►DEĞER◄

490 31 6
                                    

  D. Noel demiş ki:  '  Bardağa kola doldurur gibi değer vereceksin insanlara ağır ağır ve yavaş. Çok verirsen köpürür taşar, Elinde bardakla kalırsın. ' 

Ben tam aksini yapıyor insanlara gereğinden fazla değer veriyor ve elimde bomboş bir bardakla kalıyordum. Her seferinde insanlara değer vermeyeceğim desem de eyleme dökmek dile dökmek kadar kolay olmuyordu. 

Yanlış insanlara verdiğimiz değer, yanlış yollara sapmamıza neden olur. Ama biz insanlar hiçbir zaman doğru insana değer vermemişizdir. Yanlışları çeken mıknatıs gibiydik. Doğru insanları itiyor yanlış insanları yüreğimize katıyorduk. Sanırım insanın doğasında vardı yanlışlarla yaşamak. 

Tabii birde yanlışları yaşayarak doğruları bulmakta vardı. Ama geç zamanda gelen doğru ne kadar mutlu edebilirdi ki bizi? Yanlışlara harcadığın zaman, duygu, sabır, anlayış hepsi tükeniyor; doğrulara tahammülsüzlük, tükenmişlik ve bitkinlik kalıyordu. Bende hep bundan korkmuşumdur. Yanlış insanlara harcadığım hayatın doğru insanlara kalmaması... 

Ezel de şimdi yanlış bir insana değer veriyordu, bunu hissediyordum. Asil, Ezel'in yanlışıydı... Ama bunu Ezel'e söyleyemiyordum, her söylediğimde alınıp gidiyor ve tavır yapıyordu. Yanlış biri için arkadaşımla aramı bozmak istemiyordum ve susuyordum. 

'' Senin ne işin var burada? ''

Bakışları hala Tarık'ta oyalanırken sert ses tonumla sorduğum soru üzerine bakışlarını bana çevirmişti. 

'' Konuşmamız lazım. ''

Bende bakışlarımı Tarık Bey'e yönelttim bizi yalnız bırakması için. Mesajımı almış olacak ki biraz önce durduğumuz yere doğru yürüdü.

'' Burada olduğumu nereden öğrendin? Ayrıca burayı nasıl buldun? ''

Ardı ardına sıraladığım sözlere gözlerini devirdi ve beni sinir etti. 

'' Bak, ben... ''

'' Ezel nerede ona bir şey mi oldu? ''

Kafasını olumsuz anlamda sallayıp sıkıntılı bir nefes verdi. Söyleyeceği her neyse hiç iyi bir şey olmadığı belliydi. 

'' Ezel iyi, ben sadece sana bir şey itiraf etmek istiyorum. ''

Bu defa ben ona bir adım yaklaştım ve aramızda az olan mesafeyi daha da aza indirdim.

'' Bak, eğer söylediğin bir yalanı itiraf edeceksen, etme. Çünkü bu senden daha çok nefret etmeme yol açacak ve sana olan nefretim büyüdükçe Ezel ile aram bozulacak. Çünkü Ezel yalanı affeder ama ben asla affetmem. ''

Uzun yaptığım açıklamanın sonunda gözlerini yumup yumruklarını sıktı. Aramızdaki mesafeyi açtım, yakınımda olmasına bile tahammülüm yoktu.

'' Neden? ''

'' Ne, neden? ''

Gözleri kapalı sorduğu soruya soruyla cevap verdikten sonra gözlerini açtı ve mavileri beni sardı. 

'' Bana olan bu nefretin neden? Beni tanımıyorsun bile. ''

Benim de koyu kahvelerim onu sarmıştı. Mavi ve koyu kahvenin savaşını kim kazanırdı bilmiyordum ama Asil ile aramızdaki savaşı ben kazanmalıydım.

'' Belkide tanıyorumdur. ''

'' Benim neyi sevdiğimi, ne iş yaptığımı, aslında kim olduğumu, ne hissettiğimi biliyor musun? Beni tanıyorsan bunlara cevap verebilir misin? ''

İMKAN'SIZIMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin