Evet o yazmak için can attığım bölüm. Acı çekmek çok güzel ya, bundan psikopatça hoşlanıyorum. İçin yanıyo böyle tarifsiz bi duygu. Muhteşem!
-----Batuhan'ın ağzından...
"Ecem, onun için ölebileceğim kız. Benim için kalbini ver dese düşünmeden vericeğim kız. Tek çarem. Tek varlığım. Yalnızlığım. Aynı zamanda kalabalığım. Kafamdaki tüm düşüncelerim. Herşeyim.
Küçüklük abi. Küçüklük. O anki düşünceme, o anki hislerime sokayım! Ben nasıl bu kızı şerefsizce bırakırım ya. Bi bilse her gün onu izlediğimi. Ve defalarca kez ona aşık olduğumu. Onun için ağladığımı. Ulan ben onun yüzünden sigaraya başladım. Ben lan ben! Sigaranın kokusuna tahammül edemeyen ben, dumanını ciğerimde hissedene kadar içime çekiyorum.
Aşık olduğum kız kocasıyla deliler gibi sevişirken -sevmek anlamında fesatlaşmayın- ben burda kıvranıyorum. Keşke diyorum. Keşke o zamanlarda Ecem'i bırakmasaydım. İşte, keşkeler ancak bana yakışıyor. Hakettim. Şerefsizlik yaptım. Kahpelik yaptım. Hatta pezevenklik yaptım. Çünkü niye? Gerizekalıyım.
Bugün yine onu izlemeye gittim. Evlerine. Ama hiç bir hareket yoktu. Saatlerce beklememe rağmen tek bir televizyon ışığı bile göremedim. Taşınmalarından çok korktum. Ama sonra öğrendim ki tatile gitmişler. O yeri bulmak içinde birkaç saatimi harcadım. Ve, sonunda bulduğumda sadece izleyenlerin ben olmadığımı fark ettim. Bunlar kesinlikle Ecem'in babasının düşmanlarıydı. Niyetleri belli olduğunda Ecem'i arayıp ona onu sevdiğimi söyledim. Cansu'da sesimi duymuş olacak ki telefonu alıp küfür etti. Bende rastgele bir küfür ettim ama bu sefer Cansu'ya değil şansıma. Cansu üzerine alındı mı bilemem.
Ecemden sonra Poyraz'ı aradım. Dikkat et dedim. Sonra telefonu kapattım. Kafamı eğip yürümeye başladım. Düşündüm. Eriyodum ben. Çok seviyorum be. Ailemden uzaktayım. Tek tutanağım Ecem. Onuda kendi ellerimle ittim zaten. İntihar etmeyi denedim defalarca. Ama olmadı yapamadım. Bazen kendimi engelledim.
Kahkaha seslerini duyduğumda kafamı yavaşça kaldırdım. Ağaçlar gözüküyordu. Biraz daha yürüdüğümde kahkaha seslerinin nerden geldiğini gördüm. Bu Cansuydu. Hemen geri çekildim. Koşarak oradan uzaklaştım. Cansu oradaysa Ecem'de oradadır dedim. Beni fark etmiş olacaklardı ki sustular. Ama Cansu konuşmaya devam etmişti belli ki yüzümü görmemişlerdi.
Biraz daha ilerleyip saklandım. Konuşmalarını duyabiliyordum. Sadece sesi bile huzur verebiliyorken ben nasıl bu kızı bıraktım!
Yaklaşık beş dakika sonra bir araba yaklaştığında kaşlarımı çattım. Dikkatli baktığımda bunun Poyraz olduğunu fark ettim. Bir yandan sevinmiş, bir yandan moralim bozulmuştu. Sonuçta Ecem'in yanında onu koruyabilecek bir erkek vardı. İşin kötü tarafıysa bu adam, Ecem'i n aşık olduğu adamdı.
Ecem ön koltuğa oturduğunda çok net bi şekilde Poyraz'ın yanağından öpüp elini tuttuğunu görebiliyordum. O Poyraz'ı öptüğü andı beynimde flaşlar patladı ve gözümden bir yaş düştü. Hemen oradan ayrıldım. Ve evet şuan ses kaydını açmış bunları kaydediyorum. Bir nevi kendi kendimle konuşuyorum. Çünkü çaresizim. Ecem sevdiği adamın kollarında uyurken ben bu cümleleri döküyorum. Göz yaşlarım arasında. Dayanamıyorum!
Biz bizeyiz dostum. Düşüncelerim, hayallerim ve ben. Biz, bir arada oldukça beni bitireceğiz. Gerçi bitmiş bi insan daha fazla nasıl biter ki?" Derin bir nefes aldıktan sonra ses kaydını durdurup hıçkırıklarım arasında boğulmaya başladım. Bu olanları düşündükçe daha kötü oluyordum. Ben elimdekini kaybetmiştim. Çünkü gerizekalıyım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZORAKİ EVLİLİK
RomanceOysa ki Ecem, sadece sevgi bekleyen küçük bir kızdı. Büyüdüğünde hala sevgiye muhtaç küçük bir kız olarak kaldı. Her gün öz anne babası tarafından eziyet gören kız sonunda evlendirildi, para göz ailesi tarafından.. Poyraz ise sadece Ecem'i izleyen...