4. Bölüm

122 16 2
                                    

Multimedya;  Aytu

İYİ OKUMALAR ...


    Sabah alarmının acı sesiyle uyanıp, hemen hazırlandım. Daha çok vaktim olduğu için kendime güzel bir kahvaltı hazırlayıp, karnım dolana kadar yedim. Annem her zaman ki gibi Nergiz Teyze'nin yanına geçti. 

    Otobüse zamanında yetişip, tatlı kitabevinin yakınında indim. Kitabevi çoktan açılmış, Görkem ve babası gelmişti bile. İçeri girip hafifçe gülümseyerek, ''Günaydın'' dedim. Görkem ve babası da beni görünce samimi bir şekilde karşılık verdiler.

    Bugün ben üst katta çalışacağım için hızla üst kata doğru ilerledim. Bu kitapçı da benim için farklı şeyler var. Bir değişik hissettiriyor bana. Kendimi tüm duvarlarını yıkmış bir şekilde buluyorum. Burada soluduğum hava bana huzur veriyor. 

    Burayı ben ne kadar çok sevsem de, fazla müşterisi yok. Günde max 10 kişi geliyor. İnsan nasıl buraya gelmez bee! Burada ki atmosfer bile farklı. İnsanların benimle aynı görüşte olmasını çok isterdim. 

    Kitap rafları içinde kendimi kaybederken, Görkem'in yukarı çıktığını bile fark etmemiştim. Oda ne ? Aytu? Yok artık! Oda buradaydı. Daha dün gelmişti, yine ne işi var bunun burada? İç sesimi susturmaya çalışarak onların yanına doğru ilerledim.

    Aytu beni görünce suratına piç bir sırıtış yerleştirdi. ''Kısa boylularla aram iyi olmadığı için, pek de istemesem de Görkem'den yardım istedim.'' Görkemle cidden anlaşamıyorlardı, bu çok belliydi. '' Burada senin raflara uzanmak için verdiğin savaşı izleyemezdim'' dedi gıcık bir imayla. Bir kere benim boyum 1.70' di. Hiç de kısa değilim, o kavak ağacı gibi diye, bende mi öyle olmalıydım sanki.

    Görkem suratını asabildiği kadar asmış, çatık kaşlarıyla benim vereceğim cevabı bekliyordu. '' Tam da isabet olmuş. Benim  daha önemli işlerim var zaten'' dedim iddialı bir şekilde. Verdiğim cevapla Aytu' nun gülüşü silinmiş, kaşlar çatılmış ve anlam veremediğim bir şekilde bana bakmaya başlamıştı.

    Garip bir tipti doğrusu. Yine simsiyah takımlarından giymişti. Ama içine siyah spor bir bady tercih etmişti. Bu adamda ki resmiyet beni geriyor. Bu kadar kasıntı olmak zorunda mı? Anlamadığım derece de bir çekiciliğe sahip olması da, cidden ayrı bir şekilde sinirlerimi bozuyor. ''Amann neyse ne, artık işine dönmelisin'' diyen iç sesimi onaylayarak, onların yanından ayrıldım.

                                                               ***********************

    Öğle arasında dün olduğu gibi, Görkem bugün de yiyecek bir şeyler almaya gitmişti. Benim de yukarı da işim bitince aşağı kata Görkem'in babasının yanına indim. Yaşlı amca dalmış öylece yeri izliyordu. Bu halleri ilgimi çekmişti. 

    Yavaşça yanına yaklaşıp oturdum. Geldiğimi bile fark etmedi. Yolunda gitmeyen bir şeyler vardı sanırım. Boğazımı temizleyerek, ''Her şey yolunda mı amcacım?'' dedim samimi bir tonla. Sesimi duyunca bir an sıçrasa da, kendini toparlayıp bana döndü. ''Yolunda kızım, bir sorun yok'' dedi tatlı bir gülümsemeyle. Bana hiç de inandırıcı gelmiyordu. Zaten gülüşünde ki yapmacıklığı da anlamıştım.

    Bu halleri beni üzdüğü için derdini öğrenmek istiyordum. Hem belki bir yardımım dokunurdu. ''Amcacım, bir şeylerin olduğunu anlayabiliyorum. Özel bir konu değilse bana da söylesen de, belki bir yardımım dokunur ne dersin he'' dedim içtenlikle. Benim bu meraklı ama bir o kadar da yardım etmeyi bekleyen halim, yaşlı amcayı güldürdü.

Ayın TutkusuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin