- İlk Kez- 1.

41 3 3
                                    


Bavullarımı hazırladığıma göre hazırım, bavullarımı kapıya kadar taşıdım ve yere bırakıp nefes aldım. İlk defa evimden uzaklaşıp kafamı dağıtmaya gidiyordum, ilk defa kendim tek başıma bir yere gidecektim o yüzden çok heyecanlıydım, bavullarımı kapıda bırakıp annemin yanına mutfağa gittim. Tahmin ettiğim gibi bir şeyler hazırlıyordu sessizce yanına gidip yanağını öptüm, kafasını bana doğru çevirip gülümsedi bende gülümseyip anneme sıkı sıkı sarıldım, kuzenimin ve arkadaşlarımın yanına gitmek için annemden zar zor izin almıştım izin alabilmek için 1 ay yalvarmış, 1 ayın sonuna kadar direnmiştim, en sonunda bu yalvarışlarıma dayanamayıp bana izin vermişti ne kadar yalvartsa da kendisine bir teşekkür borçluydum, yanağından öpüp teşekkür ettim izin verdiği için. Annem ellerini önünde ki önlüğe silip bana sarıldı, sonra sarılmayı bitirip bana küçük uyarılar söyledi. '' orada kendime dikkat edecekmişim, herkese güvenmeyecekmişim, aradığında açacakmışım ve abuk sabuk bir şeyler yapmayacakmışım '' ne yapabilirdim ki, alt tarafı eğlenip kafa dağıtacaktım, yani oradan yeni bir damat getirmeyecektim ya kendi kendime gülmeye başladım ve annemle dalga geçmek amaçlı, kolunu sıktım '' bilemiyorum anne, belki orada bir çocuk bulup kaçıra bilirim '' diye gülmeye başladım. Annem benim kadar gülmese de, gülüp sonra kolumu cimcikledi, '' çok gitmek istiyordun niye hala buradasın hadi iyi yolculuklar '' deyip beni arkamdan ittirdi kapıya kadar geldiğimizde anneme son kez sarıldım ve bavullarımı elime alıp merdivenlere yöneldim, siyah süet botlarımı ayağıma giyip son kez anneme baktığımda annem ağlıyordu daha fazla bakmadan bavullarla merdivenlerden indim ve artık yeni hayatıma başlamak için harekette geçtim.

Kuzenimi Simge'yi aradım, gelmeden önce aramamı söylemişti, bende yolla çıktığım için arayım dedim, birkaç çalıştı sonunda açmıştı.

- Efendim mira?

- Şey ben evden çıktım, hani demiştin çıkınca ara diye o yüzden aradım

- Ay sonunda geliyorsun, tamam bekliyorum gelmeni

- Tamam deyip telefonu kapattım, neden aradım ne söyledim bende bilmiyorum, telefonumu çantama atıktan sonra valizleri çekiştirmeye başladım, otogara gelince bilet almak için kadının yanına gittim ve '' Ankara'ya a '' bilet aldıktan sonra bavullarımı arabanın yanına kadar sürükleyip, orda ki görevliye verdim. Görevli sağlamca arabaya yerleştikten sonra bende arabaya bindim, en arkanın bir önü ve cam kenarı olan yerime kurulduktan sonra dolmasını bekledim, 10-15 dakika sonra herkes yerlerine oturmaya başladı. Yanıma yaşlı, bir o kadarda sevimli bir teyze oturdu, elleri dolu, dolu olduğu için rahatsız etse de bir şey demeden kulaklığımı kulağıma takip kafamı cama yasladım, araba hareket edince derin bir nefes alıp gözlerimi kapadım. Gözlerimi açtığımda hava kapkaranlıktı camdan dışarı bakmaya çalıştığımda uykulu gözlerle hiçbir şey görmedim, hoş gözlerim uykusuz olsa da bu karanlık havada ne görünebilir diki? Daha varmadığımı fark edince yerimde kıpırdandım yanımda ki yaşlı teyze yoktu galiba gideceği yeri geçmiştik, yanımda ki yaşlı teyze olmayışından daha rahat yayıldım ve kedi gibi sindim oturduğum yere gene gözlerimi kapattım...

- Adamın sesiyle zorda olsa gözlerimi açtığımda camdan dışarı baktım hava daha yeni aydınlanıyordu. Gözlerimi adamın suratına çevirince adamın suratında kocaman bir gülümseme oluştu, '' geldik hanımefendi herkes indi sizde inerseniz seviniriz '' dediğinde biraz utandım ve yerimden kalkmak için ayaklandım üstümü toparladığımda arabanın merdivenlerinden iniyordum, adam benden önce inmiş bavullarımı çıkartmış başında bekliyordu ne kadar çekinsem de '' teşekkür ederim '' dedim ve bavullarımı harekete ettirdim adamın yanından gittim, hoş nereye gideceğimi daha bilmiyordum bile kuzenim simgeyi aradığımda açmadı saate baktığımda saat daha 6.30'du bu saate bomba patlasa hiç kimse simgeyi uyandıramazdı bunu bildiğim için kendim bir yerlere gitmek için hazırlandım bavullarımı zar zor çeksem de dayanamayıp durdum ve yolun kaldırımına oturdum çok susamıştım, hareket edecek halim kalmamıştı ne kadar uyusam da bu bavulları taşımak beni yormuştu oturduğum yerde beklemeye başladım defalarca simgeyi aradım ama bir türlü ulaşamadım. Bende en sonunda mesaj atmaya karar verdim belki mesajımı görür diye. '' Simge ben Ankara'dayım, geldim kaldırımda oturuyorum ne zaman gelmeyi düşünüyorsun '' diye yazıp simgeye gönderdim. Mesajım gitti ama çift tik olmadı bende oturduğum yerde beklemeye başladım.

'' Simge ile aramızda çok değişik bir bağ vardı, birbirimizi çok seviyorduk, benim babam olmadığı için hep beni sevdi ve korudu, aynı şekilde bende onu sevip korudum ama onun koruması daha fazlaydı, başıma ne geldiyse hep bana yardım ederdi, annesi hep bize kalmaya bırakırdı beraber sabaha kadar oturup tıka basa cips yer, kolla içerdik sabahta mide ağrısından ölür bütün gün uyurduk '' kısacası simge benim her şeyimdi, ne yapsam her şeyden haberi olurdu o okumak için Ankara'yı tercih ettiğinde çok üzüldüm ayrı kal caz diye ama iyi ki tercih etmiş, yanına gelebilmiştim.

Telefonuma gelen bildirim ile kendime geldim ve telefonumun şifresini açıp ne geldiğine baktım. Simgeyi '' sarışın minnoşum'' diye kaydetmiştim, saçları benimkinden daha güzel ve daha sarıydı güneş gibi parlak ve uzundu her zaman saçlarını kıskanırdım.

Simgeden gelen mesajı okumamla içim rahatladı '' bekle hemen geliyorum sen şuan neredesin tam ''

Nerede olduğumu bilmiyordum ama burada tabelada '' karamsarlık '' yazıyordu, simgeye karamsarlık diye bir yer yazdım ve gönderdim, saniyeler geçmeden simge mesaj atmıştı ne kadar şaşırsam da hemen atığı mesajı okudum '' hasiktir. Tamam, geliyorum sakın kımıldama az kaldı '' demek az kaldı sonunda simgenin evine gidip duş alabilecektim, simgeye yazdığım o '' karamsarlık '' tabelasına baktım dükkân gibi duruyordu değişik bir yerdi, içinden uzun boylu, beyaz yenli kumral saçlı bir erkek çıktı ve siyah Mini Cooper bindi, değişik birisine benziyordu ama beni ilgilendirmiyor deyip iç çektim, simgede 10 dakikaya gelmişti beni görünce ilk korksa da boynuma sıkıca sarıldı.

- '' Korkma kimse tecavüz etmedi yâda ellemedi anne '' deyip gülmeye başladım

- '' Çok komik mira, onla alakası yok sadece merak ettim saat çok erken, birisi bir şey yapar diye değil kendini koruyacağını biliyorum sadece merak dedi son kelimesini uzatarak ''

Simgenin bagajına bavullarımı koyduktan sonra şoför koltuğunun yanına oturdum, simgede şoför koltuğuna oturup arabayı çalıştırdı.                                        

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 02, 2016 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Siyahın EseriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin