Cehennem eviniz olunca, ateşten, alevlerden güç almaya başlıyorsunuz... Ben Lucas, şeytanın ilk oğluyum kardeşlerimle olan en yüksek taç yarışında en güçlü rakibim. Tek bir kadın için şeytanlıktan, taçtan, kanatlarımdan ve alevden vazgeçtim ve onun için göz yaşı döktüm.
Dünyaya normal bir insan gibi geldim. Sanki korkunç veya kötü değilmişim gibi. Sıradan biriymiş gibi gözüküyorum -okula okumak için gelenler gibi- ama sanılanla gerçek farklı. Bu gün benim için büyük bir gün aslında, ilk defa benliğimden uzaklaşıp normal kişilerle tanışabilecektim. Yaşım sandıklarından çok büyük olsada on yedi yaşında ve sıradan birisi olduğumu söyleyeceğim.
Okul zili çaldı ve herkes sınıflarına gitti, benim için ilk ders başlıyordu artık. Sınıfa girdim ve herkesi göz ucuyla süzdüm en arkada tek kişilik bir yer vardı birileri kapmadan hemen oturdum. Herkes birbirine bakıyordu, bir grup ise çoktan arkadaş bulup kaynaşmışlardı. Yanımda oturan kız oldukça sakin ve zararsız gözüküyordu. Koyu siyah saçları, zümrüt yeşili gözleri ve soluk bir ten rengi, üzerinde kot pantolonu salaş tişörtü ve converseleri vardı, yandan asılan postacı tipi çantasını unutmamak gerekir elbette. Onu inceleğimden rahatsız olmuş olacak ki kafasını pencereye doğru çevirdi ve dışarıyı seyretmeye başladı. Kulağına yaklaşarak, ''Ne berbat bir gün değil mi? Güneşli ve cıvıl cıvıl. Tiksinç.'' diye fısıldadım. Bana döndü ve ''Öyle.'' dedi. Kısa bir süre sessizliğin ardından bu rahatsız edici sessizliği bozmak için ''Adım Lucas, seninkini öğrenebilir miyim?'' diye atıldım. ''Caroline, memnun oldum Lucas.'' dedi. Ben de, ''Seninle tanıştığıma çok memnun oldum Caroline. Bu arada gözlerin gerçekten çok güzel.'' dedim gülümseyerek. Bundan etkilenmemiş olacak ki yüzünde bir kızgınlık belirdi ve gözlerini bana devirerek ''Annemin iğrenç gözlerini almışım, o kadının özelliklerini taşımak bile beni sinir ediyor.'' dedi. Annesinden bu derece nefret etmesine anlam veremedim tam soracaktım ki öğretmen içeri girdi ve lanet derse başladık.
Dersin bitmesi için tanrıya yalvarmama az kalmıştı. Sınıftaki hemen hemen herkes dersten sıkılmıştı, bir çoğu uyuyor bazıları mesajlaşıyor bir kısmı ise dersi dinliyordu. Yanımdaki kızın pekte iyi niyetli biri olmadığını seziyordum. Bu zarasız görünüşünün altında bir kaplan yatıyor gibiydi. Annesi hakkında olan düşünceleri bunun kanıtı niteliğindeydi. Zil çalar çalmaz Caroline'a dönüp ''Özel değilse, neden annenden bu derece nefret ettiğini öğrenebilir miyim?'' dedim. Caroline'nın yüzünde oldukça kızgın bir ifade belirdi hemen olayı düzeltmek için ''Çok mu ileri gittim, özür dilerim'' dedim. Caroline tek kaşını kaldırdı ve ''Bu kadar merak her zaman iyi değildir Lucas, yakında daha iyi anlarsın.'' dedi. Çantasını aldı ve hızla sınıftan uzaklaştı. Yine de merakım gitmiş değildi. Bu kızı merak ediyordum sıradan bir genç kızmış gibi gözükse de öyle olmadığını hissedebiliyordum bu yüzden arkasından hızlıca koştum koridora çıktım ve etrafıma baktım. Caroline çoktan gitmişti.
Aradan üç ders geçtiten sonra nihayet iki saatlik öğle arasına çıktık. Gözlerim Caroline'ı arıyordu bu kızda beni kendine çeken bir şey vardı onu düşünüyorum, devamlı onu düşünüyorum. Benliğimden uzaklaşarak arzuluyordum onu... Etrafıma bakınıyordum ki Caroline müzik sınıfından çıkarak hızlıca yürüyordu. Hızlı adımlarla yanına gittim ''Caroline müsait misin? Dilersen kafetaryada bir şeyler içebiliriz?'' dedim. Caroline derin bir ah çekerek bana döndü ve ''Neden sürekli etrafımdasın? Canına mı susadın sen?!'' dedi bağırarak. Ne diyeceğimi bilemedim benden bu derece rahatsız olmasına gerçekten anlam veremedim, bir şeytan olarak şuna artık eminim ki insanların vesvelerimize ihtiyacı YOK! Cümlelerimi kafamda toparladım ve ''Caroline, ah Caroline! Beni ne kadar yanlış anlamışsın, bunu öğrendiğime gerçekten çok mutlu oldum. Müsade etseydin kendimi doğru bir şekilde tanıtabilirdim ancak anlıyorum ki sen bunu istemiyorsun. Her neyse hiç problem değil bir daha beni görmeyeceğine yemin bile edebilirim.'' dedim ve hızlı adımlarda Caroline'nın yanından uzaklaştım. Ancak Caroline arkamdan koştu ve kolumu tuttu ve ''Bak Lucas çok ters bir zamanda karşılaştık, böyle davranmak istemezdim ancak her şey üst üste geldi, seninle dost olmak bende isterim.'' dedi. Yaptığım ters etki işe yaramış olacak ki meyvalarını topladım ve Caroline'a dönerek ''O halde bir şeyler içebiliriz, ha?'' dedim. Caroline kafasıyla onayladı ve kafetaryaya doğru yürümeye başladık.