Bölüm 6- İntihar

49 7 4
                                    

Funda'ya bir tane daha geçirdim. Elimin yanması, benim canımı acıtanlara bir tokat daha atma isteği veriyordu. O bana aptal aptal bakarken Tunç arkamdan yaklaştı. Bıçağını çıkardı, "Biraz oyun oynayalım." Funda'nın gözbebekleri büyüdü korkudan.
Mira içeriye girdi, elinde bir sürü içecek vardı.
"Susamışsındır Funda, hangisini içersin?" Tunç'un bu yardım dolu sorusunun arkasındaki muzipliği bir tek Mira anlamıştı.
Funda, "Fanta severim ben." dedi. "Hemen bu güzel kadına bir bardak Fanta!" diye seslendi Tunç. Bıçağı Funda'nın dudakları üzerinde gezdirdi. Tam dişlerine gelecekken bir anda aşağıya bastırdı. Dudağı patlayan Funda'nın üzerine asitli Fanta'yı gezdirdi. "Çok seviyordun değil mi?"

-------

Mert sınavın olacağı salona doğru ilerledi. Avukat olmak için son sınavını geçerse, kendi bürosunu kuracaktı. İngilizce olmasına çalışmıştı Mert. Sınav soruları Türkçe gelince, çok mutlu oldu. Fakat, sorular kazıktı. Eğer geçemezse, okulda kaç senedir kaldığı için atılacaktı. Ve atılmak istemiyordu. 50 puanın altında almaması lazımdı. Sınava çok çalıştığı için stres yapıyordu. Sınav kağıdını uzattı görevliye. En az 50 alacağından çok emindi. Bu da geçtiği anlamına gelirdi..

-------
"Evet Fanta'ya bayılırım." dedi dudaklarından kanlar akan Funda.
"FUAT NERDE YA? DİKİŞ ATSIN ŞUNA ÖLECEK YOKSA!"
"Mert'i sınavdan almaya gitti."
Herkes Mert'in bu sınav için çok çalıştığını biliyordu.

-------

Mert, sınavdan çıkışta, Arzu'ya rastladı.
"Aa, Arzu, naber?"
"İyiyim, Mert." Saygılı kızdı Arzu. Minyon tipli, sevimli bir kızdı.
"Sınavın nasıl geçti Mert?"
"Kesin mezun olacağım bu sene.."
"Hım.. Tebrik ederim.."
"Teşekkürler, balım."
Arzu'nun alnına bir öpücük bıraktı. Kol kola girdiler ve yürümeye başladılar. Mert sanki dünyaların kralı gibiydi, Arzu da onun utangaç prensesi..
Mert'in telefonu çaldı.
"Alo?"
"Alo? Oğlum?"
"Kimsiniz?"
"İnsan babasını tanımaz mı?"
"Ben annemi bilirim."

Gerildiğini hissediyordu. Yavaş yavaş sıcak basmaya başlamıştı.
"Bana bak, 10 dakika içinde evin önünde olabilir misin?"
"Hayır olamam."
"Ben olurum o zaman."

Mert evdeki herkesi tek tek arayıp evden çıkmalarını söyledi.

-------

"Soyulmuşuz!"
"Ne?"
"Silahlar, banka kartları, bilgisayarlar... Hepsi gitmiş"
"Kim almış olabilir??"
"Özcan Fal ismini kontrol eder misiniz?" dedi Mustafa, görevli memura.
"Uzun bir süredir yurtdışında gözüküyor."
"Babam da değilse kim o zaman?"
Mert haberi aldığı gibi evin önüne geldi. Babası pencereden ona göz kırptı. "Bak," dedi "Hayatınızı benim için yaşamazsanız, böyle olur."

Mert'in bütün kıyafetlerini pencereden dışarı fırlattı.
Sonra, annesiyle olan bir fotoğrafını alıp yırttı babası.
"BABA! YETER!"
-------------

"Sınavlar açıklanmış, Mert."
"Benim yerime bakar mısın?" dedi Mert burnunu çekerek.
"Nerdesin sen? İyi misin?"
"İyi bir habere ihtiyacım var.. Lütfen.."

Arzu hemen panoya koştu. Mert'in adını bulunca telefonu kulağına koydu.
"Mert! Başarmışsın!"
"İşte bu! Evet! Evet!! Kaçıncı olmuşum peki?"
"Sınıfta 19. Mert! 48 almışsın! Tebrik ederim canım!"
"48 mi?"
"Evet."

Mert telefonu uzağa fırlattı. Küçüklükten beri hep girdikleri dere vardı. Oraya gitti.

"Annem, ben Mira'dan sonra en küçükleriyim bu ailenin. Ama senin sevgini hiç az hissetmedim, hep eşittin. Sen, benim için her şeyi yaptın. Seni seviyorum meleğim. Babamı boşversene sen, " Yerden bir taş alıp uzağa fırlattı. "Küçükken yolda herhangi bir kadın gösterip 'Kim daha güzel?' oynardık. Hep sana daha güzel derdik, ama bazıları senden güzeldi, özür dileriz.. Fakat sana şunu söyleyebilirim. Funda'dan bin kat daha güzelsin annem. Babam seni bırakmışsa, o onun salaklığı. Zaten duydun mu annem?" Yere oturdu. "Uyuşturucuya da başlamış. Aslında onu öldürecektim. Sonra gerek yok dedim. İyi ettim değil mi anne? Kimse bana iyi şeyler yaptığımda söylemiyor anne.. Kimse sevmiyor beni senin gibi. Kimse okşamadı başımı. Kimse tutmadı elimden. Kimse zor durumumda 'Gel buraya eşek' demedi.
Neden anne? Çok mu çirkinim? Beni Arzu sevmiyor anne.. Kimse sevmedi anne. Tunç'u sevdiler, beni sevmediler. Çok mu çirkinim? İnsanlar neden görünüşe bakar anne? Bir gözüm görmese de, diğer gözüm herkesten sağlam değil mi anne? Neden anne? Neden sevmediler eşeğini? Sen sevdin ama, değil mi? Ne olur emin olduğum şeylerde yanılmama izin verme annem. " Gözyaşlarına engel olamadı. Hep öyle derdi annesi, 'Allah sizin emin olduğunuz şeylerden yanılmanıza izin vermesin.' diye.. Sonra ailesini düşündü. "Şurda ölsem, kim üzülür anne? Beni özledin mi anne? Geleyim mi yanına?"
Yavaşça dereye girdi. Ayakları soğuğu hissedince üşüdü. "Geliyorum annem. Bekle beni meleklerin en güzeli.."

--------

"Eyvah!" Arzu'nun kalbi ağrımaya başlamıştı.
Titreyerek yere zorla oturabildi. Mert'lerin evinin önündeydi. Kapıyı çaldı. Yaşlı sayılabilecek bir adam kapıyı açtı. Elinde silah vardı. Arzu, "Mert evde mi?" dedi. Adam Arzu'ya sessiz ol işareti yaptıktan sonra 'Git buradan.' dedi. "Gitmem!" Özcan silahı doğrultup tam boynundan vurdu kızı.
Etrafta kimse var mı diye baktıktan sonra, suçu çocuklarına yıkmak için evi talan edip kızı ortaya koydu. Evden çıktı, gitti.

------

"Mert nerede hala?" dedi Mustafa.
"İkizler hisseder değil mi?" dedi Büşra şakayla karışık.
"Öldü Mert."
"Hahaa, Mert mi? 9 canlıdır o ya,"
"Size, öldü, dedim."

Tunç sinirle depodan dışarı fırladı. Peşinden de Fuat.. Hep gittikleri dereye gittiler. Oturup konuşup dertleşeceklerdi. Fuat uzakları gösterdi.
"Şurada ev mi yapsak?"
"Orda ne var? Oha gece gece dereye mi girilir?"
"Abi ölü galiba o."
"Korkutma be gece gece.."

Kahkaha attılar.

"Korktun mu?"
"Korktum tabi."
Fuat seslenmeye başladı.

"Heeey! Balık BEY! Gece gece yüzülür mü canım?"
Rüzgar yavaş yavaş onlara yaklaştırıyordu 'Balık Beyi'..
"Tunç!"
"He Fuat he, söyle bebeğim hahaha."
"Abi, Mert bu."

---------

Mert'in cenazesine gelen insan çok yoktu. 48'de bırakan hocası bin liralık bir çek bırakmıştı. Arzu ağlamaktan ölmüştü neredeyse. Babam kazulet gibi durmuş. Başsağlığı dileklerini kabul etmiş, sanki üzülmüş gibi bir iki damla gözyaşı dökmüştü.
    Tunç.. Asıl oydu kahrolan. Dünyaya birlikte gelirsiniz. Hep aynısınızdır. Ve sonra o öldürür kendini. Artık yalnızsındır..

--------

Tunç'a yaklaştı Büşra.
"Nasıl hissediyorsun?"
"Keşke söyleseydi bana derdini. Onu üzenleri parçalardım, yine de tek damla aktırtmazdım gözünden."

 

 Kardeşler Birbirlerini Korurlar! (KİTAP OLDU!)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin