Çalan alarmın sesiyle uyandım. Normalde bile alarm kurmayan biri olarak hafta sonu olmasına rağmen alarm kurmam beni şaşırtmıştı. Yataktan kalkıp gri renkli kalın perdeyi açıp içeri güneş ışığı girmesini sağladım.
Aşağı inmeden önce aynanın önüne geçip henüz dün yaptırdığım dövmenin üzerinde ellerimi gezdirdim. Sanırım bu 8. dövmemdi ama onları seviyordum. Çoğu insan tavırlarımın veya yaşam biçimimin 'şımarıklık' ya da 'ergenlik' olduğunu düşünüyordu. Sonuçta böyle düşünmeleri mantıklıydı. Ailenin tek çocuğuydum. Doğduğumdan itiaren bütün isteklerim yerine getirilmişti ve geleceğim güvence altındaydı. Yani pembe saçlarımın, siyah makyajımın ve dövmelerimin açıklaması... En azından insanların düşündüğü buydu...
Aslında bunun açıklamasını bende yapamıyordum. Yani saçlarımın, makyajımın yada dövmelerimin açıklamasını. Sanırım sadece anı yaşamaktı bu. İstediğim gibi yaşamak. Yada gereğinden fazla özgürlük.
Bu kadar özgür, rahat, bütün imkanlar ayaklarına serilmiş biri olarak fazla mutsuzdum. Yani her istediğimi yapabiliyordum. Kimse bana karışamıyordu ama yine de mutsuzdum. Belkide bir amacımın olmadığndandı bu. Yani bazılarının amacı iyi bir üniversiteye gitmektir, sınavını geçmektir yada bir başkasını mutlu etmeye çalışmaktır. Ama benim amacım.... yoktu.
Hayatımdaki eksik olan tek şey mutluluktu.
Slmrb :) Bu yeni hikayem. İsminin telif hakları @senaozdmr 'e aittir :D Bu hikayeyi onun için yazdım :D Yani her ikimizinde ortak hayali dövmeler ve mavi/pembe saçlar :D
Umarım beğenirsiniz.
*Bir tanem, meleğim, kardeşim, vampirellam @senaozdmr 'e.
**Prensesim, nutellam @IlkeGlhn'a