Ertesi gün araştırma için bir grup Byron Bay'e gitti. Luke onlara şişeyi bulduğu yeri gösterdi. Ne yaptıklarıyla ilgili hiçbir fikri yoktu. Birkaç tuhaf ölçüm yapıp bir deftere not aldılar. Not almak için bilgisayar kullanmaları daha iyi olmaz mı diye düşündü ama bu onların işiydi. Onlar araştırma yaparken bir kafeye oturdu. Telefonunu eline alınca bir mesajının olduğunu gördü
Bu günkü provaya geç kalmazsın dimi?
-AshtonMesajı okuyunca provayı unuttuğunu fark etti. Şimdi yola çıksa ve birkaç hız sınırını aşsa yetişebilirdi.
'Orada olacağım' yazdı ve masadan kalktı. Dışarıda çalışan gruba son bir bakış atıp arabasına bindi. Ara ara yolcu koltuğuna koyduğu şişeye kaçamak bakışlar atıyor, içinden kendi kendine konuşuyordu 'ah Katie umarım bulmaya değer birisindir ama eminim öylesin.'
Tuhaf bir şekilde hiç trafik cezası almadan prova salonuna varabilmişti. Şiseye son bir bakış atıp arabasından indi. Koşar adımlarla içeri girip bir hamlede gitarını boynuna geçirdi.
'Tomorrow I'll be coming back to you' diye şarkıyı bitirdi. Henüz üç şarkı çalmışlarken Luke'un telefonu çaldı. Arayan Bay Cooper'dı. Birden kalbi daha hızlı atmaya başladı Bay Cooper aradığına göre bir gelişme olmalıydı.
"Efendim" diyerek telefonu açtı.
"Bay Hemmings şişenin nereden geldiğiyle ilgili bilgi topladık. Yarın saat 3'te gelebilir misiniz?"
"Tamam elbette yarın orada olacağım" dedi heycanlanmıştı ve suratında engel olamadığı bir gülümseme vardı.
YOU ARE READING
Message Bottle // l.h.
Fiksi PenggemarLuke sörf yaparken okyanusun altında parlayan bir şey gördü.