Çok okuyucum olmadığı için yazmayı bırakmıştım. Ama gelen bir yorum sayesinde devam ediyorum. OKUYUCULARIMIN DİKKATİNE : YORUMLARINIZ BENİM İÇİN ÇOK DEĞERLİ!!!
&&&
Parka geri döndük. Masamıza oturduk. Kitapları çıkardım
-O zaman bugün ne yapalım ? dedim.
-Ben ne biliyim, hoca sensin!
-Tamam o zaman bugün yazına bakmakla başlayalım...
İlk konumuz bu şekilde başladı ve kısa süre içersinde derslere geçtik. 1 ay içinde de çok iyi arkadaş olduk. Tabii benim içimde ki kelebekler de her seferinde uçuştu. Ve bir gün onun evine gitmeye karar verdik.
-Bugün ne yapalım? dedim.
-İstersen bizim eve gelebilirsin. Babaannem evde değil ve şeyyy... Orada ders çalışabiliriz.
Biraz düşündükten sonra :
-Tamam ama " saatime baktım, saat 8 di " 10'a kadar dönmeliyim.
-Tamam öyleyse gidelim.
&&&
Yaklaşık 15 dk sonra Mevlana Mah. taydık. Dolmuştan indik ve onun evine gittik. Eve varana ve kapıyı açana kadar tek bir kelime etmedik. Kapıyı açmadan önce bana :
-Lütfen gülme tamam mı, ya da dalga geçme !
-Tamam. dedim kısık bir sesle. Ve kapıyı açtı.
Ev çok renksiz ve eskiydi ( ben ne bekliyordum ki , saray falan mı?) . Ama içerisi gayet temiz kokuyordu, bir kadın eli değdiği belliydi. Sessizce içeri girdim, o da kapıyı kapatırken yorgun bir sesle:
-İşte burası da benim evim. dedi.
-Biraz eski ama gayet temiz. Bence güzel bir ev. dedim. O da bana hayretle (ve biraz da hayranlıkla) baktı.
-Ne var? Yanlış bir şey mi söyledim ? dedim.
-Yooo... Sadece bunu söylemene şaşırdım. bunun üzerine bende kıkırdayarak :
-Beyefendi eviniz içler acısı, beni böyle bir yere getirdiğiniz için sizi şiddetle kınıyorum. dedim. O da buna güldü. Ama bir saniyeliğine gözlerimiz birbirine kenetlendi, eli elime yaklaştı ama ben bunu fark edince hemen elini çekti ve:
-Hadi sana evi gezdireyim. dedi, tabii bu anda gözlerini benim arkama odaklamıştı. Ben de arkamı dönüp:
-Tamam hadi ev turuna başlayalım ! dedim.
&&&
Ev turu bittikten sonra onun odasına gittik. Odası çok düzenliydi. Oda sadece dolap, yatak ve masadan oluşuyordu. Hemen masasının yanına gittim. Masanın üzerinde dün verdiğim ödevler vardı. Gözlerimi oradan kaldırdım ve onu elinde iki fotoğrafla yatağın üzerinde otururken buldum. Yanına gidip oturdum.
- Şey... Bakabilir miyim?
-Ah.. Tabi, üzgünüm dalmışım. dedi ve bana fotoğrafları uzattı. Fotoğraflardan birinde -büyük ihtimalle- o annemi ve babası vardı. Annesi çok güzel bir kadındı: renkli gözleri ve uzun sarı saçları ile tam bir manken gibiydi. Babası ise sevimli ama bir o kadar da sert gözüken esmer bir adamdı. Mustafa ise ortalarında bazen bana bakarken sırıttığı gibi kameraya sırıtmıştı.Diğer fotoğraf ise daha eskiydi. Bu fotoğrafta daha annesi aynıydı ama babası daha genç ve bakışları daha enerjikti.
Fotoğraflara kısa bir süre daha bakıp fotoğrafları ona uzattım. Fotoğrafları elimden aldı ama sonra annesinin, babasının ve onun bulunduğu fotoğrafı geri verdi ve:
-Bu sende kalsın. dedi. Ben büyük bir şaşkınlıkla elimdeki fotoğrafa baktım ve :
-Bunu neden bana verdin?
-Çünkü sende kalmasını istiyorum. dedi ve bana her zamanki sırıtışıyla baktı. İşte o an aramızdaki elektrik fazla geldi ve bana yaklaşıp dudaklarını dudağıma bastırdı. Bense yapmamam gereken şeyi yaptım. Ona karşılık verdim. İçimdeki o bal büyüdü ve daha güzel bir kıvam aldı, kelebekler ise neredeyse karnımı deşip dışarı çıkacaklardı. Taaki ben ne yaptığımı anlayana kadar.
O anda dudaklarımı onunkilerden çektim ve onun gözlerine bakmadan:
-Geç kaldım, gitmeliyim! diyerek evden çıktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Seninle Olabilirim!
RomanceBen sıradan bir kızım adım Melike. Çok sosyal bir kız değilim, anlayacağınız öyle durmadan sevgili değiştirmem. Zaten sevgilim hiç olmadı. İnsanlara yardım etmeyi çok severim. Muhteşem ötesi bir güzelliğim yok ama hep zeki olduğuma inanmışımdır. Kız...