Bölüm 36

224 30 2
                                    


Zrrr Zrrrr.....

Sabahın 6'sına kurduğum alarm çalmaya başlamıştı bile. Gece geç uyusam da Piper'ın gidişinden önce son bir kez onunla vakit geçirmek için can atıyordum. Küçük el çantasını dolapta sıkıştığı yerden çıkardım ve içindeki gereksiz eşyaları boşalttım. Daha sonra çantanın içine reçelleri,ezmeleri doldurdum. Bir matara çay yapıp kendimi kampın önündeki fırına attım. İçeriden taze simitler satın alıp onlarıda çantaya ekledikten sonra ışık hızında kampüse geri girip kasklarımızı ve dirsekliklerimizi aldım ve Piper'ın kapısına dayandım.

"Aç kapıyı Piper! Yoksa daha yüksek sesle bağırırım!" Kapıya olabildiğince kuvvetli vuruyordum. Sonunda Piper uykulu gözleri,dağınık saçları ve üzerinde pijamasıyla kapıyı açtı. Gözleri kısık bir şekilde bana bakıyordu.

"Raven saat daha sabahın 6'sı. Gitmeme 3 saat var."

Elimdeki kask ve dirsekliklerden birer tanesini Piper'a doğru uzattım.

"İstersen pijamalarınla da gelebilirsin!"

Piper kaskla dirsekliği alıp kapıyı suratıma kapadı. Yaklaşık 5 dakika kapının önünde bekledikten sonra kapının açılışını duydum. Kolu çeviriyordu ama kapıyı açamıyordu. Kapıya vurmaya başladı.

"Raven! İçeride kilitli kaldım kapıyı açamıyorum! Yardım et biraz hadi"

Birden telaşlanmıştım. Denemesi için bir şeyler haykırıp bi yandan kapıyı ittiriyordum. Sonra birden kendimi yerde buldum.

"Ha ha. Piper'ı sabahın 6'sında uyandırmanın cezası budur işte."

Dizimi yere sürtüp kanatmıştım. Ama umurumda değildi. Bugün Piper gidiyordu ve istediği herşeyi yapmaya kararlıydım. Birbirimizin yüzüne bir süre baktıktan sonra kahkaha atmaya başladık. Elimden tutup beni kaldırdı ve lobiye doğru yola çıktık. Herkes uyuyordu sanırım. Sadece sporcu takımından birkaç kişi sabah yürüyüşü için erkenden çıkmıştı.

Bisikletlerimize atlayıp korumalarımızı taktık ve yola çıktık. Piper'la ilk tanıştığımız gece gittiğimiz tarafa doğru yöneldik. Bisikletlerimizi kuma yatırıp bir örtü serdik. 

"Sabah sabah deniz ayrı bir güzel görünüyor"

Aha! Deniz demişken. Piper henüz benim çalışmalarımı görmemişti. Çantamdan karakalem resimlerimin olduğu defteri çıkarıp Piper'a uzattım. Yanında götürmesi için o defteri sadece ona ayırmıştım. 

"Sevgili Arkadaşım Parababası Piper'a . Espri anlayışına bayıldım Raven"

Tepkisini merak ediyordum. İçinde yaklaşık 25 sayfa çizim vardı. Bunları kısa bir süre içinde yapmıştım. Piper sırayla sayfaları geçerken daha da heyecanlı gözüküyordu.

"Bunlar... İnanılmaz. Raven sen ciddi misin?"

Gülümsedim "Önemli değil" Hala hayretle yaptığım resimlere bakıyordu. Açıkcası düşününce bende bir hayrete düşmedim değil. Tüm bunları ben mi yapmıştım? İçinde James'in çektiği fotoğrafların taslak halleride bulunuyordu.. Ah evet. Piper sergiyi göremeyecekti.

"Raven. Bunlar mükemmel ve sen.. Sen çok yeteneklisin. Bunu kullanman lazım"

"9 gün sonra olacak sergiyi kaçırman üzücü. "

"Sergi mi? Burada mı? "

"Bayan Carla benim eserlerimi de göstermek istediğini söyledi. Onun üstünde çalışıyorum. "

Piper birden gözlerimin içine baktı. Gözünden biz damla yaş aktığını farkettim. Yanıma yaklaşıp omzuma kafasını koydu ve ağlamaya başladı.

Yalnız BaşınaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin