Multi media: Öykü
İyi okumalar.....*.*.*.*.*.*.*.*.*.*.*.*.*.*.*.*.*.*.*.*.*.*.*.*.*.*.*.*.
"Siz?!" Dedim sorgucu bakışlarım kızların arasında gidip gelirken.
"Ben Kerim' in eks' i oluyorum canım. Bu da.." dedi yanındaki sarı kafayı gösterirken.
".. Mustafa' nın." Dedi çakma sırıtışı yüzünde yayılırken. Gözlerinde bi boşluk arıyordum yalandır belki diye ama.. bulamıyordum.Gözlerim dolarken kızın suratına bakakaldım. O özgüven bende olsa...
"E bundan bize ne?" diye lafa giren Öyküye 'Ciddi misin?' bakışı attım. Ciddiydi.
"Onlar bizimdi ve, pek belli etmeseler de hala BİZİMler! Yani anlayacağınız, defolup gidin onların yanından.""Hop hop! Biz sizi neden tanımıyoruz o zaman kızım?! Kimsiniz siz?" Pek bir şey anlamamıştım ama, sanırım Kerim haklıydı.
"Aşk olsun Kerim! O gün, içmiştin, dertlerini bana anlatmıştın. Sonra bana teşekkür etmiştin(!)" dedi sinsice sırıtarak. Pis kal- sustum. Sakinim ben!
"Hangi gün kızım? Ne diyorsun sen?"
"Peki sen Mustafa? Sen de mi hatırlamıyorsun?" Mustafa dehşetle kıza bakarken ben neden hala burada oturduğumuzu anlamamıştım. Canım yanıyordu ama, bunların birer yalan olmasını istiyordum. Veya yine bayılmış olayım da, rüya göreyim."İkinize de yazıklar olsun! Siz ne biçim erkeksiniz be? Hani unutulmazdık biz?! Hani bizi unut-" demesine kalmadan kızılın, içimde birikenlerin de etkisiyle kıza öyle bir tokat attım ki... Kız yere "BAM" diye yapıştı. Belki de haklıydı ama.. Kerim' e bunları söyleyemezdi!
"Sen benim arkadaşıma ne yaptın kumral kalt-" demesine kalmadan bu sefer de Öykü, sarışına yapıştırmıştı. Canım karşim..
"Asıl sen ne hakla benim kardeşime 'Kaltak' demeye cesaret edebiliyorsun aptal sarışın? Kendinle mi karıştırın ne yaptın?" Diye kızın üstüne yürüdü sonra. Sarışın olan yere düşmemişti ama şaftı kaymıştı. O yüzünü tutarken, kızıl olan gelip aniden saçlarımı tutunca ilk önce laf sokup, daha sonra dövecektim onu.
"Saçlarımı daha fazla da çekebilirsin canım ya(!) Sonuçta onlar seninkiler gibi peruk veya çıtçıt değil." diyerek güldüm ilk önce ama pislik canımı fena yakıyordu. Ben de onun saçından tutup çekiştirince ortalık bir anda karıştı. Kerim ve Mustafa ne yapıyorlardı bilmiyorum ama, eminim kenardan şaraplarını içerlerken bize bakıyorlardır.
"Senin ben varya, bırak saçımı pis varoş!" Öykü kızı altına almış, yüzünü yumrukluyordu resmen. 'Biz kız gibi kavga etmeyiz koç!' der gibiydi.
"Hadi! Üzerindeyken yapsana şu yapacağın şeyi!" diye gaza getirmeyi de ihmal etmiyordu bitaneciğim.
Ben mi? Ben de;"Altta kalanın canı çıksın! Altta kalanın canı çıksın!" diyerek hem gülüyor hem de kıza tokat- yumruk Allah ne verdiyse artık!!
"Neler oluyor burada?!" Diye şoka uğramış bir ses geldiğinde buranın müdürü olduğunu anlamam uzun sürmemişti. Adam kaçırılan uzaylı görmüş gibi bakıyordu. Biz yapardık aslında ama.. konumuz bu değil.
Ben hala kızın üzerindeyken arkamdan bir çift el gelip, kaldırdı beni. Öyküye baktığımda hem sırıtıyor hem korkuyordu.
"Siz benim restaurantımı ne hale getirdiniz böyle?!" Aov! Etraf biraz dağınık gibiydi sanki(!)
"Bunun sorumlusu kim?" İlk tokatı ben atmıştım ama ilk argoyu da onlar kullanmıştı.
......................
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SIR
Teen FictionBazen istediğini elde edemez insan. Çalışır ama yine de kazanamaz. Çabaladığı şeyi yapmaya başlar bir ucundan ama.. Sonunu getiremez. Sever... Ama söyleyemez...