Sayın biricik okurlarım, arkadaşlarım,
Bunu yazmaya nereden yüz bulduğumu bilmiyorum. Hepinizin iyi olduğunu ve bana patlamak üzere olan bir yanardağ kızgınlığında olmadığınızı umuyorum.
Yaptığımın mantık düzeyinde hiçbir açıklaması olmadığının farkındayım, ama düşünürsek çok mantıklı bir adam da değilim.
Çok özür dilerim. Bu şekilde hepinizi ortada bıraktığım için, adamakıllı bir veda etmediğim için, bazılarınıza verdiğim sözleri tutamadığım için... gerçekten çok üzgünüm.
Neden böyle oldu, diyeceksiniz. Neden bir anda gittim? Neden sizi yüzüstü bıraktım?
Size sadece şunu söyleyebilirim, aynaya bakacak durumum yok. Yüzümü görmeye tahammülüm yok, çünkü tek gördüğüm hayal kırıklığı, yaşamaya değmez, iğrenç bir şey. İnanın şu hayatta amipler bile benden daha çok sevgi görmeyi hak ediyor.
Panik olmayın ama, bu acıma haplarla vs son vermeyi de çok düşündüm.
Çoğumuzun böyle dönemleri oldu evet, çocukluk etmemeliyim ve hayatıma devam etmeliyim farkındayım. Ama bazı şeylerin farkında olmak, onları hayata geçirmek için yeterli olmuyor.
Her neyse, hesabımı kapattım çünkü devam edemiyordum. Kaybolduğum aylarda birkaç kere girdim, bir şeyler yazmaya çalıştım. Bir açıklama en azından, bunu hak ediyordunuz ama olmadı. Her girdiğimde, öyle ya da böyle hayatıma dahil olmuş, bana değer veren insanlar gördüm ve devam edemedim. Çünkü bana değer vermenin sonu asla iyi bitmiyor ve siz bunu hak etmiyorsunuz.
Beklentiler gördüm, dediğim gibi tutamadığım sözler, endişeler, sitemler gördüm. Hepsi göğsüme, ayaklarıma ağırlıklar gibi bağlandı, devam edemedim. Ben bu kadar önemsenmeyi hak etmiyordum ve asla etmeyeceğim.
Bu hesap benim kaçışımdı biliyor musunuz? Yaşadığım rezil hayattan, yüzüstü bıraktığım, özlediğim suratlardan, hayaletlerden kaçışımdı.
Mutlu, komik anılarımı yazarak, her gece uyumama engel olan, omzumda ağırlık yapanları unutabiliyordum. Sanki hayatım sadece komikliklerden oluşuyormuş gibi
Ama sonra, kaçtığım şeylerin birer birer burada da oluşmaya başladığını fark ettim. Hesabı kapatmayı o an düşündüm. Kapatmadım ama, istemedim çünkü. O hesap benim güvencemdi, ablam da izin vermedi zaten.
Sonra onu da kaybettim. Şu hayatta, devam etmemi sağlayan tek şeyi kaybettim. Siktiğimin yerinde, bana biraz değer veren, önemsediğim her şeyi kaybediyordum zaten.
Yine kapatmadım, ablamın hatrına. O istemediyse bir sebebi vardır dedim ama artık o sebepleri göremiyordum, hiçbir şey göremiyordum.
Biraz toparlandığıma inandığımda veda yazım için hazırlandım. Çünkü bazı bölümleri buram buram ablam kokarken Notlar'a devam etmem imkansızdı. Hesabı kapatmak hiç istemedim, gerçekten.
Ama o final yazısı da elimden bir türlü çıkmadı. Kelimeleri bir türlü yazamadım, evet hesabı kapatmayacaktım ama girmeyecektim de. Bunu haber verdiğimde yüzlerinizi düşündüm, yazamadım, yazmadım.
