Laz Uşağu(!)

58 5 2
                                    


"Sen kimsin ya?!"

..........................................

"Ben özür dilerim. İyi misin sen?" Çarptığım şeyin bir taş parçası olduğunu anladığımda beynim durdu. Bu benimle konuşuyor?!

"Sen. Benimle nasıl konuşabiliyorsun?"

"Ben.. cidden. Özür dilerim. Ama sen öyle koşarken.. duramadım da tutamadım da." Hala konuşuyor bu!

Bi snye! Ayh tamam insnmş.

Ne?!?!?! OMA!!!

"Sen..." Derken ben, yüzünde bi sırıtış vardı. Ama sen beni tanımıyorsun bey efendi!

"Hala üzerimde ne işin var? Kalksana!" Yüzünden sırıtışı bir anda silinip yerini düşünceli bir hal alırken kalkıyordu. E bi zahmet!

Kalkarken ben de kalkıyordum normal olarak. Ama bir anda ona bir şey oldu ve bam! Yine düştü! Hem de bu sefer burun burunaydık!

Asıl buna OMA!!!

Ben kaşlarımı çatmış geri çekilirken bir anda üzerimden kayboldu o çocuk da. Ve bilin bakalım neden?

"Sen kimsin de bu kıza bu kadar yaklaşabiliyorsun lan?" Ovv. Atarlı genç! Tabi ki Kerim!

"Sen kimsin asıl birader? Seni ne ilgilendirir bu kız?"

"Bak şimdi ne ilgilendiriyormuş beni?" Diyerek kafayı ona gömünce yüreğim ağzıma geldi! O ona yumruk, o ona kafa derken ortalık karıştı......

................................

"Kerim sen iyi misin evladım? Gezide olay çıkarmak da neyin nesi? Hayır bir de çocuğun kaşını patlatmışsın!"

"Hocam o arkadaş, Melis' i düşürdü ve Melis' e o kadar yakındı ki.. Gözüm döndü."

"Döndüreceğim ben senin o gözünü! Az kaldı!" Kerim' i ilk defa hocaya açıklama yaparken görmüştüm. Hangi dağda kurt öldü acaba?

"Döndürsene hoca! Ne bekliyorsun o zaman?" Heh. Bende tam 'Nerede bu içindeki öküzcük?' diyordum.

"Tamam bak.... Zaten yarın gideceğiz. Hadi git özür dile Levent' ten." İsmi Leventmiş.

"Bak hoca!!"

"Bunu mecbur yapacaksın Kerim! Şikayetçi olmasını istemiyorsan tabii." Kerim mecbur olarak isminin Levent olduğunu öğrendiğim çocuğun yanına gitti. Bir şeyler konuşuyorlardı ama pek duyulmuyordu. Allah tan dudak okuyabiliyordum.

"Bak.. ben o kıza ne hissediyorum bilmiyorum ama, ne onunla, ne de onsuz olmuyor. Anlatabildim mi? Onun için seni öyle görünce atarlandım. Kusura bakma ama sende damarıma bastın yani! O kız sadece bana korkuyla bakabilir. Anladın? O yüzden özür falan bekleme benden!"

Ne benle ne de bensiz olmuyor mu??

"İyi. Dileme. Ama unutma! O kızın kökü burada. Babası tarafından yani. İlla buraya gelir." Bu sene mi? Yiooo!

"Bak birader! Zorlama şansını. Hadi git işine!"

"Gideceğim ama Melis' in yanına!" Yuha- ıhm. Bu nerden biliyor benim ismimi, cismimi ya?

Levent yanıma gelirken bir kaç adım geriledim. Kerim bizi izliyordu. Ne yapacağına bakıyordu daha doğrusu.

"Ben.. kusura bakma tekrar. Sen öyle hızla koşarken.. duramadım."

"Önemli değil ama.. sen beni nereden tanıyorsun?"

"Sen Fatıma babaannenin torunu Melis değil misin?"

SIRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin