6-MECBURİYETLER ZİNCİRİ

2.4K 279 17
                                    

Merhaba. 😊Yorumlarınıza dönemediğim için çok özür dilerim. Vakit bulunca mutlaka döneceğim. Sevgiler, keyifli okumalar. 😊❤

&&&

🌸BÖLÜM 6🌸

Merdivenleri inerken ayaklarım adeta geri geri gidiyordu. Az önce kasıntılar şahı Kuzey efendi lütfedip beni, evine yemeğe davet etmişti ve bana da gönülsüz bir biçimde davetine icabet etmek düşmüştü.

İsteksiz adımlarım tükenip kapısının önüne geldiğimde içeri girip girmemek konusunda hâlâ kararsızdım. Kim bilir beni içeride ne gibi tuzaklar bekliyordu?

Tanıştığımız andan beri benden hoşlanmadığını belli etmekten gram sakınmayan adamın yaptığı bu davet nedense bana hiç samimi gelmemişti. O sebeple içimdeki kuşkuyu yok edemiyordum.

Derin bir nefes aldım, zili çalmak için elimi uzattım ama daha düğmeye dokunamadan elektriğe çarpılmış gibi elimi geri çektim.

Galiba bunu yapamayacaktım.

Kendimi zorlamanın gereksiz olduğunun farkına varınca kendime tek bir defa daha düşünme şansı vermeden arkamı dönüp bir adım gerilemiştim ki aniden açılan kapının yüzünden ikinci bir adım daha atamadım.

“Ne oldu, bir şey mi unuttun?” sorusuyla karşı karşıya kaldığımda yönümü soruyu soran şahsa doğru dönmek zorunda kaldım.

Bir şeylere mecbur bırakılmayı sevmiyordum lâkin şimdi de durumu kurtarmaya mecburdum. Zaten bu şehre adımımı attığımdan beri sürekli bir mecburiyet durumu yaşıyordum.

Gülümsemeye çalışarak “Galiba anahtarımı kapının üzerinde bıraktım,” deyiverdim. Düşünmek için fazla şansım yoktu ve bu sebeple bulduğum ilk mantıklı bahaneye sığındım.

Önce boş boş suratıma baktı, sonra tek kaşını kaldırıp bakışlarını ciddileştirdi. En sonunda bakışları bir noktaya kenetlendiğinde nereye baktığını anlamam uzun sürmedi.

Sağ elime bakıyordu. Ve kahretsin ki baktığı elimde anahtarım ile cep telefonum ona göz kırpıyordu.

İşte bu bir dramdı!

Fazlaca salak ya da dalgın olduğumu mu düşünüyordu, bilmiyordum. Bildiğim ve kesin olan bir şey varsa o da kesinlikle rezil olduğumdu.

Ve tabii şimdi de bu rezilliği örtbas etmeye mecbur oluşumdu.

Çok güzel! Bir mecburiyet daha!

Vakit kaybetmeden savunmaya geçerek “Aaa buradaymış,” gibisinden ağzımda bir şeyler geveleyip rezillik halkamı genişletirken o, hiç sesini çıkarmadı.

Kaşları iyice havalanmış, ilgiyle beni izliyordu. Muhtemelen ucuz esprilerle donatılmış bir komedi filmi olduğumu falan düşünüyordu.

Bakışlarındaki ifadeden konuştukça battığımı anlamam da uzun sürmedi. Oyumu, bir mecburiyetten yana daha kullanarak susmayı tercih etmek sanırım bu akşam aldığım en akıllı karar olacaktı.

Susarak onun, bu fırsatı değerlendirip saldırıya geçmesini bekledim. Her şey biran önce olup biterse acısı belki daha az olurdu.

Bela Çiçeği (YENİ HİKAYE)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin