Selam. Nasılsınız?
Geldi yine bölüm. Fazla merakta kalmayın diye yazıverdim.
Kötü günler geride kalsın dediniz oldu. Hadi bakalım.
Bu bölümün ithafı ceyda_dilekci'ye gidiyor. Umarım beğenirsin canım. <3
Keyifli Okumalar! :)
Zeynep odaya alınırken onu birkaç dakika da olsa görüp, üşüdüğü için soğumuş ellerine dokunmak Kerem için yeni bir hayattı. Odasına girebileceğini umuyordu. Birine sormamıştı ama hemşireler girip çıkarken bu pek mümkün olmuyordu. Üstelik camın da perdelerini indirmişlerdi. Kerem onu oradan da göremiyordu. Çıldıracaktı.
Girmek için, oradan oraya dolanırken buraya geleli ne kadar olduğunu hesap etmeye çalışıyordu. Zaman sanki hiç geçmiyordu ama gayet aktığı da kesindi. Sıkıntıdan ne yapacağını şaşırmış bir şekilde dolanırken köşeden dönenleri görünce şaşkına uğrayıp, durdu. Can zekisi(!) bunu mu akıl etmişti?
Onun ağzını burnunu kırmak isterken kucağında duran, hiç uykusu da yokmuş gibi şıldır şıldır etrafa bakan, kızına baktı. Küçücük bebeğin ne işi vardı acaba hastanede? Bu saatte bir de?Gerçekten çıldıracaktı. Bir bebeğe bakmayı başaramıyorlardı. Hadi onlar bakamıyor bari bakıcı biraz daha kalsaydı. Hoş yeni güne geçmişlerdi işler planladıkları gibi gitmemişti ama başka bir yolu da mı yoktu? Bebeği burada perişan olacaktı. Kerem bile şimdiden bitmişti.
Derin onu görünce ağlamaya başladı. Bu sırada Can da çoktan dibine gelmişti. Kerem, ona kıyamayıp kucağına alırken kızını, göğsüne sokmak ister gibi sıkıca sardı.
"Bebeğim, bebeğim? Kıyamam ben sana. Şişşt."
Bu kızı da böyleydi işte. İnsan babasını gördüm diye ağlar mıydı? Muhtemelen sevinçten ve özlediğinden ağlıyordu ama Kerem onun ağlamasına ne şekilde olursa olsun dayanamıyordu.
"Ağlama kızım, şişşt, buradayım."
Onun sırtını sıvazladı. Sonra da Can'ın uzattığı battaniyesini sırtına doğru örtüp, onu sardı. Yaşlardan dolayı hemen sırılsıklam olmuş yüzünü kurulayıp, öpücüklere boğdu. Ne kadar kızsa da onun şimdi burada olması Kerem'e cidden güç vermişti. Şimdiye kadar Zeynep hariç kimsenin yapamadığı şeyi bir de kızı yapıyordu. Deminden beri herkesin söylediği bir kulağından girip, diğerinden çıkmıştı. Ama kızı ona güvence veriyordu sanki.
Onun boynuna gömülüp kokusunu içine çekti. Acaba kızı da hissetmiş olabilir miydi? Kalpten bağlandıktan sonra bir şeyleri anında hissediyordun galiba, kötü bir durumda içine bir sıkıntı çörekleniyordu. Kerem buna en yakından şahit olduğu için bebeğinin de hissetmiş olabileceğini düşündü. Bebek deyip geçemezdi sonuçta kızı herkesten daha fenaydı. Bir konuşsa derdi daha çabuk anlaşılırdı ama o günler de elbette gelecekti. Şimdi öncelik Zeynep'ti.
Kızını sağa sola sallayıp yatıştırmaya çalıştı. Bu sırada boynuna gömülmüş, bu sayede sakinleşmiş kızının, saçlarını öpüyordu. Bir geceliğine onu yalnız bırakmışlardı, bu nelere mâl olmuştu. Bir yandan da Can'a kötü bakışlarını atmayı unutmuyordu. Ama o bunu görmüyor, görse de takmıyordu, diğerlerine doktorun ne dediğini soruyorlardı.
Hemşire odadan çıkınca ona yöneldi. Orta yaşlı bir kadındı.
"İçeri girebiliyor muyuz?"
"Tabii ama fazla da kalmayın. Herkes için daha iyi."
"Kalsak zararı olur mu? Tek ben?"
Hemşire onun halini anladı. Başını iki yana salladıktan sonra uzaklaştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dengesiz [ZeyKer]
FanfictionArabanın kaputuna yaslanmak için adımımı attığımda karanlık ve boş sokakta yankılanan sesleri duydum. "Sen kimsin lan? Ha kimsin söyle! Ne hakla bana böyle şeyler dersin?" Yönümü değiştirip kapının kolunu tuttum ama açmadım. İçimdeki dürtü beni...