Vazgeç

123 48 3
                                    


Gülmüyor yüzün, böyle değildin. Başın öne düşmüş, kime eğildin?

15.06.2009 gecesi devamı

Gözlerimin içine öyle baktı ki sevmek bile az gelirdi sevmek değil ölmek istedim . Gözlerinin yeşili çimenleri olsun mezarımın , bu canım canına eklesin ki seni ölesiye seveceğim .Çok acılar yaşadım . Yüzüm gülmedi ama en büyük acım sensin . Ağrısı hiç dinmeyen ,dikiş tutmayan yaralarım , gidemediğim gelemediğim ve hiç vazgeçemediğim en büyük acımsın sen . İçimde yaşayıp ta beni öldüren en büyük katilimsin . Bile bile öldürmene izin verdiğim maktülünüm işte. Aramızdaki tek ilişki bu seninle.

'' Yankı ! Yankı iyi misin ? '' gözlerimin önünde dizlerinin üstüne çöktü . Gözlerim bakışlarından kayıp gözleriyle yere düşmüştü . Elim ayağım dolaştı . Kelimelerim birbirine girdi . Kanım çekildi . Kendimi çok çaresiz hissetmiştim. Ne yapacağımı şaşırdım. Yere çöktüm bende . Daha fazla dayanamadım daha fazla kaldıramadım .

'' Yankı neyin var ne oldu '' deyip ağlıyordum . İçimin acıdığını hissettim . Hiç ses vermiyordu . Kolunu tutuyordu sadece . Gözleri bir daha gözüme denk gelmedi . Kanatlarım kırık bir şekildeydim tuttum onu sardım . Sımsıkı sarıldım sanki hiç bırakmayacak gibi sanki hiç gitmeyecek sanki hep benim olmuş gibi .Ağlıyordum içim sökülene kadar. '' Yankı konuş benimle '' . Sanki inadıma susmuştu , inadıma sessizdi . Ellerimle dalgalanmış uzamış saçını okşadım , yüzümü saçlarının arasına bastırdım . İçime çektim kokusunu derin derin nefes aldım . Artık ağlayamıyordum , artık sesim çıkmıyordu . Saçlarının içinde ömür boyu yaşayabilirdim . Yankı'm benim evim benim dünyam benim siyahlara boyanmış gökyüzüm . Bir anda Yankı'nın başını çekmesiyle irkildim . Bileğimden tutup beni kendinden uzaklaştırdı . Öylece gözlerimin içine baktı . Öldürmek illa silahla , bıçakla veyahut başka bir şey olacak diye bir şey yoktu. Bir çift göz bile öldürüyordu insanı . Öyle derin baktı ki baktıkça boğuldum içinde . Yeşil gözlerinde gördüğüm maviliklerinde boğuldum . Sonra gözlerini çekti elimi bıraktı . Bileğim kan olmuştu . Kendi koluna baktı kanıyordu ve yaralanmıştı . Ama bunu hiç önemsemiyordu . Ağzından iki üç kelime döküldü . '' Asmin vazgeç benden yazık etme kendine . Benim karanlıklarımın aydınlığı sen değilsin . Seni üzmek istemiyorum .'' diyerek ayağa kalktı. Üzmek istemiyorum diyerek paramparça oluşumu görecek kadar acımasızdı .'' Yankı! Gitme . Dediklerin umurumda bile değil bak yaralısın . Kal '' diyebildim titreyen sesimle ayağa kalkmıştım . Arkadan gelen sesle lafıma devam edemedim '' Ağabey gitme '' dedi Yeliz ağlıyordu ve yeterince korkmuştu . Tam giderken döndü arkasını Yankı . '' Yeliz'im hiç korkma senin hep yanındayım ben '' dedi acısına aldırmadan tebessüm eden yüzüyle . Arkasını tekrar döndü kolunu tuttu ve çıkış kapına doğru gitti . Arkasından gittim yüzüme bile bakmadı . Artık sesim çıkmıyordu . Hiç durmadan arkasına bakmadan gitti . Bakakaldım arkasından karanlığa karışana kadar. Köşenin başında bir adam vardı onunla beraber karanlığa doğru yürüdüler . Sonra kayboldu .

Ben kabullenmesem de gitti.

İşte yine gitti , yine karanlıklar aldı onu benden . İkinci gidişiydi arkasından bakıp nefes alamadığım koşup gitme diye ağlayamadığım ikinci gidişiydi . Yine izin vermiştim gitmesine . O da gitmek istemişti zaten .Evet , gitmek istemişti . Aklımda kalan tek şey vazgeç vazgeç vazgeç benden .. Beynimde yankılanan tek sesi buydu . Kendime gelemiyordum . Donup kalmıştım. Arkamdan Doruk geldi sarıldı . '' Asmin ses ver iyi misin ? '' elleriyle yüzümü tuttu . Tepkisizdim . Ses bile veremedim . Gözlerinin içine baktım. '' Asmin gel otur şuraya kendine gel '' deyip kolumdan tutuyordu korkmuş bir şekilde. Arkama baktım içeriye doğru . Yeliz kapının merdiveninde oturmuş ağlıyordu .Gidip sarmak isterdim ağlamaya diye ama kendim daha kötüydüm onu daha fazla etkilemek istemedim. '' Doruk , beni bırak ben iyiyim sen Yeliz'le ilgilen '' dedim kelimeler yavaş yavaş dökülüyordu dudağımdan . ''Asmin iyi değilsin '' kolumu tuttu . Hiçbir şey umurum da değildi . Kolumu hızlı bir şekilde çektim . Sokağa doğru ilerledim '' Asmin dur bekle ! Asmin gitme ! Nereye gidiyorsun ? '' Doruk'un sesi ben ilerledikçe sokakta kayboluyordu. İlerledim sokakta . Kendimi , yolumu , onu kaybetmiştim. Gerçi onu hiç kazanmadan kaybetmek nasıl bir duyguydu tarif bile edemiyorum . Yürüdüm , yürüdükçe nefes aldım , yürüdükçe gökyüzüne baktım . Gökyüzünde yıldızlar üzerime sermişti yalnızlığımı . Tekrar o sokağa gittim . İnsan ilk gördüğü yeri ilk defa bizi beraber sokağı ilk defa terk edilen köşe başını ve ilk defa oturup kaldırımda ağladığını anları da insanları da unutmazmış . Ama bu benim ikinci bir başıma kalışım ikinci defa kaldırımlarda ağlayışım . Şimdi bırak vazgeçmeyi ya da unutmayı , unutur olursam eğer ben hatırlamam artık kendimi . Vazgeç öyle mi ? Gözünde yaşlarla vazgeç ? Biraz daha kaldırımda oturup kalktım eve doğru yürüdüm . Saat geç olmuştu . Kolumdaki Yankı'dan bulaşan kan lekesini elimle sildim .  Bizimkilerin uyumuş olma umuduyla içeriye girdim . Kapının anahtarını yavaşça çıkarıp kapıyı açtım . İçeri girdiğimde kimse yoktu . Yukarı çıktım babamın çalışma odasının lambası açıktı . Annemde odasındaydı .

Tam odama girecekken : '' Neredesin sen saat kaç oldu farkında mısın '' diye kapıdan bağırıyordu babam . Pek önemseyecek halim yoktu. '' Annemin haberi vardı baba '' diyebildim odamın kapısını tutarken . '' Annenin haberi var öyle mi annenin haberi var . Çok güzel de biz neyiz burada Asmin ? '' babam odasından çıkıp yanıma doğru bağırarak yürüdü . ''Konuşsana kızım biz neyiz burada yok öyle geç saatte gelmek eve !'' . Sinirlerim bozulmuştu. Sanki normalde benimle ilgileniyormuş gibi davranması zoruma gidiyordu . Tam o anda annem odasından çıktı . ''Ne oluyor Orkun ? Kızımdan haberim var . Sende biraz ilgilenip kızını sorsaydın sana da söylerdim hatta söylerdik '' annem gayet sakin bir şekilde konuşup babamın önüme geçti . Babamın o bağıran sesi kesilmişti . '' Ne haliniz varsa görün size karışılmaz zaten '' deyip cebinden arabanın anahtarını çıkarıp aşağıya indi . Annemle sadece bakışıp odama girdim . '' Asmin iyi misin kızım '' dedi arkamdan gelerek . '' İyiyim anne sadece biraz dinlenmek istiyorum '' dedim kendimi yatağa atarken . Yine yalan söylemiştim ama her zaman söylediğim bir yalandı . Uyuma çalışıyordum ama beynimdeki sesler susmuyordu . Başımın ağrısını geçirmek için çantamdan ağrı kesiciyi çıkarttım . Başucumdaki mavi sürahide su kalmamıştı . Hiç halim yoktu ama mutfağa inmek için odamdan çıktım . İlk başta anneme baktım . Odasında uyuyordu . Hemen yan taraftaki babamın odasına baktım kapı aralıktı . Bakmaya cesaret edemedim ama yine de merak ettim . Kafamı hafifçe kapıdan içeriye uzattım . Normalde bu kapı açık olmazdı . Demek ki babam hala aşağıdaydı . Emin olmak için merdivenlerden aşağıya baktım . Babam arabanın bagajında bir şeylerler uğraşıyordu .

Kötü bir fikir olsa da babamın odasına girmek istedim . Bundan başka fırsatım olamazdı . Çünkü her zaman babam o kapıyı kilitli tutardı. Benimle tartışırken unutmuştu belli ki .Merdivenlerden yavaşça çıkıp babamın odasının önüne geldim . Kapıyı hafif aralayıp adım atıp atmamakta kararsızdım . Ta ki masanın üstündeki o beyaz kağıtları görene kadar. Geçen gün annemin tartışıp da alamadığı kağıtlardı bunlar . Cesaretimi toplayıp masaya doğru yürüdüm . Odanın içi hep dolaplarla doluydu . Oldukça büyük dolaplar. Babam beni burada görmemeliydi aslında . Bunları düşünürken masanın oraya vardım . Kalbim çok hızlı çarpıyordu . Annemden sakladığı bu beyaz , mektuba benzer kağıtlar neydi ki ? Tam elimi onlara atmışken ayak sesleri duydum . Kalbimi heyecandan hissetmiyordum . Kimdi bu ? Annem miydi ? Hayır , olamaz uyuyordu . O zaman kesinlikle babamdı . Peki ya ne yapacaktım şimdi ? Elimi hemen kağıtlardan geri çektim . Tıkırtılar bana doğru geliyordu. Sanırım buradan çıkmam için çok geçti .



'' Bir gün eğer vazgeçersen, ben hep bizde kalacağım Akasya'm ''

İçimin YankısıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin