6. Bölüm Cem Bey

263 7 4
                                    

Media: Pijamali İrem

****

Siyah mini ve bol dekolteli bir elbise ile Istanbul'da eve gitmek ne kadar zor olsada , evin kapısını gördüğümde yüzümde beliren tebessüme engel olamadım. Ve kapıya doğru hızlı hızlı adımlar atarak zile bastım.

"Aa , İrem bu ne güzellik böyle. Nereden geliyorsun sen?" diyerek kapıyı açan Arzu'ya küçük bir tebessüm ile selam vererek açıklama yapmak için bahaneler üretmeye başladım.

"Iı- şey - ıı - şansa bakar mısınız ki ilk günden bir arkadaş yaptım ve onunda bugün doğum günüymüş. Bende onu kıramadığım için gitmek zorunda kaldım. Haber vermediğim için kusura bakmayın."

"Oo harika , harika. Peki elbiseyi nereden buldun tatlım?" dediğinde afallamış bir şekilde ona bakıyordum. Düşün İrem, düşün ve bahane üret!

"Yine şansa bakar mısınız ki bedenlerimiz aynı çıktı ve bana bir günlüğüne giymem için bu elbiseyi teklif etti. Bende kıramadım onu."

"Ha iyi iyi. Ama lütfen bir daha haber ver hayatım. Hediye işini ne yaptın diye sormayacağım çünkü gördüğüm kadarıyla baya yorgunsun. Git dinlen istersen." diyen Arzu'ya sadece küçük bir tebessüm ile cevap vererek odama çıkıp kendimi yatağa bıraktım.

*****************************

Israrla çalan telefonumu bir kez daha meşgule aldım. "Beni kimse arayarak uykumdan mahrum edemez!" Diye düşünürken ardı ardına gelen bildirim sesleri ile pes ederek telefonumu elime aldım.

"O telefon niye açılmıyor?"

"Ne bok yiyorsun da o telefonu açmıyorsun?!"

"Bana bak acilen konuşmamız lazım."

"Şşt."

"Mesajlarıma da mı cevap vermiyorsun artık!"

Diye kayıtlı olmayan bir numaradan gelen mesajları kaşlarımı kaldırmış bir şekilde okuyordum. Saate bakmam ile daha da sinirlenerek son mesajıda okudum. Sabahın altısında bana emir yağdıran dengesiz de kimdi , hemde cumartesi gününde?!

"Kimsin?" diye attığım mesaja karşılık bir saniye içerisinde yine tonla mesaj gelmeye başlamıştı.

"Kimsin mi? "

"Dalga mı geçiyorsun kızım sen?!"

"Cem ben Cem."

"Sizin kapının oradayım."

"BİR TANE DAHİ SORU SORMADAN AŞAĞI İN!"

"Bu kim oluyorda emir yağdırıyor felanda deme."

"Sadece konuşmamız lazım. Çabuk ol."

Benimle konuşmak için bizim kapının önüne gelmişti. Hemde sabahın bu saatinde. "Dua ette annen ile ilgili şeyleri öğrenmiş olmasın." diye olan düşünceme hak vererek mesajda da yazdığı gibi hızla aşağı indim.

"Ne istiyorsun?" dedim onun arabaya yaslanmış görüntüsünü inceleyerek.

"Cevap."

"Ne?"

"Tek istediğim bir cevap. Dün neden beni orada öylece bırakıp gittin? " dediğinde susma hakkımı kullanmak istedim lakin karşınızda ki Cem olunca susmak pek de mümkün olmuyordu sanırım.

"Bak biliyorum beni affetmen için oraya gelmiştim ama kendimi gerçekten kötü hissediyordum ve-"

"Annen yüzünden mi?" dediğinde nefesimi alamadan ona baktım. Öğrenmiş miydi yani?

FAKİRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin