Gözüme tek gram uyku girmezken dolan gözlerimi sıkıyordum. Saat sabaha yakındı ve ben bu saatte ağlayarak sabaha kötü başlamak istemiyordum. Üstelik ağlarsam sesimi Kaan'ın duyacağından emindim. Bu yüzden ağlamamış ve sadece düşünmüştüm.
Gerçekten bazen şizofren olduğumu bile düşünüyordum. Onu hayal ediyorum. Onu görmüyorum. Onu seviyorum ama orta da yok. Bu sorular beni yorarken cevaplarının olmaması beni daha kötü yapıyordu.
Gözlerimi kapatıp Kaan'a daha sıkı sarıldım ve sabahı bekledim.
0000
Annemin odaya girmesi ile gözlerimi aralarken o gülümseyerek bir bana bir Kaan'a bakıyordu.
"Hadi kalkın. Geç oldu. "dedi.
" Saat kaç? " dedim yorgunlukla.
" 07.00." dedi.
"Anne daha çok erken ama. " Dedim.
" Burası Mardin. İstanbul değil. O yüzden siz ikiniz hemen kalkıyorsunuz. " dedi üzerimiz de ki yorganı çekerken.
Kaan gülümseyerek kalkmış ve uzanıp alnımı öpmüştü. Bende ona sadece gülümsemiştim.
" Hadi çocuklar. " dedi annem sıkıldığını belli ederken." Hem sizi aynı odada görmesinler. Kalkın bakayım. " dedi.
İtiraz etmeden kalkarken ben küçük dolabıma - önceden hazırlanmış - gitmiş ve bir kaç parça kıyafet almıştım. Kaan'da çantasından çıkarırken annem odadan çıkmıştı.
Ben Kaan'ın yanında üzerimi değiştirirken o benim değiştirmemi beklemiş ve ben giyim işini bitirdikten sonra beni odadan çıkartıp kendisi giyinmişti.
Kapının önünde yaklaşık on dakika kadar bekledikten sonra Kaan odadan çıkmıştı.
Kaan'ın eli belimde aşağı inerken annem bizi kahvaltıya çağırmıştı. Ama Kaan ayrı yerde ben ayrı yerde.
Kahvaltıdan bir an önce kalkmak ve bütün gün Kaan ile dolaşmak istiyordum. Ona burayı gezdirmek istiyordum. Gerçi bende fazla tanımıyordum burayı fakat asıl amacım kafa dağıtmaktı. Biraz olsun onlu düşüncelerimden arınmak ve özgür kalmak istiyordum.
Acıydı o. Acının saf hali.. Ama yine de seviyordum.. Hemde fazlası ile.. Nasıl oldu bu demeyin.. Sadece seviyorum. O kadar.
''Beritan? '' duyduğum ses ile irkilirken omuzumda ki el varlığını belli etmişti.
''Dışarı çıkalım mı? ''
Kaan kahvaltısını yapmış yanıma gelmişti fakat ben farkında değildim. Başımı salladım ve ayağa kalktım. Hazırlanmama gerek yoktu. Sadece telefonumu alacak ve gidecektim.
''Telefonu mu alıp geliyorum. '' dedim.
Başını sallayıp dışarı doğru gitti. Bende yukarı odama çıktım. Hızla telefonumu almış ve aşağı inmiştim. Kaan beni kapıda beklerken gülümseyerek ona doğru gitmiş ve, ''Gidelim. '' demiştim.
Beraber kapıdan çıktığımızda onun sıcak avuçları ellerimi arasına almıştı. İtiraz etmemiştim. Aksine hoşuma gitmişti. Beraber sokaklardan ilerlerken kendim bile doğru düzgün bilmediğim bu şehri keşfediyordum.
Fazla ağaçlık bir yer yoktu burada. Benim ise bildiğim bir tek yer vardı. Oda halam bana göstermişti. Kendisi gitmemesine rağmen oranın çok sessiz bir yer olduğunu söyleyip beni götürmüştü bir defasında. Ve ben ne zaman buraya gelsem oraya giderdim. Şimdi ise ilk defa Kaan ile gidecektim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Benim Gizli Aşkım!
Ficción GeneralYorum yapacaksanız da aklınızın varlığı ile yorum yapın. Gereksiz yorumlara gerek yok!