Evlerinde tirbuşon vardı ama evi arabayla 45 dakika uzaklıktaydı. Eve gitmek yerine sahilin yakınındaki kafelere tirbuşon sorma kararı aldı. Ilk gittiği işletme tirbuşonlarının olmadığını söyledi. Luke pek inanmadı ama teşekkür edip oradan çıktı. Daha gezebileceği çok kafe vardı.
Saçından ve kıyafetinden damlayan sularla başka bir kafeye girdi. Görevli hemen onu durdurdu "Üzgünüm efendim ama ıslak kıyafetlerle içeri müşteri alamıyoruz"
Luke üstüne baktı ve konuştu "Aslında ben sadece tirbuşon sormak istiyordum" dedi. Adam "Tirbuşon mu?" Dedi kaşlarını kaldırıp şaşırmış bakarken. "Evet, tirbuşon bu şişeyi açmak için" dedi elindeki şişeyi adama doğru sallarken "Peki bir şeyler sipariş edecek misiniz?" Dedi adam. Luke anladı ki kimse onun hatrına tirbuşon vermiyecekti "Elbette" dedi."O zaman dışarıdaki masalardan birine geçebilirsiniz buyrun bu da menü" dedi adam ve sahte bir şekilde güldü.
Bir kaç dakika sonra Luke'un yanına bir garson geldi. Garson soru sormadan Luke konuştu "Bir limonata alayım ve yanında tirbuşon getirebilir misiniz?" dedi ve gülümsedi. Adam duraksadı "Tirbuşon mu?" Dedi. Luke artık sıkılmıştı. Masaya koyduğu şişeyi işaret etti "Bu şişeyi açmak için" dedi. Adam kafa sallayarak uzaklaştı.
Bir tepside limonatasının geldiğini gördü. Heycanlandı ve sandalyesinde daha dik oturdu. Adam limonata ve tirbuşonu masaya bırakınca limonataya bakmadı bile. Şişeyi sol tirbuşonu sağ eline aldı. Gerçekten heycanlanmıştı içinden 'ya bir haritaysa' diye geçirirken şişe küçük bir pat sesiyle açıldı. İşaret parmağıyla şişenin dar ağzından kağıdı aldı. Ruloyu açtığında özenli bir yazıyla karşılaştı.
25.09.2015
Kim olduğunu bilmiyorum ama seni çok seviyorum.
-KatieMesaj Luke'un kalbine dokundu. Bunun bir tesadüf olmadığını biliyordu ve o andan itibaren Luke mesajı gönderen kişiyi bulmaya karar verdi.
YOU ARE READING
Message Bottle // l.h.
FanfictionLuke sörf yaparken okyanusun altında parlayan bir şey gördü.