Uyandığımda silah sesinin duyulduğu evdeydim.
Yataktan kalktığımda kendi merakım yüzünden hapise düşmüş gibiydim çünkü pencerelerde demirler vardı.Ben etrafa criminal oynuyormuş gibi bakınırken kapı büyük bir hışımla açıldı.
Kafam o yöne döndüğünde gördüğüm yüz, biraz önce birini silahla ördürdükten sonra benim kafama vurup buraya getiren kırklı yaşlardaki adamdı.
Bana doğru yürüdü. Ve beni incelemeye başladı. Bundan aşırı derecede rahatsız oldum ki adama el kol hareketi yaptım.
Hayırdır kardeş, bi sorun mu var?
Bunu diyecektim. Ama demedim. Çünkü benden daha büyük ve güçlü birisine bunu demem aptallık olur. Ne yapacağı belli olmaz.
" Beni neden bayılttınız acaba bi onu öğrenebilir miyim? "
Sanırım bu hayatımda sorduğum en saçma soruydu. Adam beni penguen beslemem için bayıltmadı herhalde. Ben görgü tanığıydım. Beni serbest bırakacak hali yok adamın.
Adam bana yaklaşıyordu. Beni itip yere düşürdü.
Yere düştüğümde masanın kenarı yüzümü kesmişti.
Acı içinde inledim." Noluyo ya? "
Sanki ben birini öldürmüştüm.Adam bana doğru eğilip yeleğimi çekiştirdi. Kalkmaya çalıştım.
Ayaklarının arasında bacaklarım olduğu için şanslıydım.
Kasıklarına doğru alttan bir tekme savurdum.
Onuda acı içinde inlerken görmek güzeldi.Ayağa nasıl kalktım farkında değilim.
Ben nefes nefese adama hayretle bakarken gözüm marketteki adamın bana verdiği şerbete takıldı. Şerbetin şişesi mozaik camdı.
Adam ayağa kalkmadan koşup cam şişeyi aldım.
Bütün gücümü toplayıp cam şişeyi adamın kafasına geçirdim. Adam yere yığıldı. Ama benim üzerim sırılsıklam olmuştu.
Sanki şişe adamın kafasında değil benim üzerimde kırılmıştı. Aşırı şekilde Şerbet kokuyordum.Adamın içeri girdiği yerden çıkmak için kapıya koştum.
Kapıyı açtığımda biriyle çarpıştım.
Çarptığım kişiye bakmadan itip, kaçmaya çalıştım.Yeleğim ve tişörtüm yırtılmış, ayakkabımın biri ayağımdan çıkmış, yüzüm yarık bir şekilde bilmediğim bir yöne koşmaya başladım.
Başım ağrıyordu ve koştuğum için yine nefesim daralıyordu.
İstemsizce bulunduğum yere çöktüm.
Gözlerimi kapatıp insanların saçma sapan konuşmalarını dinlemek istedim.
Bazen insanlar saçma şeyleri duyup/görüp ibret almak ister. Bazen ise mücadeleyi bırakıp, sadece sonsuzluğa uzanmak...
Benim istediğim kesinlikle bu.- Ama aşkoom. Noluuyv. -
- Ne diyosun kardeşim! Ben sana parayı ona mı ver dedim? -
- Aynen. Yirmi bir gündür fotolarımı beğenmiyor. -
Gerçekten çok saçma dünya.
Aman, gidip eve yatağa yatacaksın kaldırabilene aşk olsun.Gözümü açtım. Telefonum ile İrem'i aramak için doğrulup, elimi arka cebime attığımda telefonum yerinde yoktu.
İnanamıyorum.Bir antilop misali. Aslanın büyük ısırığından sonra pes etmeyip, aslan boşlayınca ayağa kalkıp kaçan antilop.
Ne yapacan kaçıp. Ölüyon işte tadında bıraksana. Napacan kaçınca yine biri yiyecek...Bazı gözlerin bana yöneldiğini gördüm. Sanki sokakta bir hayvanı dövdüm, video çektim, internete atıp ünlü oldum. Herkes bana bu gözle bakıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SADABAD
Novela JuvenilNerde mavi mutluluklar. Ben hep siyah görüyorum. Siyah huyumdur benim. Bak işte deniz mavi ben siyah.