Bu gün yine kızlarla kavgaya burnumuzu sokmuştuk. Benim kaşım ve burnum, bizim deli kızın ağzının yanı ve erkek fatmamızında suratın kanamış ve morarmıştı.
Bu yetmezmiş gibi polisede düşmüştük. Şimdi nasıl kurtulucaz burdan hiç bir fikrimkz yok. Bir şeyler uydururuz.
Ha bu arada size kendimizi tanıtmayı unuttuk. Benim adım Luanna. 22 yaşım var. Deli kızın adı Kazandra. Onunda 22 yaşı var. Erkek fatma kızımızında adı Mia. Ee onunda 22 yaşı var.
Evet işte polisimizde geldi. Polisde bizden bıkmıştı. Belkide 123 defa düşmüştük. Tamam tamam biraz abarttım ama en azı 10 defa buraya düşmüştük.
-Kızlar şimdi sizi atayımmı nezarete.
-Abi kıyma yapma eyleme günahdır. Bu üç güzel kıza hapisane yakışırmı dedi Kazandra. Yine yalakalık ediyordu. İşini iyi biliyordu. Aramıza ona sürtük diyorduk. Ama tabikide öyle bi kız deyil.
Dışdan öyle deli olduğuna bakmayın içinde tufan kopuyordu. Bizimde öyle. Çünki başlarımıza gelen olayların yanında az kalır. Size anlatayım.
Şimdi benim annem tam bir sürtük kraliçesi çıktı. Bunu kaç yıldır yapıyormuş. Babamda tam bir piç adammış. Annem dediyim kadın gibilerini satıyormuş.
Kazandıranın annesi ve babası her gün Kazandranı dövüyorlardı. Sonunda bıkmıştı ve evden kaçmıştı. O yüzden kendini iyi hissetmek için böyle şakalar yapıyordu.
Mia ise... Onun durumu çok farklı. Annesi lezbiyen çıkmıştı. Annesinden düşünümediyim kadar nefret ve kin besliyordu. O kadına bir daha anne demiyiceyine yemin etmişti.
İşte hayatımız böyle oldu. Biz çocukluk arkadaşlarıydık. Eyer sorarsanızki ne olur olsun sizde aşık olacaksınız tabikide aşık olmayacayız. Hayatımızı anlattık.
Ailelerimiz yaptığı pisliklerden sonra aşkın ne olduğunu unuttuk. Biz aşkı bir birine düşkün olan insanlar diyilde, bir birlerinin bedenine düşkün insanlar gibi biliyoruz.
Polis amca bilgisayarda bir şeyler taradı. Sonunda bizim suçsuz olduğumu anladı.
-Hadi kızlar gene yırttınızda sonrakında napıcaksınız acab merak ediyorum.
-Haydi eyvallah polis amca görüşmek üzere.
-Şimdi gide bilirsiniz yani serbestsiniz.
Her defasında şansımız tutuyordu ve kurtuluyorduk. Kurtulduğumuz için artık sevinmiyorduk. Aksine üzülüyorduk. Çünki bu hayatta yaşanacak, görücek, eylenecek, sevinecek bir şey kalmadı. Hepsi yok oldu.
Geriye kalan tek bir şey var. Kırık kalp. Kırık kalp sanki bir vazonun kırılması gibi. Yapıştırıyorsun, onarıyorsun ve tatam güzel oluyor. Ama artık eskisi gibi güzel parıl parıl olmayacak. Nasıl söylesem onu kıranlar hep hatırlayacak ve hep üzülecek.
Neyse bu kadar yeter. Bu arada size söylemeyi unuttum. Emliyyetden çıktık. Her birimiz bir yerlere dağıldık. Ben her zamanki gibi en sevdiyim yere gittim. Yani sahile.
Sahili çocukluğumdan beri sevmişimdir. Yani sahili güneş için seviyorum. Güneşi gördüyümde içim ısınıyor. Bir enerji geliyo bana. Bunun nedenini bilmiyorum.
Güneş vardı hala gök yüzünde. İşte yine içimde bir mutluluk yarandı. İşte batıyor güneş. Yine aynı şey oldu. Sanki kalbimi birisi eline almış ve sıkıyordu.
Bu benim çocukluğumdan beri var. Bu 1-2 dakika sürüyordu. Sonra yine eski mutsuz ve kırgın kız oluyorum. İçimde alevler yanıyor. Sanki içimdeki dünya parçalanıyor.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gizemli Dünyanın Sırları...
ActionÇocukluk arkadaş olan 3 kız. Ve bu 3 kızın karşısına çıkan 3 korkunç erkek. Acaba kızlar ne yapacakalar