Eveeeeeeet. Ben geldim Güzelliklerim, hemde yeni bölümle. Bu bölümde önceki bölümün nedenlerini bulacağını umuyorum. Keyifli okumalar ♡ multi Miray *_*
********
Bora'dan;
"Oğlum o kızın elini tutarken ne düşünüyordun? Yani az önceki konuşmalarımız mı?"
Neredeyse bir saattir kafamın etini yiyordu Semih. "Sen ciddisin değil mi?" Kafamı salladım. Semih benim ondört yıllık arkadaşımdı. Aramızda bir yaş vardı onunla. Bir yıl babamla yurt dışında kaldıktan sonra Türkiye'ye dönüp lise üçü okumaya başlamıştım.
Ve buraya döndüğümden beri,"Miray'a aşıksın. Doğru değil mi?" Kafamı sallayarak onayladım onu. "Bak sakın ona kötü birşey yapmaya kalkma. Sonu fena olur. Ben o kızı sırf lisede korumak için bilerek sınıfta kalan bir abiyim."
"Anladım." Diyerek onayladım onu. Ama asıl aklımda olan, yarattığım bir denklemdi:Acı Savaş= AŞK
"Tamam, neyse cuma günü Miray'la seni zorla soktuğum şarkı yarışması vardı; hatırlıyorsun değil mi?"
"Evet hatırlıyorum. Ve prova yapmalıyım. Yada her neyse."Tek kaşını kaldırdı.
"Hangi şarkıyı söyleyecektin?"
Güldüm. "Seksendörtten, kendime yalan söyledim şarkısı. Son iki cümlesi kesinlikle beni anlatıyor." Semih'te güldü. Ama çalan telefonun sesi kulağımı doldurunca susutum. Şarkı güzeldi ama,kim söylüyordu bunu? "Kim arıyor Semih?" Diye sordum merakla. "Sesten merak ettin değilmi. Gitarı çalan da söyleyen de Miray. O arıyor."
Dedi ve aramayı cevapladı. Hoparlörü açtığında Miray'ın "of" sesini duydum.
"Alo, abi?"
"Efendim abisinin meleği?"
"Nerde kaldın ya?"
"Bora'dayım ben."
"Ne! Neyse. Annem yok evde, saat gecenin on biri ve yarın yarışma var biliyosun."
"Çıkıyorum abim şimdi."
"Lütfen çabuk gel abi. Korkuyorum. Biri evi gözetliyor..."
Semih telefonu kapattığı gibi ikimiz de ayaklandık. "Semih bende gelsem olur mu? Merak ettim şimdi." Kafasını salladı. Anahtarı alıp dışarı çıktık ve ayakkabılarımızı giyip arabaya fırladık. Her kimse o gözetleyen, fena benzeticektim.
"Bora, anladım ben. Sen fena abayı yakmışsın. Ben kullansam iyi olur. Senin sinirinle kaza yaparız yoksa." Dedi ve yer değiştirip sürücü koltuğuna o geçti ve anahtarı çevirip motoru çalıştırdı.********
Evin önüne geldiğimizde beklemeden arabadan indik. Dekoratif olarak kullanılan kütüklerden iki tane alıp yanıma geldi Semih. Bir tanesini bana verince gülümsedi.
"Ağacın arkasından içeri bakan şerefsizi görüyor musun? Neyse. Arkadan dolanıp kafaya bu kütüklerle patlatçaz, sende bu sırada Miray'ı sakinleştir, anlaştık mı?" Çocuksu bir hareketle kafamı salladım ve planı uygulamaya başladık. Sakin olmaya çalışarak sessizce ağaca döndük, yavaşça yürüdük ve tam arkasındayken tüm sinirimizle kütükleri kafasına indirdik. Bayıldığında,
"Sen koş Miray'ın yanına." Dedi ve bayılttığımız çocuğu sırtına attı.Bahçeye girdiğimde kapının açıkta ve Miray'ın ağladığını gördüm. Yanına gittim ama, kapıdan aşağıya inen iki basamağı çıkmadım. Çünkü böyle yüzüne bakabiliyordum. Dağılmış topuzundan çıkıp önüne gelen yumuşacık saçlarını düzeltmeye çalıştım o telaşta. Ve yavaşça çenesinden tutup yukarı kaldırıp yüzüme bakmasını sağladım.
Gözleri kızarmış, yeşilleri daha bir belli olmuştu. Gözlerime sabitliydi o güzelim yeşil gözleri. Bir an kollarını boynuma doladığında afalladım. Kendime geldiğimde ise, heyecandan patlayacak olan kalbimi sakinleştirmeye çalışıp bende kollarımı beline sardım. Halla kolları boynumdayken, kafasını da gömdü ve hıçkırıkları kesilip ağlamaya başladı. Boynumun sol tarafı ve tişortümün yakası ıslanmıştı bile. Onun üzülmesi beni etkilemişti. Ben, 'diğer' kızların bana taktığı 'badboy' erkeklerden değildim ve asla olmayacaktım. Dövmeleri seviyordum ve onun için yaptırmıştım. Sağ kolumda bir tane orman şekliyle yapılmış gitar dövmesi vardı.
Miray'ın sırtını okşadım sakinleşmesi için. "Üzülme, güzelim. Geçti işte. Abin halleti onu. İstersen sen de döv onu. Olur mu? Ne olur, ağlama."
Kafasını kaldırıp yüzüme baktı. "Bir tek bu olsa iyi ya, Bora. Canımdan sevdiğim arkadaşım, Esila, taşınmış ya buralardan. Haber vermeden gitti, Bora. Gitti..." Ellerimi belinden çekip göz yaşlarını sildim. Benim bu hayatta sevdiğim üç kişi vardı. Miray, annem ve Semih. Ve, ben bu üç kişi üzülürse dayanamam. Gözlerim dolardı aniden. Şu anda olduğu gibi. Dudaklarımı birbirine bastırdım. Ağlamadım hiçbir zaman. Sesim çatallaşmazdı da. Ama üzülürdüm. Bu benim kişliğim işte. "Ne oldu bana ya?" Sesini duyduğumda, Miray'ın ağlaması kesildi ve yüzü kızgınlıktan gerildi. "Emre!" Diye bağırdı iki basamağı inerken. Emre dediği çocuk ona doğru dönünce göz kırptı. Tabi yerde olduğu için şanslıydı benim açımdan. Sonuç, Miray'ın feci tekmesi. "Seni yüzsüz! Ben sevmiyorun oğlum seni gelme peşimden! Taktın kafana beni! Bırak artık yakamı, bırak!" Sinirden elleri titreyen Miray'ı kenara çektim ve Semihe sus işareti yaparak konuşmaya başladım. "Duydun değil mi bu kızı? Eğer bir daha seni etrafında görürsem, öyle bir döverim ki, inan kimseyle konuşmaya yüzün olmaz." Korkuyla bana bakıp konuştu. "B-bora? Vallaha a-abi b-ben göz-gözetlemek istemedim."
Benim ona bağırmamla konuşması bölündü.
"Yürü git artık burdan! Bir daha bu sokağın on metre yanından bile geçme!" Kalkıp koşmaya başlayınca Semih'e döndüm. "Aferim Bora. Senden mafya olurmuş" deyip güldü.
Miray'a döndüğümde ise korkup bir iki adım geri kaçtı.
"Benden mi korkacaksın Miray?"
Omuz silktiğinde güldüm. Ve kollarımı açtım. "Gel bence."
Dedim ve gülüp bana sarıldığında sanki yıllardır yan yanaymışız gibi hissettim. Miray'ın sarılmasıyla Semihe baktım. Göz kırpıp kafasını salladı. Bu onun, 'Tabiiki' ve ya 'bir şey olmaz, dövmem seni' temalı hareketiydi. Benim de kollarım onun boynundayken konuştum. "Ben korkulacak biri değilim Miray. Bence artık hep senin yanında olmalıyım." Dedim ve 'söyleyebildim mi?' Mânalı bakışımı Semihe attım. Kafasını sallayınca kıkırdadım. Artık bir amacım vardı, Hem bir aşkla savaşacak, hem aşık olmamış bir kıza ufak ufak aşkı öğreticektim.**********
Eheheheh ben geldim anam. Amaçladığım bölümü bitirdim sonunda:) ayrıca yeni kapak yaptım. Beğendiniz mi?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İZMİRLİ
Teen Fiction"ASIN Emojileri!" Okulda tek bir söz ile tanınan bir kız düşleyin. Lakabı 'İzmirli' olan. Evet, adı Miray. Her ne kadar utangaç bir siması olsa da, okulu birbirine katan, sonunda da müdürün odasında bulunan bir kız. Eğer sorarsanız, "Nerde bu Miray...