Sonra gelen kutumu gördüm. Bazılarınızın hayatında yer edindiğimi fark ettim. O kadar sinirlendim ki kendime, size. Böyle bir adamı nasıl kabullenebildiniz dedim. Neden kabullenmelerine izin verdin dedim. O an kapattım hesabı, varsın sinirlensinler, korkak desinler.
Değer vermelerinden iyidir. O vedayı da asla yazamayacaktım zaten. Hızlıca, yara bandı gibi çekip atmak daha mantıklı geldi o an.
Sizi ne kadar boşlukta bıraktığımı fark edemedim. Bir vedayı ne kadar hak ettiğinizi, şu ana kadar yüzüme gülümsemeyi yerleştirip, beni unutmaya çalıştığım hayatımdan nasıl kaçırdığınızı tamamen unutmuştum.
Bunun için, tekrardan hepinizden teker teker özür diliyorum.
Bazılarınızla konuşma şansım oldu, bazılarınızla olmadı. Yorumlarınızı kahkahalarla okudum, mesajlarınıza gülümseyerek cevap verdim. Benimle bir üzüldünüz, bana güldünüz genelde ama amacım da buydu zaten.
Hepiniz tertemiz kalpli, mükemmel insanlarsınız. Umarım hayat karşınıza daima hak ettiğiniz güzellikleri çıkarır, bunu gerçekten çok içten bir şekilde diliyorum.
Böyle bitsin istemezdim, yaptığım öküzlüğü hiçbir şekilde hak etmiyordunuz. Ama öküz olmasam, kullanıcı adım Kütük olmazdı herhalde.
Sizden tek dileğim -yüzsüzlüğün dibi- beni artık düşünmemeniz. Çünkü dışarıda beni merak eden birilerinin olduğunu bilmek beni bitiriyor artık. Saçma geliyor olabilir, düşünce tarzımı bazen ben bile anlamakta zorlanıyorum.
Ama ben, bu şekilde devam edemem, ne zaman onlar da zarar görecek diye düşünerek tetikte bekleyemem. İnanın, şunları itiraf etmek bile o kadar zor ki benim için.
Her neyse, işte bu yüzden beni unutmanız gerek. Belki bir gün, yeniden başlayacak gücü bulurum bu sayede. İntihar günlerim geride kaldı zaten, ablam asla böyle olmamı istemezdi, onu üzmek istemem. Sizi de üzmek istemezdim.
Hem inanın, bu en iyisi. Bir şekilde bazılarınıza abilik; bazılarınıza arkadaşlık yapabilecek güçte olmak, eski günlere dönmek çok isterdim. Ama artık, hikayenin sonunu çok iyi biliyorum ve sizin gibi harika insanlara bu son yakışmaz, bana güvenin.
Umarım beni affedebilirsiniz, bilmiyorum kendimi biraz olsun açıklayabildim mi, ya da kafanız daha çok mu karıştı. Belki de şu an, ulan ben nasıl bir psikopatı okudum aylarca diye düşünüyorsunuz, bilmiyorum.
Tek umudum, bir gün beni affedebilmeniz ve benim var olduğumu tamamen unutmanız. Ama affetmezseniz de canınız sağ olsun, hak ettim.
Bana çok güzel zamanlar geçirdiniz. Biraz olsun gülümseyebildiysem sizin sayenizde. Ben de bu süreçte birkaçınızın yüzüne tebessüm yerleştirebildiysem ne mutlu bana.
Artık gitmem gerekiyor. Bu da Kütük'ün oldukça gecikmeli vedası olsun.
Hayatta hep mutlu olmanız, karşınıza çıkanların sizi benim gibi yüzüstü bırakmaması dileğiyle.
Buraya bir de imza bırakayım, sevgiler.
-Bay Kütük (23)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kütük'ün Vedası
Non-FictionArkadaşlar, geçen günlerde Kütük bana mesaj attı. Hesabını hiçbir açıklama yapmadan sildiği için hepimizin hak ettiği vedayı size iletmemi rica etti. Takipçilerimden bazıları Kütük'ü öyle de ya da böyle okumuş diye biliyorum, aklıma başka bir yol ge...