Chaeyoung
"Beni niye fark etmiyorsun?"
Yarı sarhoştum ve çoğu şeyi yapacak takatim yoktu. Bununla birlikte deli cesareti de gelmişti.
Yaklaştım ve dudağımı onunkine bastırdım. Ve beklemediğim bir şekilde bana karşılık verdi. Eğer bunu yapacak takatim olsaydı gözlerim şu anda kocaman olurdu ama bunu yapacak takatim yoktu. Onun yerine gözlerimi kapattım. Sağ eliyle belimi kavradı daha sonra da sol eliyle. Hayatım boyunca hiç bu kadar zevk aldığımı hatırlamıyordum.
Ve birden bire geri çekildi. Gözlerimi açtım ve ona baktım. Bana mahçup bir şekilde bakıyordu.
"Ö-özür dilerim..."
Gözlerini sertçe kapadı ve tekrar açtı.
"A-arkadaş kalalım!"dedi ve hızlı adımlarla odadan çıktı.
Arkasında kırık bir kalp bırakarak...
***
Saçıma havluyu sardım ve bornozumu giyip banyonun kapısını açtım. Açmamla Tzuyu'yla karşılaşmam bir oldu.
"Kim geldi?"
"K-kimse."
"Sana gelmiş!"
"Kimse gelmedi!"
"Sana dışında gelebilecek biri yok bu eve. Sana gelmiş."
İç çektim ve 'evet' anlamında kafamı salladım.
"O senden hoşlanıyo. Sen neden ondan hoşlanmıyorsun?"
"Bu konuyu konuşmuştu-"
"O senden çok hoşlanıyo Tzuyu!"
"Chaeyoung-"
"Neden onu mutlu etmeye çalışmıyorsun? O senin yüzünden mutsuz! O senin yüzünden beni görmüyo!"
Tzuyu son söylediğim şeyle afalladı.
"Chaeyoung sen-"
"Evet! Onu seviyorum! Oldu mu?"dedim ve onu itekleyip geçmeye çalıştım ama o kolumu tuttu ve beni kendine çevirip öbür eliyle de öbür kolumu tuttu.
"Onu sevmiyorum Chaeng! Ve yaptığı o hareketlerden sonra da onu sevmem mümkün değil. Bu benim suçum değil! Kalbimin Sana değil de bir başkası için atması benim suçum değil!"
Tzuyu'nun söylediği şeyle gözlerim kocaman olmuştu.
"Dün... Dün moralimin bozuk olma nedeni Sana'ydı. Beni zorla öpmeye çalıştı ve..."
Gözleri dolmuştu. Gözlerini kırpıştırdı ama hiçbir işe yaramadı.
"O gördü!"
"O kim?"
"M-momo..."
Nayeon
"Jihyo!"
"Dibinde oturuyorum bağırmana gerek yok."
"Ne yapıyosun?"
"Oyun oynuyorum."
"Neden?"
"Çünkü hayat çok sıkıcı."
"Neden?"
"Çünkü sen varsın."
"Terbiyesiz!"
Gözlerini telefondan ayırmadan dil çıkardı ve oynamaya devam etti.
Kollarımı kavuşturdum.
"Sana neden gelmedi acaba?"
"Çünkü bu evde bir squirtle yaşıyo!"
"Hey!"
"Ney?"
"Kes!"
Kıkırdadı ve telefona geri döndü. Kapının çalmasıyla zıplayarak kalktım ve kapıya gittim.
Sana bana gülümsüyordu.
"Merhaba Sana."dedim ve ben de ona gülümsedim. Jihyo'yla konuşurkenki kaba halim bir anda uçmuştu sanki.
"Selam Squirtle!"dedi ve göz kırptı.
"Gitmiyo muyuz? Jihyo nerde?"
"İçerde."dedim ve derin bir nefes alıp Jihyo'nun adını hönkürdüm.
"Ne be?!"
"Sana geldi!"
"Biliyom!"
"Gel gidiyoz!"
Jihyo birkaç saniye sonra yanımıza geldi. Hala elinde telefonu vardı.
"Aish!"diye mırıldandım ve elinden telefonu aldım.
"Ya ver şunu! Ayağında bir Squrtile var!"
***
Jihyo telefonuyla uğraşıyordu. Sana önündeki bubble teanin pipetiyle oynuyordu.
"Nası gidiyo...Sana?"
"Hiç... Her zamanki gibi işte..."dedi ve kafasını kaldırıp bana baktı.
"Jungyeon hala seni rahatsız ediyo mu?"
"Şey..."
O sırada yanımdan geçtiğini hissettiğim uzun boyla kafamı o tarafa çevirdim. Tzuyu yanımdan geçiyordu. Kolunu tuttum ve onu durdurdum.
"Nereye böyle güzel bayan?"
Kıkırdadı.
"Siz de burda-"
Birden endişeyle kafasını kaldırdı. Baktığı noktaya bakmak için kafamı çevirmeye yeltelendiğimde aniden indirdi ve telefonunu çıkartıp bir şeyler yazmaya başladı. Aynısını Sana'nın da yaptığını fark ettim.
Kapının açılmasıyla ikisi de kafasını hızla kapıya çevirdi. Ben de çevirdim. Kapıda Momo ve Chaeyoung vardı. İkisine de aynı anda mesaj geldi. Hızla kafalarını kaldırdılar ve arkalarına dönerlerken onlara seslendim.
"Hey Chaemo! Nereye?"
İkisi de yavaşça buraya döndü.
"Hiç..."
"Otursanıza!"
Bir süre öylece durduktan sonra en sonunda Momo Chaeyoung'un elini tuttu ve onu masaya getirtip oturttu. Tzuyu da Chaeyoung ve Momo'nun arasındaki boş sandalyeye oturdu.
Sana'nın Momo'ya kaş göz işareti yaptığını fark ettim. Momo ayağa kalktı.
"Lovoboya gitmeliyim. Çıkmadan önce gitmemiştim."
Tzuyu
Momo'nun kalkmasından birkaç saniyesi sonra ben de kalktım.
"Aynısı benim için de geçerli!"dedim ve tuvaletlere doğru gittim.
Biraz bekledikten sonra Momo çıktı ve beni gördü.
"Huh? Naber Tzu?"
"Fena değil."
O ellerini yıkarken çaprazında bekledim. Arkası bana dönük olduğu için gözüm istemsizce bakmamam gereken yerlerine kayıyordu.
"Hala ergenlik dönemindesin..."
"Eh?"
"Kalçalarıma bakıyodun da..."dedi ve suyu kapatıp omuz silkti. O ellerini silerken ben de yüzümün kızarıklığımdan kurtulmaya çalışıyordum.
"Unnie...Ben bir şey söylemeliyim!"
Arkasını döndü ve bana gözleri büyümüş bir şekilde baktı.
"E-evet?"
"Benim özel hocam olur musun?"
Bunu dememle rahatladı.
"Tabiki Tzuyu! Ama senin derslerin çok iyi! Neden özel hocaya hatta özel öğrenciye ihtiyacın var ki?"dedi ve kıkırdadı.
'Senin gülüşünü yerun."demedim tabikide... Ama içimden geçen tam olarak buydu.
"Ne kadar iyi olsada kaçırdığım yerler oluyo ayrıca öğretmenler beni anlamıyo..."
Sırıttı ve gelip yanaklarımı sıktı.
"Küçük Tzuyu öğretmenlerden mi utanıyor?"
O bunu yaparken yanaklarım tekrar yanmaya başladı. Bakışları yavaşça dudaklarıma inince alev almış gibi hissettim.
"Dudakların..."
"...rengi çok güzel. Hangi markayı kullanıyorsun?"
"Ben...bu gün ruj sürmemiştim."
"Ciddi misin?"dedi ve çenemden tutup beni kendine çekti. Yüzlerimiz arasında santimler vardı.
"Hey siz ne halt yiyosunuz orda?"
Momo hızla beni bıraktı.
"Yoksa siz tam öpüşürken mi araya girdim ha?" dedi ve sırıttı.
"Hayır... Öyle bir şey kesinlikle yok! Öbürlerine de böyle aktarayim deme sakın!"
Bu kalbime sanki ninja yıldızı gibi girmişti (Ğ:Evet ninja yıldızı çünkü Momo japon >.<) .
Olayı anlamayacak kadar aptal değildim. Momo Sana'nın bana olan takıntısını öğrenmişti ve Sana Momo'ya olan bakışlarımı fark edip bana yaklaşmamasını istemişti.
Ama şöyle bir şey vardı ki...
Ben Momo'ya gördüğüm ilk anda aşık olmuştum...Az çok Tzuyu'nun Momo'yu sevdiği belliydi zaten...
Ve bir de şey var,
Yorum atsan elin mi kırılır?
-Ğ

ŞİMDİ OKUDUĞUN
I'm Minatozaki
أدب الهواةBu hikayede Sana bütün Twice üyeleriyle shiplenmiştir! İstemeyen okumasın aq!