"Ah hadi ama! Okuldan kaçıyoruz tekrar okula getiriyosunuz! Burada mı kutlama yapıcaz?!"
Dün sahilde ki şakamızdan sonra akşama kadar dışarıda takılmıştık ve gün boyunca hepimiz eğlenmiştik. Ama günün sonunda Kadir ve Berkay'ın bizi kutlama diye okula getirmesi hepimizi dellendirmişti.
Kadir sırıtıp çantasını yere koydu. O çantanın fermuarını açarken merakla onu izliyorduk. Ama içinden tuvalet kağıdı çıkmasını kimse beklemiyordu.
Sinem baygın bakan gözlerini Kadir'e çevirdi.
"Dalga mı geçiyon Kadir?"Kadir yüzünde ki sırıtmayı bozmazken Berkay cevap verdi.
"Hepimiz okuldan nefret ediyoruz değil mi? Bu konu da hem fikiriz?"
Hepimizden "Tabiki", "Bu da soru mu?" gibi sesler yükselirken Helin'in cevap vermeden etrafa bakıp elleriyle oynadığını gördüm.
"Helin?"
"Hı? Efendim? Şey evet, kahrolsun okullar!" dedi yumruğunu yapma bir sevinçle havaya savururken.Ona göz devirirken Berkay "O zaman okuldan intikamımızı alıcaz. Şimdi çatıya çıkıcaz ve bütün okulu tuvalet kağıdı yapıcaz!"
Bizden ilk okul çocuğu gibi "Eeveet!" sesleri geldiğinde ellerimize birer tane tuvalet kağıdı alıp etrafa yayılmıştık bile. İlknur ve ben ağaçların üstünü tuvalet kağıdı yaparken Sinem ve Sıla bankları, Muratcan, Neslihan ve Sedef bahçeyi, diğerleri ise çatıya çıkmış bütün binayı tuvalet kağıdı yapıyordu. Bol kahkahalı ve eğlenceli geçen saatlerden sonra hepimiz kapının girişine sırasıyla dizilmiş, karanlığı delen sokak lambalarının ışığı altında eserimizi izliyorduk gülen yüzlerle.
Hepimiz aynı anda birbirimize bakıp güldükten sonra yumruklarımızı tokuşturduk ve itişe kakışa, kahkahalarla eve doğru yol aldık.
---
Sabah kapının hunharca çalınmasıyla gözlerimi açtım. Aceleyle ayağa kalkmaya çalışırken pikenin ayağımı dolanmasıyla ayaklarım yatakta gövdem parkede olacak şekilde yere yapıştım. Acıyla inleyip ayağa kalkmaya çalışırken kapının gürültüsüne eşlik olarak telefonuma mesaj sesi geldi. Homurdanarak ayağa kalktım. Telefonun tuşuna basıp mesajın kimden geldiğine yataktan kalkmanın verdiği bulanıklıkla bakarken o ismi gördüm.İngiliz Bey
Daha mesajı açamadan aşağıdan gelen gürültüyle çalan kapı kendini hatırlattığında telefonu yerine bırakıp duvara ve koridorda ki halı kenarlarına takıla takıla aşağıya indim. Sabah sabah beni böylesine uyandıran kişiyi görmek için hiddetle kapıyı açtığımda Helin ve Azra'yı gördüm. Her zaman ki gibi ben daha onları buyur edemeden onlar beni iterek içeri girdi. Göz devirecek ayıklıkta olmadığım için baygın gözlerle onları takip ettim. Onlar ağzı kulaklarında muhabbet ederken ben ne olduğunu anlamaya çalışıyordum. Bir süre daha ayakta moron bir şekilde onları izledikten sonra baktım neden geldiklerini söylemiyolar, arkamı döndüm ve tepkisizce merdivenleri çıkmaya başladım. Odama vardığımda merdivenlerden çıkarken ki yavaş adımlarıma uygun bir biçimde yavaşça kendimi yatağa bıraktım.
Yüzüm çarşafa gömülü, ayaklarım yatağın dışından yere değerken yavaş yavaş mayışmaya başlamıştım. Ama birden kapı açılıp duvara çarpınca nerdeyse ağlayacak duruma gelmiştim. Sadece uyumak istiyordum!
Ağlamaklı suratımla arkamı döndüğümde Helin'in şokla bana baktığını duydum.
"Sen nasıl uyursun?!"Ben de aynı şokla ona baktım. "Niye? Ben insan değil miyim?"
Beni takmadan kolumdan çekip yataktan kaldırdı ve beni banyonun önüne itti.
"Git bi elini yüzünü yıka. Saçını başını düzelt. Suratını insan şekline sok. Alışveriş yapıcaz bugün. Los Angeles'e günlük kıyafetlerle gidemeyiz.""Abiyeyle mi gezicez Helin?" dedim baygın baygın.
Gözlerini devirip beni banyoya doğru döndürdükten sonra sırtımdan iterek başımı kapıya çarpmamı sağladı.
"Ah!"Bi de popoma tekme atmasın diye aceleyle banyoya girdim. Banyo da ki malum işlerimi yaptıktan sonra ayılmış bir şekilde salona indim. ,,
İner inmez de salon da ki insan nüfusunun arttığını fark ettim. Bütün kızlar toplanmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kural Tanımayanlar |Askıda|
Novela JuvenilDeli dolu, maceralardan hiç bıkmayan, her çılgınca işin altında onları bulduğunuz bir grup... Kural Tanımayan bu tayfanın dur durak bilmeyen maceralarına şahit olmaya ne dersiniz? ___ 12.07.2016___