5♤ Çağkan ve Uygar.

10.1K 739 396
                                    

Multimedia: Araf. 

...


... Açe'nin Ağzından ...

"bönön tödö çök gözöl!" ağzıma attığım bir sarmayla konuşmaya çalışıyordum. Ve evet doğru tahmin benim biricik annem ve yengem yemeklerle doldurulmuş valiz göndermiş

Abim bana ters bir bakış atarken, Uygar abi bana bakarak gülüyordu. Cemre ise oflaya puflaya yanımda yürüyordu.

Yanımda ki Uygar abinin koluna girdim. Uygar abi gülerken, abim bana ters ters baktı. Ay kıskandı! Yani bende abimin yerinde olsam kendimi kıskanırım. Çok mükemmelim dostum.

'ne demezsin?' diyen şeytanıma ters bir bakış attım. Meleğim ise kıkır kıkır gülüyordu.

Sonunda apartmanın önüne gelince, kapıdan girip merdivenlerden çıkmaya başladık. Çünkü aşığız.

Kafamı iki yana salladım. Kapının önüne gelince, kapıyı çaldık Asrın evde olması gerekiyordu.

Bir iki dakika sonra kapı açılıp, Asrın gözlerini büyüterek, bir abime bir Uygar abiye bakıp, kapıyı yüzümüze kapattı.

Bir iki saniye sonra kapı açılıp, Asrın şirince sırıttı. "kusura bakmayın! Rüya gördüğümü zannettim. Uygar abi ve Çağkan abi gelmişler peh!... Siktir harbiden de gelmişler."

Asrın boş boğazlığına devam ederek "neden geldiniz lan?" demesiyle ben 'sıçtın, yiyorsun bakışı' atarken, Cemre Asrın'ın kafasına vurdu.

Asrın sonra ne dediğini fark edince, dudağını ısırarak abime sarıldı. "Çağkan abi, abim olma artık seviyorum ben seni."

Yüzüme sinirli bir şekilde vurdum.

Mal!

...

Abim, Asrın'a ters bir bakış atıp, bana döndü. "eve erkek mi attınız lan? Nerede doğru söyleyin bana!" deyip, sehpanın altına bakınca kıkırdadım.

"abi saçma sapan, konuşma eve erkek atsam sehpanın altına mı saklarım, dolabıma saklarım sonra onla uyuduysak yata-" derken kafama gelen yastıkla sustum.

Cemre'ye sinirle bakıp, beni öldürecek gibi bakan abime dönerek konuyu değiştirmek amacıyla "abi sen kaşlarını mı alıyorsun?"

...

"işte böyle hamburgerim abim bir ay bizde kalacak."

Bukra üzgün bir şekilde bana baktı. "olsun çiğ köftem ben senin için, aç bile kalırım."

Oha bu çok güzel bir iltifattı.

Bize doğru gelen, Sera ve arkadaşını görmemle yüzümü buruşturdum.

Sera gülümseyerek "selam" dedi.

Bende "selam" diye mırıldandım. Sera yanında ki arkadaşını göstererek "Menekşe" kız elini uzattı. Sıkarak "adım Açe genellikle, bana papatya derler."

Sera ve Menekşe bana aval aval bakarken, Bukra sırıtıyordu.

Menekşe'nin hülyalı hülyalı Bukra'ya baktığını görünce, Menekşe'nin kolundan tutarak, Sera ve Bukra'dan uzaklaştırdım. Menekşe'ye "o çocuğun ismi Bukra ayarlayım mı?"

Menekşe kafasını sallayarak, beklentiyle bana baktı. Sır verirmişcesine kulağına eğildim. "demek isterdim, ama çocuk gay."

Menekşe gözlerini büyüterek bana baktı. "gerçekten mi, of ya gitti gül gibi çocuk."

Üzülüyormuş gibi yaptım. "ya, ya çocuğun akli dengesi bozuk, beni erkek sanıp, sevgilisi zannediyor garibim." dedim.

Menekşe üzüntüyle dudaklarını büzdü. "kıyamam ya. Neyse geçmiş olsun. Tanıştığıma memnun oldum. Papatya." arkasına dönüp, ilerlerken sırıttım.

