Alisha." dedim önümdeki pizza kutularını açarken. "Bu margarita, bu vejeteryan pizza, bu karışık, bu sadece kırmızı etli, bu tavuklu ve bu da italyan spesyalimiz pizza marinara."

"Dylan, bütün pizzaları çok seviyorum ve hepsini yersem obez olabilirim." dedi pizzalara bakarken. "Ya da şimdi birini seçip yeriz ve sen de diğerlerini mutfağını düzenleyene kadar yemek yapamayacağından yersin." dedim bilmiş bir ifadeyle. "Yine de obez olacağım." dedi gülerek. "Marinarayı seçiyorum, dolapta kola olacaktı getirebilir misin? Ben de kolilerden bardak bulayım." dediğinde ikimiz de masadan kalktık.

Buzdolabının içi de mutfak gibi karışıktı ama küçük bir savaşla kolayı bulabilmiştim. Arkamı döndüğümde, Alisha'nın şansının pek de yaver gitmediğini gördüm.

Kolilerden çıkan eşyalarda her şey vardı, ciddi anlamda her şey. Ama görünürde hiçbir bardak yoktu. Şarap kadehlerini de koliden çıkarıp aramaya devam ettiğinde onu durdurup kadehleri elime aldım. "Bulamadıysan sorun değil." dedim kadehleri sallayarak. "Bunlar da işimizi görür."




Dağınık bir mutfakta, pizza yiyip kadehten kola içerek bir kızla yapacağım sohbetin beni bu kadar eğlendirebileceğini hiç düşünmemiştim. Gerçekten güzel vakit geçiriyordum.


Kadehlerimizi tekrar tokuşturduğumuzda "Söylesene Dylan" dedi. "Dünyaca ünlü bir aktör neden benimle pizza yiyip eğleniyor?"

Elimdeki pizza diliminden bir ısırık daha alıp konuştum. "Ne yani, sırf dünyaca ünlü bir aktörüm, çok çok fazla param ve büyük bir hayran kitlem var diye yeni komşuma hoşgeldin diyemez miyim?." Gülümsedim. "Farklı biri değilim Alisha, ben de üniversiteye gidiyorum, benim de arkadaşlarım var ve benim de duygularım var. Her genç gibi yaşıyorum işte!"

"Sadece, böyle biri olacağını düşünmemiştim. Bu kadar cana yakın ve komik." dedi gülümseyerek. Mutlu gibiydi ama aynı zamanda değil gibiydi.

"Ama öyleyim." dedim kolamı içerken. "Ve bu seksi yüzü her gün görmek zorundasın, komşu."


Yemeğimiz bittikten sonra diğer pizza kutularını koyması için dolapta yer açmasına yardım etmiştim. Mutfak eşyalarını yerleştirmesi için de yardım etmeyi ısrarla teklif etmiştim ama kabul etmeyip geç olduğunu, ve eve gitmem gerektiğini söylemişti.

"İyi akşamlar Alisha." dedim kapıdan çıkarken. "Seninle tanışmak güzeldi."

"Seninle tanışmak da güzeldi Dylan" dedi. Tam bir şey söylemek için ağzımı açmıştım ki, bir şey hatırlamış gibi yüzü düştü ve konuşmama izin vermeden kapıyı kapattı.


Eve gitmeden önce, biraz yürümek istedim. Cebimden sigara paketimi çıkarıp içinden bir tane aldım ve yaktım.

Sigaranın yakıcı dumanı boğazımdan aşağı inerken, geçirdiğim günü düşünüyordum. Son hareketine anlam verememiştim. Yanlış bir şey yapmamıştım, değil mi? Yanlış bir şey yapmış olamazdım, güzel vakit geçiriyor gibi görünüyordu.

Böyle olmamalıydı, daha bir kez konuştuğum bir kız beynimi böylesine işgal etmemeliydi.

Ama oluyordu işte, onu düşününce dudaklarımın kıvrılmasına engel olamıyordum.







Alisha, gizemli tavırlarının arkasında neler var acaba? (sinsi gülüş)

drunk in love // dylan sprouseHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin