Hi my baybs! Bu bölümde Derin pek yok ama 2 Sezonun konusu şimdi geliştiğini için önemli!Keyifli Okumalar... 💋
*
Gözlerimi annemin bana seslenişiyle uyandım. Geliyorum diye bir çağrı yaptıktan sonra elimi telefona attım. Şifre olmamasına karşın hemen girip wi-fiye bağlandım. Gelen mesaj yoktu, ya da Derinden gelmediği için mesaj yok diyordum. Yeni okulumda olan ve annemin arkadaşının oğlu olan Utku bana mesaj atmıştı bugün birşeyler yapabilirmiyiz diye. Eğer dün moralimi bozacak şeyler olmasaydı kabul ederdim. Ya da gidip, kafa dağıtmak çok iyi olurdu. Dün, Derin geldikten sonra güzel bir sohbet etmiştik. Arkadaş gibi. Ama biz arkadaş değildik öyle değil mi? Biz sakarla egoist'ik. Şimdi sakarlığım olmasada ben onun sakarıyım. Ben onun sakar bayanıyım. Sohbet ettikten sonra ona yavaş yavaş herşeyden bahsetmiştim ama bana asla inanmamıştı. Hatta deli olabileceğimi söyledi ve gitti. Inanabiliyormusunuz gitti. Ona herşeyi hatırlamasını sağlayacak birşeyler bulmalıyım diye düşündüm. Sonra da dün aradığım ama yarım kaldığı instagram hesabıma baktım. Tanrım! Derinle olan beraber fotoğtaflarımız vardı! Bu kesinlikle iyi bir kanıt. Hemen yataktan kalkarak dikleştim ve whatsapp'ı açtım. Pandacık kişisine girerek ona resimlerimizi yolladım ve beklemeye başladım. O sırada kalkarak kahvaltıya indim. Babam çoktan işe gitmişti ve annemde tam sofrayı toplamak üzereydi. Ağzıma birşeyler atıştırarak hemen odama geçtim. Mesajları görüp görmediğini kontrol ettim. Birden mesaj sesi duydum.
"Iyi photoshop Melodi."
"Onlar shop değil Derin! Hala anlamıyormusun? Onlar gerçek!"
"Ah. Tekrar başladık."
"Bana inanacaksın Derin. Bunu unutma. Herşeyi hatırladığın zaman yine seni bekliyor olacağım. Ha bu arada bunuda unutma, hatırlamana istesen de istemesende yardım edeceğim."
Yazdıktan sonra görüldü yapıp cevap vermemişti. Hayatımın boka dönüşmesi is loading...
Gözlerimin dolmasına engel olamıyarak banyoya girip, sıcak bir duş aldım. Ahududulu duş jelimi vücuduma dökerken biraz da olsa gevşedim ve yavaş yavaş duş aldım. Banyodan çıktıktan sonra üzerimde havlu, dişlerimi fırçalamaya başladım. Fırçalamam bittikten sonra aynaya, dişlerim temiz olmuşmu diye baktım. Sonra aklıma, dişlerimi fırçaladıktan sonra aynaya bakıp gülümsüyorum, mutlu sanıyorlar be gülüm, diye geçirdim içimden. Içime bir kamyon şoförcüsü kaçmıştı galiba. Banyodan çıkarak odama doğru ilerlerken bacağımdan birşey aktığını hissetim. Tanrım, n'olur bugün olmasın. N'olur! Kafamı korka korka aşağı indirdim ve beklediğim olmuştu. Tam da tahmin ettiğim gibi. Neyseki halının olduğu kısma gelmemişti. Hızlıca odama gidip ped taktım ve çamaşır suyu alıp yeri temizledim. Temizledikten sonra derin bir oh çektim. Odama gidip saçımı kuruladıktan sonra telefonumun çaldığını fark ettim. Miraç arıyordu.
"Efendim Miraç?"
"Nasılsın? Bugün buluşacaktık ya. Onun için aradım."
"Ah evet. Unutmuşum. Nerde buluşacaktık?"
"Aslında kafam da belirli bir yer var ama istemezsen buluşunca kararlaştırırız?"
"Benim için fark etmez. Ama salaş bir yerlere gitmek istiyorum. Anlarsın ya, fazla kasıntı olmak istemiyorum."
"Haklısın. O zaman, yarım saate aquapark'ta görüşürüz, bizimkilerde gelecekler."
"Ov. Ben gelemem. Siz gidin."
"Hah! Pardon, o zaman ikimiz birşeyler yaparız problem yok. Yarım saate seni gelir alırım." dediği zaman tamam diyip kapattım. Utanılacak birşey yoktu regl olmam konusunda. Onun anasıda bacısıda oluyodu yani. Aynanın karşısına geçip, siyah dar bir şort giydim. Üstümede, içine beyaz bir body giydikten sonra da ceket niyetine de salaş bir gömlek giyip kolarını kıvırdım ve gömleğin uçlarınıda şortumun içine soktum. Saçlarımıda iki yandan örük yapmıştım. Biraz uzun sürsede beklediğimden iyi gözüküyordu. Aynanın karşına geçip pekte düzgün olmayan bir likit çektim, sonra da içime sinmedi diye silmiştim. Gözlerimin maviliği ortaya çıkmıştı, dudağıma da şeftali tonu ruj sürüp makyajımı tamamladım. Oje olarakta, pastel tarzında ten rengi oje sürdüm. Kurumasını beklerken ayağıma da bordo renginde ki botlarımı giydim ve anneme söyleyip evden çıktım. Sitenin önüne giderken Miraç'ın geldiğini gördüm. "Naber?" dedi o erkeksi sesiyle. Aslında bakarsanız yakışıklı kuramının yanından bile geçemezdi. Sadece sempatikti. Uzun boyluydu, kaslıydı ama naparsın olmayınca olmuyordu. "Iyiyim." diyerek karşılık verdim. "Ya bizimkiler çok ısrar ettiler. Senide görmek istediler, gitsek ama sen havuza girmesen?" dedi. "Zaten havuza giremem. Herneyse sen arabana bin, bende kendi arabamla geliyorum seni takip ederim." Dedikten sonra arabalaramıza bindik ve sürmeye başladık. Yaklaşık 28 dakika sonra gideceğimiz yere vardık çünkü uzak sayılmazdı, yakındı. Aquapark'ın önüne geldiğimizde sinir olmuştum. Buraya gelipte girememek, ve yaz tatilinin az kalmasında karşılık burda boş boş bir gün heba edeceğime sinir olmuştum. Içeri girerken yaşlı, genç, çocuk herkes vardı. Biraz daha ilerleyip Miraç kendi arkadaşlarının yanına gelmiştik. Durduğumuz da herkes bu salak niye giyinik len mQ diye bakıyordu. Haklılar. Miraçın arkadaşları o kadar tanıdık geliyordu ki, nerden gördüm diye düşünmeye başladım. Düşün, düşün, düşün. Hah! diye bağırdığımda Miraç ve arkadaşları bana baktı. "Kusura bakmayın... Size herşeyi anlatacağım ama birşey söylemek istiyorum öncelikle." Deyip sıra sıra sen "Umut." sen "Mahogany." diye saydım onlarda onayladılar. Demekki Buğrayla yaşadığımız anılar gerçekti ve teorik olarak Derinle de. Evet ben deli değildim, hasta değildim! diye sevindim sonra Miraç'ın boynuna sıkı sıkı sarıldım. Umut ve Mahogany pek umursamıyarak su kaydırağından beraber kaydılar. Ve bir süre sonra Miraç mayosunu giymek için kabine gitti ve döndüğünde gözlerim bayram etti. Ama bir Derin Aslanoğlu kası edemezdi. Ya da Yiğit Akça. Bunu pek ayırt edemiyorum fakat sonuçta ikiside aynı kişilerdi. O da suya balıklama atladıktan sonra güneş gözlüğümü gözüme takıp şenzlongta gülümseyerek uzandım. En sonunda güneşten başım ağrıyacak olacak ki, kalktım ve gidip kendime su aldım. Döndüğümde şenzlongta ıslak ıslak oturmuş Umut'u gördüm. Geldiğimde senle konuşmak istiyorum dedi.
"Bak garip davrandığını sende biliyorsun ama sanki seni tanıyorum. Ama bu imkansız çünkü seni görmediğime yemin bile ederim." dedikten sonra ona güvenerek herşeyi anlattım.
"Yani bu ne? Bir bilim kurgu filminde felanmıyız? Sen aniden yeryüzünden felan silindin ve tekrar geri mi geldin?"
"Bak bilmiyorum. Doktorlar bana şizofreni hastası gibi davranıyorlar ama değilim. Yaşadığım herşeyi iliklerime kadar hissetim. Bu bana beynimin oyunu olamaz. Gerçekten..."
"Tamam pekala, sana inanıyorum ve sana yardım edeceğim ama bir şartım olacak elbette..." Dedikten sonra Derin'nin beni hatırlaması için herşeyi yaparım diye içimden geçirdim ve kabul ettim.
*
Hi my baybss! Bölüm hakkında fikirlerinizi alayım hemen sjdjfjf. Ben yazarken keyif aldım ama bu bölümde Derin pek olmadığı içinde kötü hissettim. Şimdilik bu kadar diğer bölüm yarın gelir. Teşekkürler!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
sakar bayan // ethan dolan
Humor09.09.15 ''Düzenli devam eden, ve ilk kez yazılan Ethan Dolan kurgusudur."