GİRDAPLAR

82 42 29
                                    






Yaşamak, vücut ısımı sarsan sert bir rüzgar gibiydi..


SIRADAN BİR GÜN

Güneş solmuş, parçalı bulutlar kaplamıştı gökyüzünü.Yaralı bir kuş gibi kalakalmıştım sokak ortasında.
Belli belirsiz bir ağrı yayılmıştı vücudumun dört bir yanına.

İçimde bir yerlerde hep bir korku vardı.Korkularım zirveye ulaşmış bir patlama emriyle tutuşuyordu.Saat gece yarısını geçmişti.Kaldırımda yürüyüp kulüplere gidenler, yiyişen insanlar ve geceyi dışarıda geçirmek isteyen türlü türlü insanlar vardı.

Takip edildiğimi iç güdüsel olarak biliyordum sanki.Hızla başımı omzumdan arkama çevirdim peşime takılan kişiyi görmeye çalıştım lakin çok fazla insan vardı ve kim tarafından takip edildiğimi idrak edememiştim.

Yolda koyun sürüsü gibi yürüyen insan yığının arasında yürümeye yer edindim. İçimde tehlike çanları çalmaya başlamıştı ve gariptir ki bunun sebebinden bir haberdim.

Hızla metrobüs durağına yürüdüm.Yere her ayak basışım korkularımı kat be kat arttırıyordu.Peşimde her kim varsa izimi kaybettirmeye çalıştım.

Koşar adımlarla şehrin altındaki ulaşım ağına giden merdivenlerden ikişer ikişer inmeye başladım.Perona geldiğimde köşeyi dönüp sırtımı duvara yasladım.Nefes nefese kalmıştım. Nefes alış verişim düzene girmekten ziyade imha edilmeyi beklercesine adeta hızla atıyordu.

Sanırım kurtulmuştum.Birkaç dakika sonra merdivenlerden ayak sesleri işittim.Yanılmıştım, kurtulduğumu varsaymak ne kadarda ironiydi.Saniyeler ve saliselerin yapmış olduğu kovalamacanın ardından, okyanus mavisi iri gözlerle göz göze geldim.

Tapılası bir büyüsü varmış hissi uyandırdı.Kimbilir belkide saçmalama evremdeydim.Boğazımda bir düğüm oluşuverdi ardından yutkunma isteği oluştu.

Tükürüğümde boğulmak üzereydim, korkunç bir vahşette bakıyordu okyanus mavisi gözler.Bakışları nefretin kıyısından savrulmuş ve hatta taşmıştı çok fazlaydı boyutu.

Saklandığım köşeye bir el ulaştı ve gırtlağımı liğme liğme edecek bir biçimde yapıştı.Neydi ki bu yabancı faninin benimle derdi, diye tıpkı burnumdan çıkacakmış gibi duran dumanımla birlikte iç geçirdim.

