Bölüm Parçası: Ross Lynch- Not A Love Song
Rıfat amcaya gülümseyerek "Beni ağırladığınız için teşekkür ederim." dedim. Yalnızca nazik olmaya çalışıyordum. Olmak istediğim yer burası değildi. Bu tuhaftı. Yani Berkay ve ben... Aynı evde... Eski günlerdeki gibi...
Rıfat amca omzumu sıvazlarken "Sende bizim evladımız sayılırsın. Kapım sana her zaman açık." dedi. Her zaman nazik bir adamdı. Berkay dışında. Ona karşı hep sert duruşlu olmuştur. Aralarının iyi olduğu pek söylenemez.
Yalnızca gülümsedim.
Zeynep teyze; Berkay'ın annesi güler yüzlülükle sarılmam için kollarını açtı. "Ah, tatlım hoş geldin." Sarılma faslını geçtikten sonra ellerini her iki omzumada yerleştirdi. "Dur bakıyım sana şöyle." Beni baştan aşağıya süzdükten sonra kendine çekip tekrar sarıldı. "Şuna bak. Ne kadar güzelleşmişsin!" deyip beni serbest bıraktı.
Gülümsedim. Aslında oldukça gergindim. Rol yapıyordum. "Teşekkür ederim. Sizde her zamanki gibi harika görünüyorsunuz." Platin sarısı saçları ve ince fiziğiyle göz kamaştırıyordu.
Berkay yanıma gelip kolunu omzuma attığında kasıldım ve sırtım dahada dikleşti. Her şey tanıdık fakat tuhaftı. "Derin'i korkutup kaçırmadan önce onu kurtarıyorum." deyip başını bana doğru eğdi ve "Dışarıya çıkmaya ne dersin?" diye sordu.
Başımı kaldırdığımda şaşkın bakışlarım mavi gözleriyle buluştu. Rahat tavırlarının aksine ben hala gergin hissediyordum. Kolundan kurtulurken "Aslında ben... Yorgun hissediyorum." diye geçiştirmeye çalıştım. Rıfat amcaya ve Zeynep teyzeye dönerek "Akşam yemeğine katılmazsam kabalık mı etmiş olurum? Dinlenmek istiyorum." diye sordum.
Rıfat amca "Keyfine bak." dediğinde teşekkür edercesine tebessüm ettim.
Berkay "Pekala o zaman bir gece evde kalmanın zararı olmaz sanırım." deyip gülümsedi.
Zeynep teyze "Oğlumun kafasına saksı düşmüş gibi etki yaratacağını bilseydim seni daha önce misafir ederdik." dediğinde Berkay annesinin yanağından makas alıp göz kırptı.
Aceleci davranmak istemiyordum fakat bir an önce yalnız kalmaya ve ilaçlarıma ihtiyacım vardı. 'O zamandan beri nasıl oldun?' sorusu sorulacak kadar vakit geçirmek istemiyordum. "Ben artık müsadenizi isteyeyim."
Berkay "Sana eşlik edeyim." diyerek valizi kaldırdı.
Misafir odasına vardığımızda ona doğru dönüp "Benim için planını değiştirmene gerek yoktu. Git ve eğlen." dedim.
Omuz silkti ve valizi yatağın üzerine bıraktı. "Burada olmak istiyorum."
Derinleşen mavi gözlerine baktığımda içimi tekrar tanıdık bir his kapladı. Fakat bu his eskisi kadar güvenli ve saf hissettirmiyordu. Başımı çevirdim ve valizimden tavşanlı pijamamı çıkardım.
Kıyafetlerimden bir kaçını dolaba yerleştirirken Berkay yatağa sırt üstü uzandı ve ellerini başının altında birleştirdi. "Film izleyebiliriz." diye önerdi.
"Bilemiyorum. Yorgunum ve..." Bundan emin değildim.
"Hadi ama şu sevdiğin vampir filimlerinden birini izleriz. Neydi şu çocuğun adı Colin?"
Gözlerimi devirdim. "Cullen." diye düzelttim onu. Alacakaranlık serisini milyon kere izlemiştik ancak hala karakterleri özümseyememişti. Bol kan ve bikinili kızların çokça olduğu filmleri tercih edeceğine emindim.
Sırıttı. "Ha Colin, ha Cullen. Eee izleyecek miyiz?"
Beni zayıf noktamdan yakalamıştı. "Mısırda olacak mı?" diye sordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BEYAZ KUMRU
Teen Fiction"Kaybolmuş bir ruhtum sadece ve doğru yolu bulmak için çabalamıyordum. Ben akıntıya karşı çırpınmayı seçmemiştim. Çünkü ne kadar çırpınırsam hayat da beni o denli derin karanlık sulara çekiyordu." Derin Ertürk; lisenin popüler başarılı,sevecen,şı...