10.Bölüm-Yağmur Damlası

48 7 9
                                    

İyi okumalar...

Umarım beğenerek okursunuz :)

Medya:Bölümden sahne
Şarkı:Model - bir pazar kahvaltısı

Çok rahat bir uyku çekmiştim, Merve ve Toprak erasmusun iptali ile ilgilenip okula geri dönmem için rektörle konuşmuşlardı .Bugün okula gidecektim, dün yaşadıklarım bir türlü aklımdan çıkmıyordu, sürekli Ji Seo'nun kulağıma söylediği o sözler fısıltı halinde beynimde dönüyordu.
Okula dönmeyi hiç istemiyordum, yapmacık gülümsemeler, tonlarca makyaj yapıp adeta podyumda yürüyen kızlar, saçlarını jöleye bulayıp şekillendirmeye çalışan kabadayı erkekler, okulun her bir köşesinde gördüğüm samimiyetsiz çiftler, bunlar bana çok uzak şeylerdi. Hiçbir zaman yüzünü makyajla değiştirmeye çalışan kasıntı kızlardan olmamıştım ben, şu zamana kadar aşk denen şeyi de tatmamıştım, nasıl bir şeydi diye sürekli düşünürdüm, kitaplarda okuduğum aşklar, dizilerde seyrettiğim sevgi, gerçek miydi acaba?
Pek inanmasam da ailemi kaybettikten sonra iyice sevgisiz kalmıştım, çocukluğumun her anına yanımda olan Merve ve Toprak dışında yalnız hissediyordum...
***

Deliksiz bir uykunun ardından yeni evimde açtım gözlerimi, biraz yadırgadım önce, gözüm alışınca kalkıp banyoya girdim, işimi hallettikten sonra odama gidip yatağımı düzelttim, daha sonra siyah camla kaplı, sürgülü dolabımdan dayımın aldırdığı siyah kot pantolonumu, üzerine de beyaz salaş kapşonlu bir sweatimi aldım, saate baktığımda okula yarım saat kaldığını gördüm. Hazırlanıp saçını yukarıdan salaş bir topuz yaptım.

Karınımdan çıkan sesle acıktığımı fark edip mutfağa ilerledim. Dolabı açtığımda tıka basa yiyeceklerle dolu olduğunu gördüm, içeriden beyaz peynir, salam ve bir soda çıkarıp kendime sandviç yaptım, yemek masası salona bakıyordu, oturup yemeğimi yemeye başladım. Karnımın ağrısı , sandviçi her bir çiğneyişimde şiddetini arttırıyordu.

Yaklaşık on dakika sonra yemeğimi bitirdim, çantamı hazırlamaya yatak odama gittim, çantamın içine gerekli kitaplarımı, cüzdanımı koydum, fermuarını çekip telefonumu elime aldığım an, Toprak'ın aradığını gördüm, aceleyle cevap verdim,

"Efendim." dedim bitkin bir ses tonuyla.

"Hazırsan aşağı gel, Merve'yle bekliyoruz. " dedi. Biraz şaşırdım, evimin adresini nerden biliyorlardı?
Sorularımı bir kenara bırakıp daha fazla bekletmemek için cevap verdim.
" Geliyorum."dedim ve karnımın ağrısının artacağı ihtimaline karşı yanıma bir ağrı kesici aldım. Hızlıca ayakkabılarımı giyip kapımı kilitledim.
Asansör geldiğinde yine aynı ses ile içeriye girdim, o ses bana o gece ki anı hatırlattı, omzumu silkeleyip asansörün durmasını bekledim.

Kapıdan çıktığımda Toprak'ı arabasına yaslanmış sigara içerken, Merve de ön koltukta oturmuş birşeyleri karıştırırken gördüm.
Hızla ilerleyip Toprak'a sarıldım.

"Evi nerden buldunuz? " dedim meraklı bir ses tonuyla.

"O gün size geldiğimizde sen uyuyordun, dayın gelip seni sordu, sonra da yeni evi bize anlattı." dedi, demek ki bu ev işini önceden planlanmıştı.

"Hadi bin. " dedi Toprak aceleci bir sesle. Hızla arabaya binip Merve'ye selam verdim.

"Çok güzel görünüyorsun, sonunda be kızım!" dedi Merve otuz iki diş gülerken.

"Sağol sende." dedim.

Toprak arabayı sürerken Merve arada sırada dikiz aynasından bana bakıyordu.
Aldırmadan yolu izledim. Yaklaşık yarım saat sonra okulun otoparkına girdik. Merve bana dönüp endişelerimi anlamış gibi konuşmaya başladı,

Erasmus #Wattys2016Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin