İthaf: @DogaUehara güzel yorumların için teşekkür ederim! 😊
Multimedia öylesine yaptığım bir video,izlemeyi unutmayın. Ayrıca multimedia resmi yapmak isteyen olursa lütfen mesaj atsın 😊 İyi okumalar! 😄
***
Sıkıca sarındığım battaniyem omuzlarımdan kayınca tek bir harekette düzelttim. Tekrar gülmek kadar güzel birşey varsa elimdeki kahveyle denizin kenarında gün batımını izlemekti. Tek sorun ıslak kıyafetlerim olsada birazdan kuruyacaklarını bildiğim için keyifle kahvemden bir yudum aldım.
"Çok güzel değil mi?" Poyraz'a karşılık onaylarcasına mırıltılar çıkardım.
Ve o da bir yudum aldı.
Poyraz'a baktum ve adem elmasının gel gitini izledim. Ona şans vermek doğrumuydu bilmiyordum ama şimdilik pişman değildim. Hem zaten ona beni kendisine aşık etmesini istemiştim. Eğer yapamazsam,olmayacağını söyleyip hiç başlamadan bitirebilirimde.
Oda bana bakmaya başladığında gözlerimi adem elmasından çekip yeşil irislerine çıkardım. Aşık olabilecek miydim bu gözlere? Belki evet,belki hayır. Ama pişman olacağımı hiç sanmıyordum.
"Ne o? Çok mu yakışıklıyım?" deyip saçımı karıştırdığında güldüm ve önüme gelen saçlarımı geriye attım. Oda güldüğünde bu sefer gözlerine hayran olan taraf gülüşüne geçti. Ama kalbim hızlanmıyordu ona bakarken. Sadece bir hayranlık vardı.
Rüzgar'ı incelerken bile düşünmek kalbimi hızlandırıyordu ki bu hiç gerçekleşmemişti. Sadece yüzünde gezinmişti ellerim. O hisleride unutacağımı pek sanmıyordum.
İşte canımı acıtan noktada buydu. O şuan kim bilir kaçıncı aşkını yaşarken ben burda onu düşünerek kalbimi yeni insanlara açamıyordum.
Bunun verdiği sıkkınlıkla gözlerimi denize çevirdim. Deniz dalgalarla taşlara hırçınca çarparken iç çekmeden edemedim. Nerede olduğunu bilmek istiyordum,ne yaptığını,kimlerle görüştüğünü. Ama elimden sadece bu geliyordu. Aslında onun nerede olduğunu öğrenebilirdim de,ancak öğrendiğimde onun yanına gitmekten kendimi alıkoyabilirmiydim bilmiyordum. Bu yüzden öğrenmemek daha iyiydi.
"Gidelim artık istersen." dediğinde isteksizce kaşlarımı kaldırdım.
"Azıcık daha kalsak?" dediğimde gülümseyip başını sallamıştı. Bakışlarım tekrar denizle buluşurken gözlerimi kapattım.
"Elif,"
Poyraz'ın sesiyle ona baktım.
"Görememek nasıl birşeydi?"
Aniden sorduğu soru acıyla gülümsememi sağlarken elimle gözlerini kapattım.
"Bak,böyle işte. Karanlıktasın,sanki dipsiz bir çukura hapsedilmişsin,ve ne kadar çabalasanda çıkamaycağını biliyorsun." dedim ve ellerimi gözlerinden çektim.
"Bir bakıma güzel. İnsanların gerçek yüzlerini görmüyorsun,havada uçuşan kötülüğü görmüyorsun," gözlerimi denize çevirdim.
"Sonra böyle düşündüğüne pişman oluyorsun. Çünkü insanların aksine,sanki dünyayı daha yaşanılır hale getirmek için yaratılmış böyle güzel yerler var. Baktıkça huzur bulduğun,rahatladığın."
Ellerimde elini hissettiğimde tekrar gözlerine baktım.
"Baktıkça huzur bulduğum yer senin gözlerin,senin gülüşün. Bu dünyaya yakışmayan saflığın,güzelliğin. Elif,"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KÖRDÜĞÜM
Teen FictionBir insana hiç görmeden aşık olmak... Onun kalbine aşık olmak... Elif 18 yaşında, hayatın ona gösterdiği karanlıkta kendi aydınlığını bulmak için kanat çırpan bir genç kız. Peki ya hayatına aniden giren bir adama kalbini emanet ederse? Dünyası kapka...