Boğuluyordum, reflekslerime güvenip erkekliğine iri okkalı bir tekme geçirdim.Evet, başarmıştım.Okyanus mavisi gözler şuan yoğun dalgalarla boğuşuyordu.Okyanusları şuan tıpkı bir gayzer gibi alev alev olmuştu.Birkaç küfür mırıldanıp ardından acıyla kıvrak bir ses tonuyla inledi."Asi bir, Taşkıran." diyip pis pis gülmeye başladı.Aniden yaptığım bu hareketi gittiğim dövüş kulüplerinden öğrenmiştim.Tamam korkak olabilirim
ama zırh kadar güçlü taraflarımda vardı.Karşımdaki her kimse beni tanıyor olmalıydı.Okyanus mavisi gözler bileğimi yetişip hızlıca çevirdi.Ağaç dalı kadar incecik bileğim kırılmamıştı fakat kırılmasına ramak kalmıştı.Acıya rağmen çıt dahi çıkarmadan bileğimi kurtarmaya çalıştım.Yalnız bileğimi kurtarabilmem için kırk fırın ekmek yemem gerekiyordu.O denli güçlüydü karşımdaki mahlukat.Beni gördüğünden beri nefret dolu bakışlarını gözlerimden esirgemiyordu.İçimde bir yerlerde olan korku belirdi birden.Okyanus mavisi gözler durdu belindeki silahı hazır hale getirdi.Tıpkı, pusuya yatırılmış bir düşman gibiydim.Bedenimi hızlıca sert ve acı soğuk duvarla bütünleştirdi.Vücudumdaki ağrılar artışa geçerken bu durum karşısında afalladım ve akmaya hazır hale gelen göz yaşlarımı içime akıttım.Karşımdaki kesinlikle 'düşmanımdı' ve benim güçsüzlüğümü görmesini istemiyordum.Bu damgayı size zarar veren herkese yapıştırabilirdiniz.Canımı acıtmasına son noktayı koymak istercesine avaz avaz "Seni hayvan herif ne yaptığını sanıyorsun sen?!" diye bağırdım.Okyanus mavisi gözler sanki konuşmamı bekliyormuşçasına durdu."Kimsin ve ne istiyorsun benden?!" diye inledim.Genç adam tekrar iğrenç gülüşünü takındı.Bu gülüşüyle kusma isteğiyle dolup taştım adeta."Bade Soran'ın abisi."diye kısa bir cevap verip gözlerimi liğme liğme edercesine esir aldı.Duyduklarım beynim algılarken zorlansada algıladıktan sonra okyanus mavisi gözlere boş boş bakındım.Okyanus mavisi bu gözlerden nefret fışkırtıyordu.Korku bütün bedenime işlemiş gibi şok etkisi yarattı.Avuçlarımdan oluk oluk ter akıyordu."Kız kardeşinin ölümüne ben sebep olmadım ve eğer gitmeme izin verirsen burada olan biten herşeyi unutmaya hazırım." diyerek söylediklerini es geçtim yahut kim inanırdı ki böyle bir kumpasa?
"Korkak bir dişi Taşkıran modeli, bu hoşuma gitti doğrusu." diyerek elindeki silahı bana doğrulttu.Şuanki korkumu yenebilmem yüksek dalış rekortmeni olabilmek gibi zor bir şeydi.Ayak sesleri işittim ve dibimizde son buldu."Kuzey..Kuzey, sakın bana intikamını bu kadar kolay alacağını söyleme." dedi şaşkınlığından sesini yutarcasına genç adam. İntikam ateşi bedenime sıçrayarak derin yaralar açmaya başladı.Azrailim karşımdaydı ve ben ona resmen teslim olmuşçasına boyun eğiyordum.Düşüncelerimden arınmamı sağlayan bir sızı baş gösterdi kolumda."Savaş, git başımdan!" diye kükredi.Adının Savaş olduğunu öğrendiğim genç adam "Kuzey, saçmalayı kes ve indir şu silahı!O sadece bir rehine bunu unutma!" dedi sinirle.Olan biteni izliyor ve tirtir titriyordu bedenim.Okyanus mavisi gözler bi an düşündü.Önce silaha sonrada bana bakındı ve uysalca silahını indirdi.Kuzey "Senin en mutlu gününde hayatını cehenneme çevireceğim Taşkıran!" dedi sert ses tonuyla ve uzaklaşıp gittiler.Sessizliğimi bozduğum gibi hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladım.Vücudum kurşunun etkisiyle kavruluyordu adeta.Bedenim büyük bir gürültü eşliğinde soğuk zeminle bütünleşti.Elimi kurşun yarasına götürüp yaraya küçük ellerimle baskı uyguladım.Kanayan yara durmak bilmeksizin daha fazla akmaya başladı. Kim derdi ki, üvey annesinin eziyetlerine katlanan genç kızın bir kan kaybından öleceğini.Bir süre kurtarılmayı bekledim ve uyanık kalmaya çalıştım.Ama ne gelen ne de giden olmuştu.Göz kapaklarım uzun direnişlerinin ardından yavaşça kapandı.Soğuk zeminden güçlü iki el bedenimi kolları arasına aldı.Soğuk hava dalgası tırmalarcasına yüzümü
yüzüme vurdu..

~Hikayemi okuyup beğenen bütün kullanıcılara şimdiden teşekkür ederim.Lütfen herkesten ricam emeğe saygı..
~Bu hikayemin önsözünü okuyan kişilerin beğenisi adına watpadde yayımlama kararı aldım, umarım sizlerde beğenirsiniz.
~Kesinlikle..Laf olsun diye yazma taraftarı değilim, sizlere birşeyler katmak adına yazıyorum.

GİRDAPLARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin