Safra yukarıdan yol bulup ağzımdan çıkarken midemdeki bütün kaşarlı tostu ve akşam yemeğimi öğürerek Alaz'ın üzerine boşalttım. Bir an başım döndüğünde ayaklarım gücünü kaybetti ve yere serildim. Yediğim yağmur sularını kusuyormuş gibi hissetmeme yol açan bulantı şiddetle bedenimi sarsarken bir kez daha bütün midemi kaliteli ve fazla pahalı halıya kustum. Havalandırılırken birkaç mırıltı eşliğinde gözlerimi kapatıp başımı geriye attım.
Derin bir of...Acı. Midem kasıldı ve son bulantıyla bağırtı ve öğürtü arasında inlediğim bir sesle Alaz'ın çıplak bedenine kustum.
"İşte bu yüzden soyun diyordum baş belası! Bir an önce kurulansaydın bunlar olmayacaktı!Önceden konuşarak beni deli ediyordun, şimdide konuşmadan çileden çıkarıyorsun."
Odanın içinden açılan kapıyı açmadan önce beni yatağa oturturdu ve kapıyı açtıktan sonra bir kez daha kucağına alarak kapıdan geçirdi. Tertemiz ve pahalı bir banyoya girdiğimizde beni halıya oturtup küvetin içindeki musluğa uzandı. Birkaç saniye sonra buharlaşan banyo yüzünden mayışan bedenim yavaşça kaymaya başladığında uzun parmaklar ellerimden tutarak ayağa kaldırdı.
"Şunları çıkarabilir miyim?" Ah, birde soruyor muydu? Az önce zorla çıkaracaktı hani?
"Merak etme, kimseye istemeden dokunmam, bunu zaten biliyorsun." Bilmem mi! O gece azgın bir boğa gibi ben atlamamış mıydım üstüne zaten!
Gözlerimi devirirken o bunu, ah tatlım tabii çıkarabilirsin. Bedenim seni bekliyor, diye algıladı ve üzerime uzanıp arkası açık olan sutyeni çıkardı.
"Hasta bir kadından faydalanacak kadar aciz değilim." Kendi kendine söylenerek sutyeni odada bir yerlere fırlatırken sıra alt çamaşıra gelmişti. Yere oturdu ve çamaşırımı bacaklarımdan sıyırmaya başladı. Oraya değil sadece gözlerimin içine bakıyordu. Gözleri kararıp öfkelenen oğlan değilde bana gülümseyip dünyayı bir dakikalığına durdurduğum oğlandı bana bakan.
Gözlerime bakmayı devam ettirerek ayağa kalktığında bana arkasını dönerek dolaplarda bir şey karıştırmaya başladı. Su da beni daha rahat boğmak için bir şeyler mi artıyordu yoksa?
Kafandan katil damgasını söküp at artık Yaprak!
"Suya gir, Yaprak." Dediğini yaparak kenarlardan tutunarak ayak parmağımı suya değdirince kaynayan suyla parmağımın eriyeceğini düşünerek çığlık attım,
"Ay!"
Keyifli sesini işittiğimde dönmeden önce suya girip yok olmak, suyun altında gözlerimi kapatarak uyumak istiyordum. Suya biraz daha alıştığımda kaynar su, artık o kadar da kötü gelmiyordu. Gözlerimi kapatıp sıcak suyla boynuma kadar gömülürken bütün bedenimin gevşediğini hissettim. Kısa saçlarım suyu istila ederek her yere dağılıyor, havaya kalkan kollarım, dizlerime sarılarak sıcak fırtınayla gevşemenin verdiği mutlulukla dans ediyorlardı.
Burnuma dolan parfümsü kokuyla gözlerimi yavaşça aralarken Alaz'ın suya bir şeyler damlattığını gördüm. Bir çeşit misk olmalıydı. Kafamı yeniden oraya yaslayarak ağzımdan çıkan mırıltılara engel olamadan gevşemeyi sürdürdüm. Aslında bedenim gevşese de ruhum hala gergin bir stres topuna dönüşmüş, titriyordu. Alaz'la aynı küveti paylaşmak? Bilinç altım giydiği bikinisiyle kıvırtarak kumsala inerken bana bağırdı. Senin küvete girmeye utandığın adamdan bir kızın var, aptal! Ah, bir kızım vardı ve bunun en büyük sebebi tabii ki ayakta dikilen değişken ruhlu insandı.
"Biraz kay." Gözlerimi açıp dikildiğimde ona baktım.
"Benimle mi duş alacaksın!?" Gözlerim yorgun olmasına rağmen yırtılırcasına açılırken Alaz'ın rahat tavrı yüzünden kısıldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KATİLİN KIZI #wattys2017
Chick-Lit18.yaş günümdü. Her şey mükemmeldi... Her şey olması gerektiği gibi.... Ta ki onu görene kadar. Bugün burdaydı. Yarın asla yanımda olmayacaktı. Bunu biliyordum. Ama onun geçmişten geldiğini nereden bilecektim ki. Kendimi büyüsüne teslim ettim. Ell...