Joon'un aniden düzenlediği bina toplantısına gidiyordum. Evet ben gidiyordum çünkü Yoongi yeni bir şarkı yazıyordu.
Alt komşumuz bay 'adını bilmiyorum'un evinde toplanmıştık. Biraz bekledikten sonra herkes gelmişti. En sonda assolist Joon yerini almıştı. Yüzü her zamankinden hatta hiç görmediğim kadar ciddiydi.
"Eminim hepiniz toplanma sebebimizi merak ediyorsunuzdur." Onaylandığına dair mırıltılar alınca öksürüp devam etti.
"Biliyorsunuz uzun zamandır bu civardaki binaların yıkımı gerçekleşiyor. Ve bu binada bu civarda olduğundan 4 ay içinde yıkılacak." Herkesten itiraz edasında uğultular çıktığında biraz bekleyip susulmasını bekledi. Uğultu kesilince kaldığı yerden devam etti.
"Dört ay içinde taşınmanız gerekecek bunun için hızlı hareket etseniz iyi edersiniz. Şimdi hepinize iyi geceler." Ayağa kalkıp gittiğinde bir tür hüzün kaplamıştı içimi. Yine de bir şey demeden eve gittim. Yoongi kağıtlarıyla birlikte salona gelmişti. Beni görünce gülümseyip yanını pat patladı.
"Gel hadi yeni yazdığım şarkının sözlerini oku."
~~
Sözleri okuduğumda gülümseyip ona sarıldım. Tanrım ağlamak istiyorum..
Ah bu kadar çabuk kabul edeceğini bilmiyordum.
"Niye ağlıyorsun?" Beni kendinden çekip suratıma baktı.
"Bina dört ay içinde yıkılacakmış." Duyduğunda yutkunup gözlerini kaçırdıktan sonra öksürüp bana döndü.
"Yeni bir eve taşınırız."
"Yoongi ne için üzüldüğümü biliyorsun. Bu ev bizim anılarımızla dolu. Bu evi bırakmak istemiyorum." İç çekip kendini koltuğa bıraktı.
"Biliyorum Taehyung ama yapabileceğimiz bir şey yok. Sıranın bir gün buraya geleceğini biliyorduk." Alt dudağımı dişleyip göz yaşlarımı tutmaya çalıştım.
"Peki.. Peki Joon ne olacak? Onu hiç özlemeyecek misin?" Bu uğraşlarımın ne için olduğunu bilmiyordum.
"Özleyeceğim Taehyung. Ama bu binayı yıktırmamak için geçerli bir sebep değil." Dudağımı büküp bende onun gibi kendimi koltuğa bıraktım.
"Çok anlayışsızsın." İç çekip odaya gitti. Burada sevgiline destek olacağına git zaten.
Bok..
Hırsla ayağa kalkıp evden çıktım. Eve en yakın marketten paramın yettiği kadar bira alıp binaya girdim. Gelirken gözüm en alt katta ki Joon'un evine takıldı.
Madem son günlerimiz..
Gidip ziline bastım. Kısa süre sonra açmıştı. Elimdeki bira poşetlerini kaldırıp gülümsedim.
"Gelmek ister misin?" Burukça gülümseyip kafa salladı.
"O zaman al şu poşetin birini." Kıkırdayıp elimdekini aldığında asansöre bindik. Bu sırada Joon'un burun çekişleri duyuluyordu. Boşta olan elimle omzuna vurdum.
"Hadi ama şimdi de küçük bir çocuk gibi ağlayacak mısın?" Gülümseyip göz yaşlarını sildi. Sonunda eve geldiğimizde Yoongi elinde bilgisayarla harıl, harıl bir şeyler arıyordu.
"Ev mi arıyorsun?" Joon biraları poşetinden çıkartırken söyledi. Yoongi hafifçe kafasını salladığında ne kadar duygusuz olduğunu fark ettim. Biz burada efkarımızdan içiyoruz çocuk siktiğimin evini arıyor.
"Acaba tüylerini aldırırken yanlışlıkla duygularını falanda mı aldırdın?" Ona bakmadan mırıldandığımda Joon hafifçe kıkırdamıştı. Önündeki biralardan birini bana verdiğinde göz kırpıp elinden almıştım. Bir şişede Yoongi'ye uzattığında o almamıştı.