Serenay'ın ağzından :
Hastane odası beni artık çok baymıştı. Sanki uzun zamandır 4 duvar arasında sıkışmış gibi hissediyordum ama hastanede olalı 1 hafta bile olmamıştı.
Gözlerimi açtığımda Merve oturduğu koltukta uyuyakalmıştı fakat Murat buralarda görünmüyordu. Acaba bir şey mi oldu?
Yarım saat daha boş tavana bakarak hayal dünyama girdim. Hayalimi süsleyen prensimi düşünüyordum. Çocuklarımız olsaydı nasıl olurdu? Yeni doğan yemyeşil gözleriyle etrafı izleyen bebeğimiz ve onu kucağında tutan Hilmim... Ne kadar tatlı olurlardı.
Düş bulutlarımı kafamdan kaçıran şey kapının çalması oldu. "Gir" diye bağırdım o mükkemmel sesimle(!)
Kapının açılmasıyla olduğum yerde kala kaldım. Murat ve HİLMİCEM 'in burada ne işi vardı?
Gözlerime inanamayınca da gözlerimi ovduktan sonra tekrar kapının oraya baktım ama orada gerçekten Hilmicem ve Murat orada duruyordu. Kafayı mı yedim acaba diye düşünürken Hilmi yanıma geldi. Ruhsuz gibi görünüyordu. Ellerini dolaşık saçlarımın arasından geçirerek kafamı yavaşça dudaklarına götürdü.
Hilmicem'in ağzından :
Uzun zaman sonra Serenay ı görmek gözlerimin dolmasına sebep olsa da gözyaşlarımın akmasının sırasının olmadığını kendime hatırlatıyordum.
Özlem çektiğim o papatya kokulu saçlarında ellerimi gezdirdim. O kadar güzel kokuyorlardı ki... Ellerimden de yardım alarak prensesimin kafasını dudaklarıma yaklaştırdım. Sımsıcak ve upuzun bir öpücük kondurdum. Bilerek uzun öptüm ki ömrümde kokladığım en güzel kokuyu daha fazla içime çekebilmek için. Bu tarif edilemez.
Seromu artık hastanede görmek istemiyordum. O yüzden hiçbir şey demeden odadan çıktım ve Serenay'ım la ilgilenen doktoru buldum.
"Serenay 'ın durumu nasıl?"
"Gayet iyi beyfendi fakat ölüme teşebbüs ettiği için onu sakın üzmeyin bir daha bu kadar kan kaybedecek olursa bu kadar şanslı olamayabilir."
"Peki şimdi taburcu olabilir mi?"
"Kendini yorgun hissetyorsa çıkış işlemlerini başlatabilirsiniz"
"Peki Teşekkürler"Artık seromu yalnız bırakacağımı düşünmüyorum. Tuvalete bile benimle gitsin. Yani o kadar da değil de yani onsuzluğun nasıl bir şey olduğunu anlayınca insan hiç mi hiç bırakmak istemiyor.
Serenay'ın ağzından :
Hilmicem saçlarımı öpüp aniden odadan çıkmıştı. Değişik! Ben onu o kadar özlemişken...
Murat Hilmicem çıkınca yanıma geldi. "Serenay senden çok özür dilerim. Şu an Özür dilemem pek bir şey değiştirmeyecek . Sana her şeyi en ince ayrıntısına kadar anlatacağım ama lafımı bölmeyeceksin." Dedi. Usulca kafamı salladım.
Murat'ın ağzından :
Hilmicem'i Begüm'ün elinden alınca Hilmicem 'e her şeyi anlattım. Biraz bağırsa da Sonunda affetti aslında tam olarak affetmedi ama aşırı anlayışlı olduğu için çok kızmadı.
Serenay 'ın odasına girdiğimizde onlar bir güzel hasret giderdi. Hilminin yerinde olmak için her şeyi yapardım ama aşk karşısındakinin mutlu olması değil midir? Serenay ın bu kadar kendini hırpalamasına izin veremezdim.
Hilmi odadan çıkınca içimi kemiren ve aslında bilhassa pişmanlık duyduğum şeyi serenay a anlatmak istedim. Daha fazla içimde tutamazdım. Hilmicem in aslında ölmediğini, Begüm ün anıl ı kullanarak hilmiye ulaşmaya çalıştığını, Hilmi yi işbirliği ile kaçırdığımızı ve bunların detaylarını bir bir anlattım. Yüzüme tükürdü ve ilk defa böyle bir şeyi gerçekten hak ettiğimi düşündüm. Serenay bana ne yapsa haklıydı...
Bende artık soru sormaya karar verdim.
1. Murat her şeyi söylemekle doğru mu yaptı yoksa hiç bir şey söylemeden ve Hilmi yi almadan aşkının peşinden mi koşmalıydı?
2. Begüm bu duruma sessiz kalacak mı?
3. Hilmi ve Serenay Murat'ı affedebilecek mi ?
Gerçekten ben de zamanım olduğunda yazmaya çalışıyorum. Ama vote ve yorum çok az. Edaa275 ya yorumlarından dolayı çook teşekkür ediyorum. Onun da müthiş Hilser hikayeleri var. Okursanız sevinirim. Vote ve yorumlarınızı bekliyorum :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sen Misin İlacım
FanfictionOnlar bir bebek sayesinde tanıştılar. Hilmicem İntepe Serenay Aktaş Murat Ceylan Merve Oflaz