Sabah yüzüme vuran güneş ışığıyla uyandım. İlk önce tavandaki avizeye 32 diş gülümsedim ve bir öpücük fırlattım.
"Öğğöğhğh" bu nasıl bir esneme şeklidir ya.
Yatağımın içinde daha fazla mayışmadan oturur pozisyona geldim ve ayaklarımı aşşağıya sarkıttım.
Ayaklarımı sürüye sürüye banyoya gittim. Belkide ayıcık desenli çoraplarım gözüme ilk defa bu kadar tatlı gelmişti.
Yüzümü yıkamaya yeltendiğimde her yerimden ter aktığını gördüm. Küvete doğru tekrar yeltendiğimde bu kez de telefonumdaki 'diamond' şarkısıyla geriledim.
Telefonu açmadan tekrar küvete ilerledim. Üzerimi çıkardım ve kirli sepetine attım. Tam banyoya girecektim ki telefon 2. kez çalındı. Bornozumu üzerime geçirdim ve telefonun üzerindeki 'Odunsu abim' yazısını görünce sinirle açtım telefonu.
"Çikolata kokulu banyo keyfimi bozucak Odunsu varlık, lütfen rahatsız edicek başka birini bul kendine." dedim ve telefonu kapattım. Aslında fazla kızmazdım fakat aras fazla boş konuşurdu.
Banyoya tekrar gittim küveti suyla doldurdum içine çikolata kokulu köpürtücümü-kutunun üstünde köpürtücü yazıyordu-tıkacı kapatırken koydum. İşte en sevdiğim..
Suyu elimle köpürttüm ve suyun içine uzandım. Kafamı biraz suyun içine gömdüm ve çıkardım.Sonrası işte uyuyakalmışım...
***50 DAKIKA SONRA***
Kapıya vurulan yumruk ve tekmelerle uyandım.
"Lan beslenay orda mısın? ...Kime diyorum?... Kırıyorum lan kapıyı son şansın!...". diye bağıran oduncuğa onlar görmesede göz devirdim.
" Noluyo ya 2 dakika kestirelim dedik" dedim olabildiğince sakin sesle. Tıkacı çıkarırken durulanmak için suyuda ayarladım.
" Aptal kız unuttun mu bugün tatile gidicez. Birde 2 dakika diyor -çok derin nefes aldı, biraz rahatlamıştı- bana çikolata keyfin için bağırdığından tam 50 dakika geçti." Suyun altına yavaşça girdim ve durulandım.
" Ne var bunda oduncuk??" dedim bornozumu üzerime, küçük havlumu saçına bağlarken.
"10 dakikan var tatile gitmek için yoksa seni bırakırım. Bavulunu baştan aşşağıya düzenledi yaprak hadi hızlı ol." Dedi aras ben yüzüme nemlendirici kremimi sürerken.Aras odadan çıkarken konuştum.
"Yaprak, eğer oraya aldığın ultra mini olanlardan, bustiyeri mayo yerine kullanılabilecek olanlardan ve en önemlisi dekoltenin anasını ağlatacak olanlardan koyarsan bende tırnaklarımı çıkarmaktan büyüüüü...üük zevk alırım" dedim 'ü' leri uzatan ciddi ses tonumla.
"Hay anası bu sefer giyceksin aldıklarımı" isyankâr-ciddi ses tonuyla. Eyvah! Bu ses tonu geldiyse demek ki yaprak şuan her istediğini yaptıracaktı.
Kapıyı açıp çıktım.
'Tamam şimdi ne giyiyorum" dedim pes edercesine.
"Bunları" dedi elindeki bustiyer, hırka ve yüksek bel şortu gösterirken.
"Bu hırkanın bu şortu giymek için ayarladığını biliyorum ama ben duvarın atomlarını bile görüyorum." sakince konuşmuştum, ışte bu yüzden bunları giymek zorundayım.
" Itiraz yok Beslenay " dedi yaprak bavulumu ve makyaj çantamı aşşağıya indirirken.
" Ama ba-"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bücür
Non-FictionSizi ölümden kurtaran birine ilk sözünüz ne olurdu? Tokat atıp"Bunu bir daha asla yapma mı?" Eğer öyleyse hikayemdeki kahramanla çok iyi anlaşacaksınız demektir. *BÜCÜR* APTALLIĞIN EN SAF HALİNDEKİ BIR KIZLA, ¦EGOİST¦ MESLEĞİ BILE KURABİLECEK BIR AD...