Siyaha Hapsoluş

125 6 1
                                    

Her zaman sevdiğim renkli ortama saat geç olduğu için veda etmek zorunda kaldım. Partinin yapıldığı mekandan çıktım.Taksiyle gitmem gerekiyordu ama yarım saattir bekliyor olmama rağmen henüz hiç taksi geçmemişti.Tek çarem karşıdaki parkın içinden geçip caddede beklemekti.Parkta hızlıca ilerlerken partide keşke biraz daha kalabilseydim diyordum. Çünkü renkli , ışıklı ve hareketli ortamları hep sevmişimdir.Hayatımda renkleri bolca kullanmış siyahtan uzak durmuştum.Siyahın insanları soğuk gösterdiğini , hayattan sıkılmış olan ruhlarını yansıttığını düşünmüşümdür.Bunları düşünürken parkı sakin bir şekilde geçebilmiştim.Telefonumdan saati kontrol ettikten sonra çantama attım.Karşıda bir taksi durağı gördüğüme sevinmiştim.Daha da geç olmadan eve gidebilecektim.Adımımı atmamla birlikte önce hareketli bir müzik sesi  ardından kocaman saçma bir gürültü duydum ve taksi durağı kayboldu.Birkaç dakika sonrada yanıma birinin geldiğini fark ettim. Ama ne taksi durağını görebiliyordum ne yanıma gelenin kim olduğunu . Aslına bakarsanız hiçbir şey görünmüyordu . Koca şehrin bütün ışıkları söndü sanki . Ne olduğunu anlamaya çalışıyorum .
"İyi misin ? "
"Bilmiyorum."
"Daha fazla yerde yatmak mı istiyosun ?"
Bir dakika o az önce ne dedi . Ben yerde mi yatıyordum ? Neden yerde yatıyordum ? Ayağa kalkmalıydım . Her yer fazlaca karanlıkken bu mümkün müydü ki .
" Ne yapmaya çalışıyorsun ?"
" Işıklar neden söndü ?"
"Anlaşılan hasar vücudunda değil kafanda . " Neyden bahsediyordu bu şimdi .
" Ben gayet iyiyim . Artık ışıkların neden söndüğünü söylesen ." Bu karanlıkta ben onu göremiyorken o nasıl olurda beni görüyodu .
" Sen ciddi misin ? "
" Hangi konuda ? "
" Hiçbir şey görmüyor musun ? "
" Hemde hiçbir şey ."
" Sanırım hastaneye gitmemiz gerekiyor ." Ben gerçekten iyiydim . Etrafta birazcık ışık olsa ayağa kalkabilecektim.
" Sana iyi olduğumu söyledim . "
" Ama iyi değilsin . Bak az önce arabamla sana çarptım . Yanlışlıkla oldu . Ve sen her yerin karanlık olduğunu söylüyorsun . Üstelik etraf cıvıl cıvıl ve ışıklıyken . " Hayır ! Bu gerçek olamazdı dimi . O bana yanlışlıkla çarptığını söylüyordu. Etrafın karanlık olduğunu söylerken hala ışıkların yandığını idda ediyordu.
Ağlamaya başlamıştım bile . Elimde değildi . Işıklar hala yanıyorsa ben neden göremiyordum. Şehir bana küstü mü yoksa ? Anlayamıyordum .
" Kalkmana yardımıcı olayım . Ve artık ağlama . İyi olucaksın . Bana güven ." Şaka mı yapıyordu . Ona güvenmemi söylemesi tam bir saçmalıktı . Sadece beni hastaneye götürmesi istiyordum.
"Beni hastaneye götür ! " Beni kucağına aldığını anlayabiliyordum . Arabasının kapısını açtığını beni yerleştirdikten sonra yerine geçtiğini duymuştum . Arabayı hareket ettireli çok olmamıştı . Bindiğimizden beri susuyorduk . Ben kendimi sakinleştirmiş ağlamayı bırakmıştım . 
" Ben Demir . Kim olduğunu hatırlıyor musun ? "
" İdil ben . "
" Ailene haber vermeli miyiz ? Yoksa ilk doktorla mı konuşalım ? "
" Aileme haber veremeyiz . Burda değiller . " Yine bir sessizlik . Yol bitmiyordu . Siyaha doğru yol alıyor gibiydim .
"Özür dilerim . " dedi. Özürü işe yaramamıştı. Karanlıktı hala . Şu an ona bağırıp çağırmam gerekiyordu . Çok korktuğum için sakin kalmayı tercih ettim.
" Bunu sonra konuşalım ."  Birkaç dakika sonra gelmiştik . Arabanın durmasından bunu anlıyordum. Arabadan indi ve daha sonra benim kapımı açarak beni kucağına aldı . Ellerini boynuna sarmamı sağladı . Yürümeye başladığında bende ağlamaya başlamıştım.
" Sakin ol . " dedi . Sesi titremişti. Hem korkmuş hem telaşlı gibi geliyordu sesi. Zor yutkunmuştum .
" Korkuyorum . Çok korkuyorum . " dedim . Nefesini sıkıntıyla bıraktı ve
" Beni tanımıyor olabilirsin . Ama sana söz veriyorum .  Seni bırakmıcam . "

IŞIKLAR SÖNÜNCEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin