Evet.Günlerdir beklediğimiz sonuçların açıklanacağı gün gelip çatmıştı.Ah,unutmadan ben Elif.Üniversite sonuçlarının açıklanmasını bekliyorduk.Açıklandı ve İzmir'den bir üniversite kazandım.Orada tanıdığım bir arkadaşım da vardı.Yalnız olmayacaktım.İlk önce babam itiraz etti "Gidemezsin!"dedi. Babam çocuklarına çok düşkündür. Onlardan ayrılmayı bile göze alamaz. Annem babamı ikna etti ve hazırlıklara başlandı. Ben giysilerimi,kitaplarımı,çantalarımı ve tabii ki olmazsa olmazlarım olan ayakkabılarımı yerleştirdim. Annem yolculukta acıkırsam diye börekti,poğaçaydı hazırlamış sağ olsun. Annem öyle bir börek yapar ki parmaklarınızı yersiniz. Babam uçak bileti almış ve bana vereceği harçlığı hazırlamış. Kardeşim Kayra bana hediyeler almış. Onları evde açmadım. İzmir'de açtım. Uçak çok kalabalık değildi. Benim gibi üniversite okumak için seyahat eden öğrenciler çoğunluktaydı. Uçak havaalanına indi ve İz'i gördüm. Beni bekliyordu. Onun kaldığı bir ev var vardı. Parasını burslu okuduğu okuldan ve part - time yaptığı işlerden aldığı paralarla karşılıyordu. Ben gelmiştim ve ona çok yük olacaktım. Okuldan çıktıktan sonra ben de çalışıp kiraya ortak olabilirdim. İz'in yanına geldim ve beni izleyen bir kaç kişiye rastladım. Gözler benim üzerimdeydi. Bense onlara soran gözlerle bakıyordum. Neyse ki bakışmamız fazla sürmedi. İz bizi tanıştırmaya girişti. Sarı saçlı,mavi gözlü bir kız duruyordu. Benim yaşlarındaydı. Adı Esila'ymış. Siyah düz saçlı kızın adıysa Eliz'miş. Erkek gibi hareketleri vardı Eliz'in. İz'le konuşmaya başlamıştık. Bir arabanın yanında durduk. Güzel bir arabaydı. İçinde bir oğlan vardı. "Merhaba" dedi. Gözlerim İz'e kaydı. Onun adıysa Yeğin'miş. Eliz'in ikiz kardeşi. Hepsi aynı yerde çalışıyormuş. Arabaya binip kalacağımız eve geldik. Bir sitede oturuyormuş bizim İz. Evin kirasını nasıl ödediğini sordum. O da bana şu cevabı verdi:
-Burayı satın almanız için kalan paranın tamamlanmasına 3 ay kaldı.
Havuzu da vardı. En sevdiğim sporlardan birini burada yapabilirdim ama kimsenin olmaması lazımdı. Esila şifreyle kapıyı açtı. Asansöre binip daireye çıktık. 2. Katta kalacaktık. Eve girdik. Evin içi çok dağınıktı. Kalacağım odaya gittik. Odada siyah,mor ve bordo hakimdi. Burayı İz'in düzenlediğini bir bakışta anladım. İz'le ve diğerlerine çok teşekkür ettim. Eşyalarını yerleştirmem için beni yalnız bıraktılar. Pencerenin önündeki koltuğa oturmak için hareketlendim. Perdeyi açıp oturdum. Dışarısı çok güzeldi. Sitenin çoğunluğu benim yaşlarındaki insanlarla doluymuş gibi duruyordu. Eşyalarımı yerlerine yerleştirdim ve giysi dolabını açtım. Üzerimdekileri çıkarttım ve başka giysiler aldım. Sonra odadan çıkıp salona doğru yol aldım. Mutfakta Eliz vardı. Eliz:
-Bir şey yemek veya içmek ister misin?
Elif:
-Bir sıcak çikolata alabilir miyim?
-Elbette
Eliz bardağı bana uzattı. Sonra salona yöneldi. Ben de sıcak çikolatamı yudumlayarak salona geldim. Salona girince ağzım açık kaldı. Oda pahalı mobilyalarla doluydu. Parlaklıklar gözünü alıyordu. Eliz bir koltuğa yerleşmiş televizyondaki bir diziye bakıyordu. Ben sosyal medya bağımlısıyımdır ve dizi hiç de ilgimi çekmiyordu. Eliz'in yanına oturarak telefonunu çıkardım. Telefonu elime alır almaz bir mesaj geldi. Mesaj sevgilimdendi. Şöyle diyordu."Başka şehre gittiğini duydum. Demek ki benden ayrıldın ya da beni unutacaksın. Şunu bilmemiz isterim ki senden ayrılıyorum. Kendine dikkat et."
O anda çok sevindim. Zaten ayrılacaktım. Kendisinin ayrılması beni mutlu etmişti. Eliz'in dedim ki:
-Dışarı çıkmak istiyorum. Biliyorsun buraların yabancısıyım. Beraber dışarı çıkmaya ne dersin?
Eliz:
-Tabii ki hem biraz gezmiş oluruz. Sürekli otur otur sıkılmıştım.
5dakika sonra hazırdılar. Eliz "Buralarda bir park var. İstersen oraya gidelim."dedi ve ben e kabul ettim. Parka giderken bir çift gözün beni izlediğini hissediyordum. Parkta bir adamın gözlerini bana dikmiş olduğunu gördüm. Pek fazla ilgilenmedim. Ne de olsa buralarda yabancıydım ve çok dikkat çekiyordum. Sürekli gözüm bu adama takılıyordu. Siyah saçlı, beyaz tenli,siyah gözlü ve fazla renkli olmayan bir dudağı vardı. İlk göze çarpan gözleri oluyordu. Siyah gözleri parlıyordu. Elif "Eliz hadi deniz kenarına gidelim. Sonra da üniversiteye gidip orayı gezelim. Ne de olsa buraların yabancısıyım." Eliz peki diyerek yürümeye başladı. Deniz yakınımızdaydı. Bu yüzden taksiye ihtiyacımız yoktu. Nihayet deniz kenarına gelmiştik. Etrafta yürüyüş yapan insanlar, balık tutmaya çalışan fakat tutamayan balıkçılar vardı. Deniz kokusunu içime çekerek yürüdüm. Kendimi deniz kokusuna öyle kaptırmışım ki yanında olmayan Eliz'i sonradan fark ettim. Neyse ki biraz ilerideydi. Durmuştu. Yanında bir adam vardı. Dikkatli bakınca onun Yeğin olduğunu fark ettim. Hararetli hararetli bir şeyler konuşuyorlardı. Merak ettiğim için yanlarına doğru yürüdüm. Benim geldiğimi görünce konuşmayı kestiler. "Neden ben gelince konuşmayı kestiniz?" "İş hakkında konuşuyorduk da senin de kafanı ağrıtmayalım dedik." "Arabayla gelmiştim. Hadi sizi gezdireyim." "Biz üniversiteyi gezecektik." "Peki, ben götüreyim." Arabaya doğru yürümeye başlamıştık. Üniversite çok büyüktü. Her yeri gezemeden akşam olmuştu. Biz de eve geçtik. Yeğin İz'in yanına gitti. Yani çalıştığı yere. İz eve gelince yanımıza geldi. Ben çalışmak istiyordum. Bu konuyu İz'e açmaya karar verdim. "İz siz hangi işte çalışıyorsunuz?" "Garsonuz. Hayırdır,bir şey mi oldu? "Yok, hayır ben de çalışmak istiyorum da sizin orada çalışabilir miyim diye soracaktım." Ben patrona sorayım garson eksiğimiz var mı diye. Yarın bizimle birlikte kafeye gel. Ne olur ne olmaz. Belki kabul edilir hemen garson olursun. Eğer olamazsan da bizim odada beklersin. " "Peki." Bu konuşmalar geceyarısına kadar sürmüştü. Yeğin'in bizi uyarması üzerine kalkıp yataklarımıza gittik. Telefonundan en sevdiğim müziği açtım ve yatağıma uzandım. Müziği kapatıp gözlerimi yummak üzereyken dışarda arabanın bir şeye çarpma sesini duydum. Hemen pencereye koştum. Hiçbir şey göremiyordum. Hemen odamdan kapının önüne geldim. Benim gibi Esila,Eliz,Yeğin ve İz'de kapının önündeydi. Esila kapıyı açtı ve hepimiz koşarak aşağı indik. Birisine araba çarpmıştı ve ambulans ortada yoktu. Elini cebine atıp telefonumu çıkardım. Ambulansı aradım. Sonra baktım ki adam can çekişiyor etrafı açıp ilk yardım hakkında bildiklerimi uygulamaya başladım. Adamı hayata döndürdüm. Ambulans geldi ve İz adamla birlikte gitti. Ben de şaşırmış bir şekilde bakıyordum. Sonradan öğrendiğime göre o adam İz'in ikiziymiş. İz'in bir ikizi olduğunu yeni öğreniyordum. Etraftaki kalabalık dağılmıştı. Biz de eve gittik. Yeğin yerinde duramıyordu. Telaşla arabaya binip hastaneye gitti. Kızlardan öğrendiğime kadar oğlanın adı Ateş'miş. Aynı evde kalıyormuşuz. Kaldığım evdeki herkes benim gideceğim üniversiteye gidecekmiş. Yalnız olmayacaktım. Hepimiz yataklarımıza uzandık. Bir müddet sonra uykuya dalmış tık. Sabah olmuştu. Gözüme giren güneş ışığıyla uyandım. Üzerini değişip aşağıya indim. Esila ve Eliz hazırlanmaya başlamıştı. Sonradan aklım başıma geldi. Bugün işe gidecektik. Hepimiz hazırlanıp otobüs durağına doğru yola çıktık. Birden Eliz'in telefonu çaldı. Arayan Yeğin'di. Ateş iyiymiş. Eve çıkabilecekmiş. Onları eve bıraktıktan sonra Yeğin kafeye gelecekmiş. Kafenin önüne gelmiştik. İçeri girdik. Eşyalarımızı bırakmak için bir odaya geçtik. Sonra odadan çıkarak koridorlarda yürümeye başladık. Patronun odası olarak tahmin ettiğim odanın önünde durduk. Esila kapıyı çaldı. İçeriden gel sesi duyuldu. Kapıyı açıp içeri girdik. Esila konuşmaya başladı. Patron dedikleri kişi benim parkta gördüğüm bana bakan kişiydi. Konuştuklarına kulak verdim. Patron beni işe almıştı. Ben hemen konuşmak için öne atıldım. "Bugün İz gelemeyecek." Ben böyle deyince Eliz konuşmaya başladı. "Ateş de gelemeyecek. " Patron peki diyerek işlerimizin başına dönmemizi söyledi. Biz de odadan çıktık. Gidip bana garson kıyafeti aradık. Tam bana uygun olanını bulduk. Hemen çalışmaya başladık. Yeğin kapıdan girdi. Hemen üzerini değişip geldi. Ve çalışarak günün sonuna gelmiştik. Yarın okula kayıt yaptırmaya gidecektik. Yeğin'le birlikte arabanın yanına gittik. Patron yanımıza gelerek iyi geceler diledi. Herkes birbirine şaşkınlıkla bakmıştı. Ben neden böyle baktıklarını sordum. Eliz cevap verdi. " Bu hiç hayra alamet değil. Bunun altında ne yatıyor acaba?" Arabaya binip eve geldik. İz Ateş'e hayatını kurtardığımı söylemiş. Ateş'e geçmiş olsun dedikten sonra odama çıktım. Üzerimi değişip pencerenin önüne geçtim. Müzik açıp yoldan geçenleri izlemeye başladım. Yeğin beni akşam yemeğine çağırdı. Aşağı indiğimde çok güzel bir masayla karşılaştım. Yemeği yedikten sonra Esila'yla birlikte biraz televizyona bakıp odamıza çıktık. Pencerenin önüne tekrar geçtim. Bir adam 13 yaşlarındaki bir çocuğa bir paket verdi. Çocuk paketi açtı ve içinden uyuşturucu poşetleri çıktı. Adam bana bakıp gülümsedi. Hemen aşağı inip adam ve çocuğun yanına gittim. Çocuk bana şaşkın şaşkın bakıyordu. " Sen bunu kullanıyor musun?" " Hayır. Bana da bu abi verdi. " " Evet ben verdim. Ne olmuş sanki!" " O daha küçücük. Ona nasıl bunu verirsin!" Adamı hayatımda ilk kez görüyordum. Ama o sanki beni tanıyormuş gibiydi. " Pardon ama tanışıyor muyuz?" "Ben patronunun arkadaşıyım. Adım Savaş. Karşı komşunuzum. " " Merhaba ben de Elif." " Biliyorum zaten. Neyse hadi girelim artık." Ve böylece tanışmış olduk. Hemen yatıp uyudum. Sabah uyanınca üzerimi giyinip aşağı indim. Daha kimse uyanmamıştı. Ben de kahvaltıyı hazırladım. Yeğin mutfağa girince ağzı açık kaldı. Birlikte fırından sıcak ekmek almaya gittik. Eve girerken Savaş'la karşılaştık. Merhaba dedi. Biz de aynı şekilde cevap verip eve girdik. Diğerleri de uyanmıştı. Kahvaltıyı yapıp yola çıktık. Hemen kayıt olduk. Orada patron ve Savaş'la karşılaştık. Onlar da bu okula gelecekmiş. Okulların açılmasına bir hafta vardı. Hepimiz birlikte alışverişe çıktık. Okul için birkaç şey aldık. Dışarıda yemek yedik. Evin önüne geldik. Kapıda patron ve Savaş'la karşılaştık. Savaş bize dedi ki bir kaç gün sonra doğum günü partim var. Gelir misiniz? Biz de geleceğimizi söyledik. Tam yukarı çıkıyorduk ki benden numaramı istedi. Ben de verip vermemek konusunda kararsız kaldım. Çok fazla ısrar edince verdim. Yukarı çıkınca Ateş odama geldi. Bana Savaş'a güvenmememi söyledi. Telefonuna bir mesaj geldi. Ben elime alıp bakarken Ateş'te bakmaya çalışıyordu. Mesaj Savaş'tandı. Yarın onun evinde yemek yemeyi teklif ediyordu. Ateş bu mesajı görünce çılgına döndü. Ben hiç bir şeyin olmayacağını söyledim. Odadan çıkıp gitti. Ben de mesaja cevap yazdım. Gidecektim. Ve gittim de. Orada çok ilginç bir şey gördüm. Benim boynumda asılı olan kolyenin aynısından Savaş'ta da vardı. Ben kolyeye dalıp gidince Savaş kolyeyi gömleğinin içine koydu. Yemeği yiyip eve geçtim. Doğum günü partisine gittik. Hediyeyi verirken ellerimi tuttu. Ateş bunu görünce beni kendine doğru çekti. Savaş bana yaklaşmaya çalıştığında Ateş ona engel oluyordu. Parti bitti ve herkes evine gitti. Partide patron da vardı. Patronun adını daha öğrenemediğimden ona patron diyordum. Bir gün bana " Bana artık patron deme. Ushan de. "dedi. Ben de Ushan Bey demeye başlamıştım. Bugün okulun ilk günüydü. Hep birlikte okula gittik. Okulun kapısında Savaş ve Ushan'la karşılaştık. Ushan modern müzik bölümün gidecekmiş. Savaş ise mimarlık bölümüne gidecekmiş. Bense oyunculuk ve dansçılık bölümüne gidecektim. Herkes sınıfına geçti. Çalışmalara başladık. İleriki derslerde modern müzik bölümü öğrencileriyle birlikte ders işleyecekmişiz. Bizimkilerle toplanıp eve giderken Ushan bizi eve bırakmayı teklif etti. Ben kabul etmedim. Eve bizimkilerle birlikte yürüyerek geldik. Aradan bir hafta geçti. Okulda kamp yapılacağına dair söylentiler dolaşıyordu. Ve bu gerçek oldu. Kamp yapmak için ormana gittik. Ben eşyalarımı yerleştirdikten sonra yürüyüşe çıktım. Ağaçların arasında gezerken bir silah sesi duydum. Ses biraz ileriden geliyordu. Koşarak oraya gittim. Bir adam yerde kanlar içinde yatıyordu. Koşarken kolyem dışarı çıkmıştı. Yanı başımda silah duruyordu. Hemen polisler ve adamın ailesi olay yerine geldi. Adamın kızı benim gibi birinin gelip sürekli babasını tehdit ettiğimi söyledi. O kişinin de kolyesi varmış. Polisler beni tutuklamaya gelirken Ushan elimden tutup koşmaya başladı. Ağaçların arasında izimizi kaybettirmiştik. Bir mağaraya sığındık. Mağaranın arka tarafında bol bol para bulduk. Olduğumuz yerden her yeri görebiliyorduk.Ushan'ın herkesten sakladığı bir evi varmış. Oraya gittik. Haberlerde benden bahsediyorlardı. Arkadaşlarım benim suçlu olduğuma inanıyorlardı. Ama ben suçsuzdum. Ushan bana inanıyordu. Ushan'la yurtdışına çıkmaya karar verdik. Masum olduğum ortaya çıkana kadar orada kalacaktık. Ushan markete gidip bir şeyler alacaktı. Kapıyı açtığında bir arabayla karşılaştık. Adamlar ellerimizi,gözlerimizi kapatıp bizi bayıltmışlardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KOLYE
Mystery / ThrillerÜniversite kazanmıştım ama gidemeyecektim. Bu olay üzerine gidemezdim. Haksız yere suçlanmıştım. Bu olayı çözmeye kararlıydım. Ne pahasına olursa olsun çözmeliydim. Zaten kaybedecek hiçbir şeyim yoktu. Üniversite yıllarım heba olacaktı. Artık sadece...