/ 166. Bölüm /

3.2K 130 10
                                    

Selam. Nasılsınız?

Bölüm geldi. 

Bu bölüm ithafı mavigecedesiyah'a gidiyor. Umarım beğenirsin canım. <3

Bizim azgın çift o kadar azgın ki gençler, yazarken birden bu yöne sapıyoruz jFKVCDL. Engel olamıyorum anne, ölüyorum anlasana :D


Keyifli Okumalar! :)

°Zeynep°

Birkaç gün gereksiz yere mızmızlanmalarım ve Kerem'in ilgisinin bende oluşuyla şımarmamla geçmişti. Neyse ki Kerem gerçekten de anlayışlıydı. Sayılırdı yani. Derin'i emziririm diye ağır ağrı kesicilerden kullanmıyordum ama zaten emmekle arası olmayan kızıma da, diğer yiyecekler daha cazip geliyordu. Kerem her konuda olduğu gibi birlikte olamadığımız için de beni çıldırtıyordu. Oynaşmanın sınırlarını zorluyor ben boşvermişken, sevişelim diyecekken de geri çekiliyordu. Huylu huyundan vazgeçmiyordu işte. 

Bugün de kendimi daha iyi hissediyordum. Bunda Kerem'in etkisi de büyüktü tabii. Birkaç gündür cidden ben yatmaktan başka bir şey yapmamıştım. Yemekleri bile dışarıdan sipariş etmiştik. Bu pek içime sinmese de birkaç gün için katlanmıştık. Ben de bugün kendimi evime alıştırıyordum ve mutfaktaydım. Şaka maka evimi gerçekten özlemiştim. 

Yaram da kapanmaya yüz tutunca bu saatten sonra artık beni kimse tutamazdı. Kerem bile. Ki zaten o kendisinin de içinde olduğu bir durumda beni neden kısıtlasaydı ki?

Şimdi yine zorunlu olarak şirkete çağırılmıştı. Hiç gitmek istemese de ben iyiyim diyerek onu yollamıştım. Ben çıkardığım malzemeleri doğrarken Derin de yerde emeklemeye çalışıyordu. Ve artık bunu başarıyordu da. Uzun süren emeklemeler değildi bunlar ama birazcık kayabiliyordu. Sonra da yorulup ya yatıyor ya da kıçının üzerinde oturuyordu. Doğradıklarımı tencereye attıktan sonra, biraz karıştırıp kaşığı kenara bıraktım, ellerimi yıkayıp kızımın yanına oturdum.

"Ah benim tatlı kuzum, hemen de yorulur muymuş?"

Bana dilini çıkardı. Bu son iki gündür bunu çok fazla yapmaya başlamıştı. Parmaklarımla yanağını hafifçe sıktım.

"Annesi yer onu. "

Poposunu kaldırıp bana doğru emeklemeye başladı.

Ellerimi açıp ona gel gel yaptım. Zaten aramız kısaydı. Bana yaklaşınca da onu kucağıma aldım. Yanaklarını sap şup öptüm. Zaten kuş kadar et anca barınan yanaklarını öperken, ben bitirecektim.

"Annem, yalnız mı kaldık bugün seninle? İşkolik baban yine işe mi gitti?"

Git diyen bendim ama şimdi de kızıma onu kötülüyordum. Ah ah, kadınlar!

Derin çok bilircesine baba dedi. Derdi tabii. Kızımın ilk kelimesi bile buydu. Alışmıştı da artık sık sık olmasa da diyor biliyordu. Tabii cidden baba dediğini biliyor muydu, orası tartışılırdı ama heceleri tekrar etmeye bayıldığından dediği şey ister istemez o kapıya çıkıyordu.

"Baba ya, bir kere de anne desen ne olurdu?"

Dudaklarımı büzdüm. O da benim yaptığımı tekrarlamaya çalıştı. Üzüldüğümü anlamıştı aslında balım.

"Ben sana küstüm."

İtiraz eder gibi bir çığlık attı. Onun bu hallerine bayılıyordum. 

"Ama anne dersen barışırım."

Çipil çipil gözleriyle bana baktı. Sonra da minik ağzıyla yavaşça esnedi.

"Uykun mu geldi senin? Kıyamam."

Dengesiz [ZeyKer]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin