Dııır , dııır , ah lanet olası alarm sesi uykumun en tatlı yerinde çalmak zorunda mısın ? Aklıma bugünün pazartesi olduğu gelmesiyle yataktan fırladım. Hemen banyoya girip sıcak bir duşla kendime geldim. Bugün okulun ilk günüydü. Malum universite nasıl giyindiklerini bilirsiniz. Ben fazla abartıyı sevmezdim badana yapmayip aksine sadece eyeliner sürerdim. Maviyle yeşil arası olan gözlerim ve belime kadar olan siyah saçlarım yetiyordu bana. Hemen dolabımı açıp kot şort siyah bujtiyer ve siyah konverslerimi giydikten sonra bilekliklerimi takıp evden çıkıp arabama bindim. Radyodan şarkı bakarken - Era isterfi bonbon - çalıyordu. Ah bu şarkıyı ömrümün sonuna kadar dinleyebilirdim . Şarkıya göre ritim uyduruyordum. Sonunda üniversitenin önüne gelmiştim 2.sınıftım. Acıbadem üniversitesiydi burası. Hep zengin züppe burslu çok azdı. Evet ben ünlü iş adamı Ömer korkmaz'ın kızı Dilan korkmaz'dım. Üniversitenin kapısına gider gitmez Eda'yla Ezgi üstüme atladı . Evet daha dün beraber olmamıza rağmen özlemiştim onları. Sıkı bir sarılmadan sonra sınıfa gitmeyi karar vermiştik. Üçümüzde aynı sınıftaydık . Sınıftaki herkezle çok iyiydi aram. Ece hariç hiç iyi anlaşamıyorduk onunla sevmiyordum onu dengim değildi. O ne kadar yaklaşsada bana ben geri çekiliyordum . Sıralarımıza oturduktan sonra Engin hoca içeri girdi. Ah bu adama hastaydım insanı tam derinden vuruyordu konuşmasıyla. Tam nasılsınız diyecekken aniden ;
- hocam girebilir miyim?
- tabikide gelebilirsin. dedi Engin hoca kibar bir şekilde.
- hadi geç dilan ' ın yanı boş bak oraya otur, diye işaret ederken ben hala hareketsiz bir şekilde ne olduğunu anlamaya çalışıyordum. Yanıma oturduğunda onu incelemeye başladım göz ucuyla. Simsiyah saçları ve gözleri çok etkileyiciydi kendine çabuk bağlayan tiptendi böyle. Dersi dinle diyen bir sesle irkildim. Bunu söyleyen adını dahi bilmediğim yanıma oturan çocuktu .
- Sanane bee asıl sen dinle.
- ben zaten dinliyorum küçük hanım bence kendine bak sen. Derken Engin hoca bize bakıp ikinizde susucak mısınız artık dedi sakin bir şekilde. Ders bittikten sonra oturduğum yerden kalkıcakken bir elin kolumu tuttuğunu hissettim. Adım Bora memnun oldum .
- Ben aynı şeyi söyleyemeyeceğim. Diyerek yanından ayrıldım . Kantindeyken herkez yeni gelen çocuğu yani Bora ' yı konuşuyorlardı .
- ayy çok yakışıklı dimi yaa diyerek agzını yayan cemre. Bu kız tam bir sürtüktü. Okulda birlikte olmadıgı erkek yoktu. Ece'yle çok yakınlardı . Sınıfa girdiğimde herkez Bora'nın etrafını sarmış sorular soruyordu aldırmadan geçip masama oturdum. Kulaklığımı takıp - derya uluğ okyanusu - dinlemeye başladım . Evet sesim güzeldi ve mırıldanmaya başladım. Ardından güzel sesin varmış diyen Bora'ya döndüm. Bizim konuşmamız Ece'nin dikkatini çekmiş olacak ki bize bakmaya başladı. Çok geçmeden bende önüme döndüm.
Şşşh , hadi kalk. Bütün ders voyunca uyudun . Seni saklamak için ne kadar çaba harcadım bilemezsin , dedi Bora o gür sesiyle.
- ya senin başka işin yok mu sanane benden Allah Allah yeter yahu !!!
Okulun otoparkına doğru ilerlerken arkamdan gelen seslere kulak verdim.
- Ayy Bora ne kadar tatlısın sen yaa bu günü birlikte mi geçirsek dedi imalı bir sesle.
- Neden olmasın dedi gülerek. Bir dakika neden olmasın mı ama nasıl kabul eder . Uff sanki bana noluyosa umrumda mı sanki . Arabama binip okuldan ayrıldım ama aklım hala Bora'yla cemre vardı . Neden düşünüyorsam sanki o simsiyah bakışlarını hadi ama Dilan saçmalamaaa. Olmaz öyle birşey..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAPLANTI
Teen FictionMutlu son değilde mutlu sonsuz olucak bizim hikayemiz o mavi gözlerine baktıkça yeniden bağlanıyorum sana . Nefretle başlayan bu hisler aşka dönüşüyor. Dilan zengin bir ailenin çocuğu , Bora ise zengin olmasına rağmen serseri . Hadi bakalım neler o...