Sera ve Bukra'nın yanına ilerledim. Sera bana merakla bakarak "Menekşe nereye gitti?"

Bilmem anlamında omuz silktim. "ya bilmiyorum ki, işimi ne varmış." dedim.

Sera kafasını sallayarak, bana döndü. "bugün bir şeyler mi yapsak? Açe."

Olumsuz anlamın da kafa salladım. "meşgulüm." dedim. Sera kaşlarını kaldırarak bakınca, "Bukra ile işimiz var." dirseğimle Bukra'yı dürttüm. Bukra "ha evet, işimiz var bizim, çılgınlar gibi yemek yiyeceğiz. Çünkü biz açız."

Sözünü tamamladım. "hep açız."

...

"senden birinin hoşlandığını duysan ne yaparsın?"

Can'ın sorusuyla omuz silkip, ağzımda ki lokmayı yuttum. "geçmiş olsun, derim."

Can gülerek konuştu. "peki Bukra ve o senden hoşlanan çocuk arasında kalır mıydın?"

Omuz silkip, ona döndüm. "neden soruyorsun?"

Can hafif kaşlarını kaldırarak. "Açe cevap ver lütfen!"

Kafamı olumsuz anlamında salladım. "bak Can amacın ne bilmiyorum ama sordun cevap, verdim. Biz Bukra ile aynıyız, mantı ve yoğurt gibi ayrılmayız. Ha illaki bir çocuk var. O çocuk araya giren reklam bile, olamaz!"

Can biraz bana kırılmış bir şekilde baktı ne yaptım ben ya yine?

"bir şey mi yaptım?" diye sormamla Can kafasını olumsuz bir şekilde sallayıp, ayağa kalktı. Gitmeden önce mırıldandığı cümleyi duymuştum.

"o çocuğun da bir şansa ihtiyacı var."

...

"Can kardeşim." sesiyle, arkamı döndüm. Uygar abi ve abim gelmişti. Abim, Can'a sarılarak "lan ne yakışıklı olmuşsun." dedi.

Can gülümseyerek, abimden ayrılıp Uygar abi ile tokalaştı.

Abim kolunu omzuma atarak, kendisine çekti. "bu ufaklıkla tanıştın mı? Gerçi tanıyorsun sen onu küçükken az senle kavga etmedi."

Can yutkunarak, bana baktı. Bende ona ben niye hatırlamıyorum lan!

Can gülümsemeye çalışarak. "tanıştım, hâlâ huysuz küçük bir şey."

Cemre'nin yanımıza geldiğini gördüm. Yanında Araf vardı. Uygar abi ikisini biliyordu.

Araf ve Uygar abi tokalaşıp, Cemre abisine sarıldı.

Can tedirgin bir şekilde "Uygar, Cemre senin kardeşin mi? Hani beni tüfekle kovalayan."

Uygar abi kahkaha atarak "ta kendisi."

Cemre sırıtarak, "abartma Can abi! Beş yaşındaydım." demesiyle Can biraz gerildi.

Ben hâlâ aval aval bakıyorum. Ben niye bir şey hatırlamıyorum!

Abim, Can'a kolunu atarak, ilerlemeye başladılar. Vay be!

Cemre'nin koluna girip, kulağına "Can'ı önceden tanıyormuyduk! Ben hiç bir şey hatırlamıyorum!" dedim.

Cemre omuz silkti. "boşver gereksiz, korkağın tekiydi. Bu mal birde bizden üç yaş büyük. Küçükken benden korkardı." demesiyle kıkırdadım.

Abimin, Can'a söylediği cümleyle ona döndüm. "Cemre ve Açe sana emanet koçum. Biliyorsun biz bir ay sonra yokuz. Sen varsın."

Can kafa salladı. "merak etme, Çağkan gözüm gibi bakarım ben onlara." biraz duraksayıp, sözüne devam etti."onlar benim kardeşim sayılır."

Abim, Can'ın sırtına vurarak "özlemişim lan seni. Var mı kız?"

Can biranda durunca, abim ona merakla baktı. Can "var yani yok! Seviyorum işte ama kızın haberi yok." demesiyle abim sırıttı.

"ayarlarız lan. Bunu mu düşünüyorsun sen."

- bölüm sonu -


Çatlak Kuzenler: Üniversite!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin