14.Bölüm-Tesadüf

57 6 0
                                    


Medya:Bölümden
Şarkı:Göksel-sen orda yoksun

İyi okumalar...

Dün öğrendiklerimden sonra gözüme uyku girmedi.Aslı Teyze'nin söylediklerini düşünüp durdum.Ji Seo'nun yaşadıklarının üçte birini yaşamıştım. Bana karşı davranışlarının sebebi de buydu, bana içten içe kızıyordu.
***

Her zamanki gibi sıcacık yatağımdan kalkıp, üşüyerek banyodaki işlerimi hallettim. Bu sabah canım kahvaltı yapmak istemiyordu,çilekli süt ile kahvaltımı yaptıktan sonra telefonumdan saate baktım, stajıma daha bir buçuk saat vardı, yolu da hesaba katarsak yarım saat sonra çıkmam lazımdı. Salondaki koltuğuma uzanıp Meriç'e mesaj attım,

"Uyuyor musun?"

Üç dakika sonra cevap geldi,

"Kızım sen benim alarmım mısın ya, her sabah bir dur uyuyayım!"büyük bir kahkaha patlattım, onu sinir etmek çok hoşuma gidiyordu.
Vakit kaybetmeden cevap verdim,

"Meriç, çok kötüyüm, elimi kestim hemde çok derin, yardıma ihtiyacım var beni hastaneye götürür müsün?"yazdığımdan hemen sonra kapı çaldı, hemde hiç durmadan.
Elimde çilekli sütümle kahkaha atarak kapıyı açtım, çorabının tekini giymiş, pijamalarıyla nefes nefese kalmış Meriç bana keskin bakışlarından bir tane attı,

"Sen... Şaka mı yaptın." dedi kekemeleyerek. Yine büyük bir kahkaha attım ve kafamı evet anlamında salladım.

Meriç ellerini dizlerine koyup soluklandı, sütümden bir yudum alıp,

"Hadi geç içeri. " dedim.Doğrulup konuşmaya başladı,

"Bir saat sonra iş görüşmem var, bir firmanın çevirmeni olacağım." dedi.

"Senin adına sevindim." dedim, gözünü sütüme dikti,

"Şu sütü içme artık kabız olacaksın. " dedi ve konuşmama fırsat vermeden evine çıktı.
Bende içeri geçip biten sütümü mutfağa bıraktım.

Gardırobumdan, siyah kot pantolonumu, gri kapşonlu sweatimi alıp giydim. Saçlarımı da topuz yaptım.

Botlarımı da giydikten sonra anahtarımı, Evrim'in verdiği kartı, ve çantamı alıp çıktım.

Üç gün sonra stajım bitiyordu. Yolda Merve'yi arayıp kulaklığımı taktım. Üçüncü çalışta açıldı,

"Muzlu sütüm bugün nasıllar?" dedim.Merve nefes verdi,

"Çok kötüyüm Cemre, Toprak işte, sen stajda, ben de evde emekli amcalar gibi oturuyorum, iki de kedi aldım. " dedi. Gülmemek için dişlerimi sıktım.

"Sarışın, üzülme sana iş mi yok" dedim.

"Yok, bana göre iş yok, bütün işler sıkıcı. " dedi.

"Buluruz Merve'm de seni kedilerinle baş başa bırakmak zorundayım,stajım başlayacak." dedim.

"Tamam sütçül canlım benim, iyi şanslar. " dedi ve kapattı. Arabamı her zamanki gibi aynı yere park edip bu sefer sol tarafta olan çalışan girişindeki turnikelerden kartla geçtim. İçeri girdiğimde Aslı," Günaydın Cemre Hanım. "dedi.
Kafamı teşşekkür edercesine öne eğip kaldırdım. Hızlıca aktivite bölümüne gittim. Kapıyı açmamla birlikte herkes bana döndü ve hep bir ağızdan" Günaydın Cemre Hanım. " dediler.
"Günaydın." dedim bana saygıyla bakan gözlere.
Evrim hemen yanıma gelip,"Odanıza geçelim isterseniz. " dedi," Geçelim."deyip önden camla kaplı odaya girdim. Duvarda asılı olan tablolara bakmadan hemen koltuğuma oturdum. Arkamdan gelen Evrim'i topuk sesinden takip edebiliyordum, yine çok güzeldi koyu yeşil tonlarında kalem etek ve göbeğini gösteren beyaz bir büstiyer üzerine yine aynı tonlarda beyaz bir ceket giymişti, yeşil topuklu ayakkabısı ve deniz rengindeki gözlerini ortaya çıkaran bir makyaj yapmıştı.

Erasmus #Wattys2016Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin