Herşey bitti. Artık cidden bitti. Zaten bir beklentim yoktu. Bu dünyaya karşı tek başıma bir günden fazla ayak uyduramazdım bunu biliyordum. Şu anda bile sinir bozucu şekilde iyi şeyleri hatırlıyordum. Az olsa da. Anlamı olmayan bir sürü şeyin arasında aklıma gelen bazı şeyler olduğu için sevinmeli miyim? Bilmiyorum birşeyler düşünmek için fazla geç sanırım.
Vücudum ağrıyordu. Darbe almış tüm kemiklerim. Gözlerimi kapatma isteği her saniye daha çok artıyordu. Sanırım en çok kalbim acıyor. Hala birşeyler hissediyor olmanın da iyi bir yönü olabilir miydi? Emin değilim sadece artık bitsin istiyorum. Direnmiyor, hareket etmiyordum. Bu pes etmek miydi? Teslim olmak? Hayır hayır bu farklı birşey. Bu birşeylerin söndüğü anlamına mı geliyor? Yoksa basitçe pes etmek olarak açıklanabilir mi?
Ölmeyi istediğim söylenemez ama yapabilecek bir şeyim olduğunu da sanmıyorum. Hayat beni pes etmeye zorlasa da pes etmemek güçlü olmaktı değil mi? Keşke... keşke bir şansım olsaydı. Keşke herşey farklı gelişseydi..
Yere yığılmak için gereken son darbeyi de aldığıma göre artık gözlerimi kapatabilirim. Beni neden bu kadar dövdüklerini ben de anlamıyordum. Ben sadece 17 yaşında bir kızım silah olarak kullanabileceğim herhangi bir şeyim de yok ki. Bayıltılabilirdim de. her neyse artık bunun bir önemi yoktu. daha fazla durmadım ve kendimi soğuk zemine bıraktım.
Düşmeden önce birşey mi duydum bana mı öyle geldi? Bu insan sesi miydi? Gerçek insan. Neydi? Ne söylemişti? Ben sanırım hatırlamıyorum. Bu gerçek mi yoksa ben sesler mi duyuyorum? Gerçekten bilmiyorum..
❆❆❆~
Gözlerimi açtım, vay bunu yapabildiğime göre yaşıyor olmalıyım. Bu oda mavi olsa da bana havası gri gibi gelmişti. Rüzgar pencereleri zorlasa da içerisi sıcaktı ama bana soğuk geliyordu. Bana göre herşey ters gidiyor gibiydi ki zaten öyle.
Ne olduğunu düşünmeye başlayınca kapı açıldı ve içeri giren kişiyi tanıyormuşum gibi bir his oluştu.
"Ah uyanmışsın. Daha iyi misin?" Dedi. Sesini de tanıyordum hem de yüzünden daha çok. "Sanırım" diye cevap verdim.
"Korkmana gerek yok. İstersen tanışalım ben Taehyung. Seni kurtardık ama erken yetişemediğimiz için kusura bakma" diyip elini uzattı"Şey ben... emin değilim ama adım eun. Memnun oldum" diyip elini sıktım. Kafamı eğmiştim çünkü rahatsızlık duyuyordum. Bir yabancıyla konuşurken, üstelik bilmediğim bir yerde, nasıl rahat olabilirdim ki? Aklıma bazı sözler geliyordu ve korkuyordum. Sanırım ölmek iyi olabilirdi.
"Anlatmak istediğin bir şey var mı? Herhangi birşey?" Diye sordu benimle göz teması kurmaya çalışırken. Cevap vermedim. "Pekala istediğin zaman konuşabilirsin şimdi dinlensen iyi olur" dedi ve odadan çıkmayak için kapıya yürüdü. "aslında" diyip durmasını sağladım ve yataktan çıkmaya çalıştım ama bu sandığımdan daha acı verici olmuştu.
"Benim gitmem gerekiyor" dediğimde "hiçbir yere gitmiyorsun iyileşmeye ihtiyacın var" diyip beni durdurdu. "Hayır iyiyim gitmem gerekiyor" diye diretsem de ayakta durmaya gücüm yoktu bu yüzden ona boyun eğip geri yattım."Bak bizden korkmana gerek yok sana zarar vermeyeceğiz. Biliyorum yaşadığın şeyden sonra çok zor ama inan bana güvendesin" dedi. Neden bilmiyorum ama içimde bu konu hakkında kötü bir his yoktu. "Ah çantan. Telefonunu ve bulabildiğimiz kadarıyla herşeyi bulduk. İstersen getirebilirim ve telefon sende kalabilir, böylece birşey olsa bile polisi arayabilirsin. O zaman daha iyi hisseder misin?" Demişti. Bir an için yeniden umut dolu hissettim ve "Evet, lütfen" dedim. "Bekle hemen getireceğim" dedi ve çıktı.
Birkaç dakika sonra çantam ve telefonumla geri dönmüştü. Telefonu bana verip çantayı köşeye koydu. "şey üzgünüm ama telefonuna baktık rehberde kimse kayıtlı değildi. İstersen anlatabilirsin sen bilirsin" dedi. Telefonu açıp rehbere baktım. Eskiden doluydu. Evet, eskiden..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
❀世界の桜❀
General FictionBTS~ Kaybolmuş Bitmiş bir hikaye Artık umudum yok herkes beni terk etti Benim bir ailem yok Biri olduğumdan da emin değilim Öleceğim kesin *Hiç böyle umutsuz bir hikaye yazar mıyım? Yo yo yo. Baştan söyliyim bangtanlı ama siz okumayın şimdi utandı...