SELİN'İN AĞZINDAN
Ertesi gün yanımda Ali olmadan uyandım. Ama evde olduğu belliydi aşağıdan sesi geliyordu. Yataktan yavaşça kalkıp mutfağa indim
Selin: Günaydın
Ali: Uyandın mı? Günaydın güzelim
Ali gelip dudağımın kenarına öpücük bıraktı
Ali: İyi uyudun mu?
Selin: Süperdi saat kaç?
Ali: Öğlen 3
Selin: Ve kahvaltı mı edicez!?
Ali: Edemeyeceğimize dair bir kural mı var?
Masaya oturup ağzıma bir zeytin attım
Selin: Yoo
Ali de masadaki yerini aldıktan sonra sanki ciddi bir şey konuşacakmış gibi boğazını temizledi
Ali: Selin ben düşündüm de...
Selin: Söyle hadii yuvarlama ağzında lafı
Ali: Acaba psikoloğa filan mı gözüksek bir
Selin: Bana gerek yok ama eğer sen istiyorsan buluruz en iyisinden bir tane
Ali: Selin!
Selin: Gerek yok dedim Ali istemiyorum psikolog filan
Ali: Tamam ısrar etmiyorum ama düşün bir
Selin: Tamam... Düşündüm ve ... İstemiyorum
Ali: Şu inatçılığın değişmeyen bir numaralı özelliğin
Selin: Bunu bilerek evlendin benimle :)
Ali: Eee bugün ne yapmak istersin
Selin: Valla evden çıkmak istemiyorum pek, televizyon izleyebiliriz, sohbet muhabbet edebiliriz veya daha eğlenceli şeyler yapabiliriz mesela ;)
Ali: Daha eğlenceli şeyler yapalım onu seçtim
Selin: Haha tahmin etmiştim :)
Ali: O zaman hadi çabuk kahvaltını et
Selin: Sakin sakin :)
Ali ile kahvaltı ettikten sonra sofrayı topladık.
Selin: Aliii neredesin ya
Adamdan ses seda gelmiyordu. Alt kata göz attıktan sonra üst kata doğru çıktım
Selin: Şaka filan yapmanın hiç sırası değil Mavi.... Sinirleniyorum bak korkutma beni sakın
Hala ses yoktu. Yatak odamıza doğru gittim içeri girmemle birinin sert bir şekilde beni duvara yaslaması bir oldu
Selin: Ahh! Ali!! Hala yaralarım var
Ali birden ciddileşti ve bir şeyim olup olmadığına bakmaya başladı
Ali: B-ben unuttum birden iyi misin?
Selin: Tamam yok bir şeyim anlık acıydı
Ali: Özür dilerim
Selin: Şhh asma hemen suratını sen de ama
Elimi Ali'nin yüzüne koyup eğik başını kaldırdım
Selin: Sen niye yarı çıplaksın bakıyım :)
Tahmin ettiğim gibi asık suratı birden yok olmuştu
Ali: Sence :)
Ali'de uzaklaşıp üzerimdeki bluzu çıkardım ve sadece çamaşırla kaldım
Selin: Şimdi eşitiz Ali Bey
Ali: Hayır eşit değiliz
Sorar bakışlarla ona dik dik baktım...
Ali bana yaklaşıp sütyenimin kopçasını açtı. Ama ben o düşmeden önden elimle tuttum
Selin: Çok adisin
Ali: O zaman eşit olucaz Selin Hanım
Ellerimi önümden çekip sütyenimin yere düşmesine izin verdim. Ali'ye biraz daha yaklaşıp ellerimi boynunda birleştirdim ve parmak uçlarıma kalktım. Ona o kadar yaklaştım ki konuşurken dudaklarım dudaklarına sürtüyordu
Selin: Seni özledim
Sesim fısıltı gibi çıkmıştı
Ali: Ben de özledim ama...
Selin: Ama?
Bu sefer dudaklarımı boynuna götürdüm. Sert bir şekilde yutkunmuştu
Ali: Ama yaraların var canını acıtırım diye-
Selin: Korkma. Ben iyiyim
Ali: Emin misin?
Selin: Hahah
Ali: Ne oldu?
Selin: Bu soruyu bu şekilde en son bana sorduğunda ilk kez birlikte olmuştuk, hatırlıyor musun?
Ali: Unutur muyum hiç :)
Ali cümlesini tamamlar tamamlamaz dudaklarını dudaklarıma bastırdı. Normal değildi yumuşak hareket etmeye çalışıyordu ve bunda açıkça zorlandığı da çok belliydi
Selin: A-ali
Bir yerim acımış zannetmiş olmalı ki hızla uzaklaştı benden
Selin: Ben iyiyim lütfen kendini rahat bırakıp sen olur musun sevgilim
Ali elini saçlarının içinden geçirdi daha sonra beni bileğimden tutup yatağa sürükledi ve üzerime doğru çıktı
Selin: İşte böyle benim bilidiğim tanıdığım Ali bu :)
Boynumdan başlayarak aşağıya doğru o en sevdiğim öpücüklerinden kondurmaya başladı. Yataktan kendimi biraz kaldırıp pijamamın altından kurutuldum ve Ali'nin de altını çıkarması için şortunu çekiştirdim. Beni anlamış olacak ki yerinden doğrulup o da benim gibi altını çıkarıp yataktan aşağıya attı.
Selin: A-ali
Ali: Efendim güzelim
Selin: Ben şey...
Ali: Ne oldu?
Selin: Şey dicem sana ben
Ali: Şuan şevişmek üzereyiz ve sen yüz saattir bir şey söyleyeceksin. Artık şu lanet olası şeyi söyleşende benim şeyim de işine baksa hani
Selin: Korunma
Ali: Hadi söy- Ne dedin sen?
Selin: Korunmayalım diyorum
Ali: Sen kimsin ve Selin'e ne yaptın
Ali üzerimden kalkıp yanıma oturdu
Selin: Ben son günlerde çok düşündüm
Yataktaki pikeyi üzerime çekip konuşmaya devam ettim
Selin: Bu olanlar sırasında ve sonrasında... Biz orada ölebilirdik Ali
Ali: Selin...
Selin: Hayat çok saçma ve çok kısa. Bak Peri'ye mesela
Gözlerimden yaşlar damlıyordu
Selin: O yüzden ben fikrimi değiştirdim. Senin baba olmanı ve benim de anne olmamı istiyorum. Dediğin gibi ikimizin ortak bir parçası olsun istiyorum. Ne bileyim evde neşe olsun, bebek kokusu olsun, yüzümüzü güldürecek bir şey ols-
Sözümü kesen Ali'nin dudakları olmuştu. Gözleri koyu maviydi ve gözyaşı ile doluydu. Mutluluk gözyaşı...
Ali: B-ben ne diyeceğimi bilemiyorum S-selin
Selin: Şeyine söyle iyi iş çıkarsın :)
Gözyaşları arasından kıpkırmızı dudakları ile gülümsedi
Ali: Baş üstüne
Gülümseyerek dudaklarımızı tekrardan birleştirdik. Bu sefer kendimiz için değildi bu gözyaşları ve mutluluk.... bebeğimiz içindi...