-16-

244 19 9
                                    

Multimedia için beyzaa_xxx 'teşekkürler 😊

Alarmdan önce uyanmanın verdiği gururla gözlerimi açtım. Tam o saniyede alarmda çalınca yukarı kıvrılan dudaklarımla alarmı kapattım.

Tabii dünkü olay aklıma gelince gülümsemem yüzümde donmuştu. Niye buradaydı ki? Ben onu yurtdışında beklerken ayağımın dibinde çıkmıştı. Acaba bundan babamın haberi varmıydı,öğrenince ne tepki vermişti?

Aklımdaki sorular rahatsız edecek kadar fazlalaştığında sinirle inleyerek yataktan kalktım. Artık bu konuyu düşünmek istemiyordum. Hem belki de evlenmişti? Saçma sapan hayaller kurmak umudumu beslediği için hepsinden bir çırpıda kurtuldum. O artık yoktu. Bunu kafama yerleştirmeliydim.

Dolabımın karşısına geçip gözüme kestirdiğim bluzla elime geçen ilk pantolonu üzerime geçirdim. Makyaj kısmını rimelle geçerken boş evde yankılanan ayak seslerimle aşağı indim. Yalnız olmak fazla...can sıkıcıydı.

Sabahları pek iştahım olmadığından evden çantamı alıp çıktım. Kahvaltı pek önemsemediğim bir öğündü.

Daha yakın zamanlarda aldığım Porsche'me hayranlıkla bakıp özenle kapısını açtım. Tekrar özenle kapatırken kontağa anahtarı takıp çalıştırdım.

Bugün bir hayli işin vardı,yeni AVM ile ilgili toplantı olacaktı. Bu projeye ev sahipliği yapan iki şirket vardı,biri bizdik,diğerinin ismi ise aklımda değildi. Bunu pek de önemsememiştim açıkçası.

Zaten yakın olan şirkete geldiğimde arabayı önünde durdurup park etmesi için görevliye anahtarı verdim.

Evet,uzun bir maraton beni bekliyordu.

Dönen kapıdan içeri girdim ve herkesin günaydınlarına aynı sevecenlikle cevap verdim.

"Günaydın Elif hanım," diyen çalışana tekrar cevap verdim. Benim yaşlarımdaydı ve gözleri dikkatimi çekmişti. Maviydi,ve bu düşünce beynime şüphe tohumlarını attı. Bu çocuk Rüzgar olamazdı değil mi?

"Adın ne senin?" dedim şüpheci bakışlar eşliğinde.

"M-melih efendim."

İçim rahatlarken paranoyama göz devirdim.  Zaten Rüzgar olsaydı sesinden tanırdım. Adının Melih olduğunu öğrendiğim çocuğa gülümseyerek odama doğru yürümeye başladım.

Her mavi gözlü erkek Rüzgar olamazdı ya.

Asansörün düğmesine basıp beklerken babama geldiğime dair bir mesaj attım.

Attığım mesaja cevap beklerken asansörün kapısı açılınca telefonumu cebime atarak kabine bindim.

Tam kapanacakken araya dosyasını sıkıştıran bir adam sayesinde kapaklar yeniden açılmıştı.

Herkes mavi gözlü mü olmak zorundaydı?

Adam dediğim benden üç dört yaş büyük olmalıydı ve büyüleyici diyebileceğim kadar güzel tonda mavi gözleri vardı. Keskin çene hattı yüzünü daha çekici gösterirken kirli sakalları kusursuz yüzüne son dokunuş gibi birşeydi.

Bana tanımlayamadığım bir şekilde gülümserken içeri girdi. Rüzgar'ın İstanbul'da olduğunu öğrendiğimden beri her mavi gözlü erkeğe şüpheci yaklaşır olmuştum. Bu takıntım artık rahatsız edecek kadar fazlalaşmıştı.

Yanımdaki adama kısa bir bakış atarken onunda bana baktığını farketmem anında önüme dönmeme sebep okdu.

Bakışları bile büyükeyiciydi.

KÖRDÜĞÜMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin