Multimedya: MASAL IN OKULDAKİ HALLERİ...
Fahri hoca bu haliyle aynı Hababam Sınıfındaki Külyutmaz'a benziyordu. "Kopya Çektirmem!!!"diyip bütün herkezin kopya çektiği "Külyutmaz'dan" bahs etmiştim tamda.
Fahri Hoca ;
- "Başlayabilirsiniz" dedi. Soğuk ve şüpheci bir sesle.Matematikten her zaman nefret ederdim. Sözel dersleri ise daha iyi anlar ve yapardım. Sorulara şöyle bir baktım. Onlarda bana baktı. Öğretmenler bizi Einstein'in nesil atlamış hali falan mı sanıyolardı bilmiyordum. Ama tek bildiğim soruların baya kazık olmasıydı. Fakat yinede soruları çözdüm. Eh tabi çözebildiğim kadar çözdüm. Aslında sınav pek de fena geçmemişti. Kağıdımı son bir kez daha kontrol ettikten sonra Fahri hocaya teslim ettim. Başımı masaya gömüp kendi masalımı düşünmeye başladım. Şımarık bir kız deildim. Sakinlikte rekor kırabilecek kadar iyiydim. Tabi annem tarafından bende bayağı pohpohlandım. Ama kardeşim Erdem kadar da şımarmadım. 15 yaşındasın tamamda bari eve gir lan. Annemi bi çok kez kardeşim ve abim yüzünden ağlarken görmüştüm. Abim 24 yaşında benden tam 6 yaş büyüktü. Dediğim dedik sert mizaçlı lı birisidir kendisi... Ultra yakışıklı, manyak gözleri olan esmer kas bombası gibi bir..... bir.... insan mı desem bilemedim.(😂 Abi seni mi kırcam ya...) bir insandır. Ama heveslenmeyin kızlar başı bağlı onun.
Küçükken bütün işlerini bana yaptırırdı pislik.Bide bayramlarda kağıt paralarımı alıp bozuk para verirdi " Bak böyle daha çok olcak paran" diyip kandırırdı. Sonra ben my little pony izlerken oda gelip bebelerin tasolarla oynadıkları çizgi filmi açardı.(adı aklıma gelmedi biliyorsanız yoruma yazarsanız sevinirim.😊 ) Bende durmaz ağlardım. Kumandayı geri alırdım. Bu defada abim olacak Mert bana " Masal bak bebeğin ağlıyor git onu susturda gel abicim.) Deyip kumandayı alıyor. Bense odaya gidip ağlamayan oyuncak Bebeğimi susturuyordum. Abim beni kandırmakla ilgili roman yazsa yazarmış ha. Allah hepimize akıl fikir versin amin :)))
Kafamı kaldırdığımda zile birkaç dakika kalmıştı. Fahri Hoca da bütün kağıtları toplamaya başladı. Herkes kağıtları vermişti. Açıkçası yanımdakinin pek bişey yaptığını zannetmiyordum. Çünkü derste on defa fahri hocanın yanına gidip soru sormuştu. Benimde masalımın yani hayalimin içine etmişti. Ben de kafamı sıradan onun yüzünden kaldırmıştım zaten. Zaten bi ben deil hocada bıkmış olacakki "bir daha yanıma gelirsen sınavını fes ederim" demişti. Çukurluda tabi göt korkusundan bi daha hocanın yanına gidemedi. Nihayet sonunda zil çaldı ve hepimiz bu süpriz sınavın şokunu atlatmak üzere dışarıya çıkıp dağıldık. Bende hemen Dolunay' ın yanına gittim. Acaba onlarda sınav olmuşlarmıydı.
Masal;
- Sınav oldunuz mu?
Dolunay;
- Evet.
Masal ;
- Nasıl geçti?
Dolunay;
- güzeldi de sana ne oldu Karadeniz'de gemilerin mi battı? Hayırdır?
Masal;
- Bizde sınav olduk Fahri Hoca sağolsun. Eğer ondanda düşük alırsam sanırım düz geçicem.
Dolunay;
- "Aman Masal biz burslu deiliz ki anamız babamız buraya para veriyo ki okuyoruz. Dert ettiğin şeye bak. Tabi inek gibi çalışırsan böyle bişey oldumu üzülürsün" dedi çaktırmadan gülerek. Bende omzuna iki tane indirdim " Acıdı ama..." dedi dudak büzerek." Acısın!." Dedim umrumda deilmiş gibi yaparak.
"Dolunay aslında benimde umrumda olmazdı ama sende dedin anamız babamız para veriyor buraya diye işte bende o paranın hakkını vermek istiyorum."
Dolunay ;
- "Aman benim düşünceli kuzeniiiiiim..." dedi burnumu sıkarak hemen burnumu kurtarıp "Mal mısın Dolunay? burnum kopuyordu!... dedim bir hışımla. Dolunay hiç birşey olmamış gibi " Eee şimdi napıyoruz?" Dedi.
Masal;
- Eve gidelim bari çok sıkıldım. Zaten ders boş.
Dolunay;
- Tamam hadi çantanı al bekliyorum.
Masal;
- Yalnız müdürden kaçmak hiç de kolay olmicak haberin olsun. Geçen bizimkileri yakalamış azar atıyordu. O yüzden hızlı ve sessiz olmamız lazım. Dedim heyecanlı heyecanlı.Sonra çamtamı almak için yukarı çıktım. Çantamı aldığımda bütün sınıf birden bana baktı. Sarı Kafa ve Semih de dahil. Çantamı alıp çıktığımda "Nereye giriyorsun çirkin ördek yavrusu?" Diye bir ses işittim. Ulan bunu diyen kendini ne zannediyosa göstericem ben ama sana. Sesin geldiği yere döndüm. Söyleyen bir camışın evladı olan Toprak'tı. "Seninle uğraşamam Toprak" dedikten sonra tam sınıftan çıkacaktım ki..." çirkin ördek yavrusu olduğunu kabul ediyorsun yani...?" Dedi. Artık çok fazla olmaya başlamıştı. Ne sanıyodu bu kendini Cumhurbaşkanı falan mı? Arkamı dönüp " Yalnız o sonradan çok güzel oluyordu dikkat etde sende bana aşık olma " Dedim tek gözümü kırparak. Herkez haddini bilecek abi bu ülkede demokrasi var. Yoksa öyle asılır suratın canısı...😈😇 Sınıftakilerin "oooooo'lamalarını " duyunca kapının eşiğinden ayrıldım. Ve aşağıya Dolunay ın yanına gittim.
Masal;
- Hadi gidelim.
Dolunay;
- Tamam. Dedi ve giriş katına indik. Müdürün odasının önünden sessizce geçtik. Kapının önüne geldiğimizde ensemde bir el hissettim.
Masal;
- Dolunay çek şu elini de çıkalım.
Dolunay; ( Çok içten bir sesle)
- "O el benim deil ki..." dedi.
Masalı ilerde neler bekliyor??? Masal ın kafası neden karışacak? Bundan sonraki bölüm baya uzun olacak anlaşılan sadece....
Vote ve yorumlarınızı eksik etmeyin LÜTFEN. .😘 Öpüldünüz...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZIT KUTUPLAR
Novela JuvenilMasal ve Dolunayın sonsuz serüvenlerinde, maceralarında ve hayallerinde hep bir aşk gizliydi. Fark etmeleri onlar için bir şans ve gelecekleri için mutluluk olacaktı. Fakat doğru kişileri... Peki ya sevecekleri kişilerle zıtlarsa ama kader yinede...