Güney'in ağzından.
Annem ve babam her zamanki gibi kavga ediyordu. Bu artık şaşılacak bir durum değildi benim için. Annem babamın telefonunu karıştırır; galeride, rehberde ve ya sosyal medyada bir kadın yakalar ve babamla kavgaya tutuşurlar. Günlük kavga rutinleridir bu.
Bazen kavgaları bana kadar ulaşır, ulaştığında ise dayak yerdim. Bugün de olduğu gibi. Bu sefer az da olsa kendimi koruyabilmiştim babamın kemerinden. Küçükken hiç koruyamazdım. Bayılana kadar döverdi beni babam. Ama küçüktüm ya işte; babam benim gözümde diğer babalar gibi kahraman olmasa da iyi biriydi. O bana vuruyorsa bir bildigi var demekti.
Şimdi ise gözümde sinek kadar bile değeri yok!
Liseden sonra okulu bıraktım. Babam üniversite paramı verecek biri değildi. Lise yıllarım ise berbat geçmişti o yüzden burs da kazanamamıştım.
Bir kafede çalışıyorum uzun zamandır. Patron evdeki dururumumu bildiğinden biraz insaflı davranıyor.
Ailem yüzünden biraz sert mizaçlı biri haline geldim. Bu yüzden de ne arkadaşım oldu ne sevgilim. Kızların aileleri zaten benden nefret ederdi okuldayken. Aile terbiyem yokmuş iyi bir geleceğe sahip değilmişim. Ve bunun gibi daha bir çok sebepten dolayı çocuklarını yanıma yaklaştırmazlardı.
Meltem abla hariç. Meltem ablanın kocası onu terketmiş. Terkedildikten bir kaç ay sonra hamile olduğunu anlamış ve tek arkadaşım olan Kerem dünyaya gelmiş.
Meltem abla diğer anneler gibi değildi. Çok daha güçlü, sağlam ve istikrarlıydı.
Kerem ise dediğim gibi tek arkadaşım. Hala daha öyle. Annem ve babam kavga ettiğinde sürekli bana destek çıkardı. Bazen onlarda bile kalırdım. Tabi bu ne annemin ne de babamın umrunda değildi.
***
Dudağımın kenarına dondurucuda kalan birkaç bezelye tanesini tutarken çekmecede astım ilaçlarımı arıyordum. Yoktu! İlaclarım bitmişti. Nefes ferahalatıcı fısfıs ilacıma baktığımda onunda bittiğini gördüm. Korkunç bir şeydi bu benim için.
Tamamen kriz geçirmemek için hemen üzerime montumu geçirip en yakın eczaneye gittim. Allah kahretsin reçetem yoktu!
***
Gözlerimi açtığımda beyaz sağlık ocağı sedyesinin üstünde yatıyordum. Büyük ihtimal reçete almak için gelirken kriz geçirmiştim. Bunu neredeyse tüm yüzümü kaplayan solunum cihazından anlayabiliyordum.
"Geçmiş olsun Güney" dedi Hale doktor. Gözlerimi kapatarak karşılık verdim. Havanın yeterli olduğunu düşündüğünde cihazı ağzımdan çekti.
"İlaçların bitmeden gelmeni söylemiştim" dediğinde sedyeden kalkıp yüzümü biraz doktorun yüzüne yaklaştırdım.
"Evde neler yaşadığımı bildiğini sanıyordum" diyerek geri çekildim. Evet biliyordu ve inadına yapıyordu.
"Reçeten hazır" diyerek reçeteyi elime tutuşturduğunda montumu da alıp odadan çıktım.
***
"Bak Güney bu böyle gitmez. Evde sürekli krizin eşiğine geliyorsun sürekli kriz geçiriyorsun. Gel bizde kal" dedi telefonun diğer ucundaki Kerem.
"Sana kaç defa daha olmaz diyeceğim Kerem?" Dedim imalı bir tonda. O da bezmişti artık sürekli aynı cevabı almaktan. Sinirli bir nefes verdikten sonra biraz daha konuşup telefonu kapattık.
Bu bölüm beautykittysongun tarafından yazılmıştır.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Irsi
RandomAileden geçme hastalığı olan Güney... Ailesinden kalan tek mirası motor olan Su... Başlangıç=01.08.16