MULTİ=AYBARS SOYLU Kapıyı açtığımda sayamadığım kadar koruma vardı bu yüzümdeki sırıtşı genişletirken artık emindim bu intikam planı burda başlar korumalarımın hepsi emir beklerce yüzümü bakarken Çakabey yanımda belirdi " Sen mi sürmek istersin ben süreyim mi ? " diyerek yüzüme çevirdi bakışlarını ben ondan tarafa bakmadan " Sen sür " diyerek siyah rolly royce yürümeye başladım oda arkamdan yürümeye başladı arabanın arka kısmına oturdum oda sürüce kolutuğuna geçti 8 araba koruma 4 adet motorsikletliyle galiba bu savaşa hazırım
Yolu camdan dışarıyı izleyerek geçirdim insanlar ve kalabalık kaçtığım şeylerden biriydi daha fazla bakmamak için arabanın içinden kindle'mı çıkartıp kitap okumaya başladım zaman ne zaman geçti bilmiyorum ama arabanın yavaşlamasıyla elimdeki kindle bıraktım Çakabey sürücü koltuğundan çıkıp kapımı açtığında yavaş bir şekilde arabadan indim önümdeki kırmızı halı ne kadar itici dursada yürümeye başladım gazeteciler paparazilerin sesleriyle doluydu etraf ' Alpike buraya bak ' , ' Yıldırım bir poz ' , ' Alpike hanım hakkınızda çıkan kadın ticareti doğru mu ' gibileriyle dolu bir kaç poz verip büyük merdivenlerin olduğu yere geldiğimde yüksekten bir sürü masayı ve oturan kişileri görüyordum hepsi kendi alemlerinde gözüm üç kişiyi keserken
Yanıma gelen Çakabeyle merdivenlerin başında davetli isimlerini okuyan adamın yanına gittik adam nerden baksan kırkını deviriyodu beyaz saçlarıyla ama üstüdeki smokin hiç kırkını göstertmiyodu adam nazik bir şekilde gülümseyip " Adınızı rica edeyim hanım efendi " dedi ona karşılık olarak güzel bir gülücük atıp " Alpike Yıldırım " dedim adam listeye kısa süreli göz atıtı ve hemen geri döndü " Tanıştığıma memnun oldum Şeref konuğumuz Alpike hanım " dedi onu gözlerimle oayladıktan sonra salona döndürdü kendini ve ensturüman çalanlara kaş göz işaretiyle durdurdu bazı misafirler anlamış gibi bakışlarını merdivene çevirirken bazıları konuşmaya devam ediyordu
Adam herkesin duyabileceği bir ses tonuyla " BU SENE Kİ ŞEREF KONUĞUMUZ ALPİKE YILDIRIM " dediğinde bu sefer salondaki herkesin gözü merdivenlerdeki zarif kadına döndü bazıları kıskançlıkla , bazıları hayranlık , bazılarıysa nefretle bakıyordu Alpikeye bu onu tatmin etmişti Alpikede salondakileri süzdü yüzünde soğuk ifadeyle gözleri üç kişide takılı kaldı babası , büyükbabası ve Dağhan bu ailede mafyacılık oynamayan bir kendisi vardı o sadece kumarhane işletiyo ve yanı sıra kadın ticareti ama hiçbir hak gözetmeden gelenler kendi ayaklarıyla gelirdi Alpike onlara ev araba alırdı ve kimsenin onlara kötü davranmasına izin vermezdi onun için en geniş ağ ondaydı kumarhane ve kadın bu zamanlarda onun meskeni altındaydı
Derin düşüncelerimden kurtulup yavaşça merdivenlerden indim ve müzik devam etmeye başladı bazıları önlerine dönerken bazıları hala onu süzüyodu yanımdaki Çakabeye döndüm " Sence kimlerin masasına oturmalıyım " diye fısıldadı kulağına Çakabey ona dönmeden bakışlarını salonda gezdirerek " Bence kumarhane işletenlerin yanına ordanda mafyaların namı değer babaların masasına oturmalısın " dediğinde az çok kafasına uymuştu dedikleri yönünü kumarhane işletenlerin masasına çevirdi ve başköşede yerini aldı masadaki herkez ona nefret eden bakışlarını yollarken Timuçin konuşmaya başladı " O şeref konuğumuzda burdaymış" dedi sesindeki nefretle Alpike ona yüzündeki sırtışa ters düşen buz gibi gözleriyle cevap verdi " Doğru sizin bir kere bile seçilemediğiniz şeref mertebesi " dedi alayla
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SINIR
ChickLitNE karanlık NE aydınlık Labirenti Yöneten O Seçilen Değil Seçen O Bu OYUNU Başlatan onlar BİTİREN O Olacak ...