Bölüm 47

152 13 3
                                    


"Üzgünüm hayatım babamların Oxford'da bir işi çıkmış, bir hafta orada kalmak zorundaymışız."

Cümlemin bittiği an Evan'ın yüzü asıldı. "Olsun, bir hafta daha beklerim, sonunda sana kavuşuyorum ya"

Gülümseyip "Kapatmalıyım" dedim ve el sallayarak kapadım. Evet, ailemin işi çıkmıştı ama onlar geç gelecekti bense şuan akademinin yolunu tutmuş yanına gidiyordum. Evan'a sürpriz yapmak istiyordum.

Taksi durduğunda parayı uzatıp çantamı koluma taktım ve indim. Devasaydı ve çok ihtişamlıydı. Bazıları çimlerin üzerine uzanmış konuşuyor, ders çalışıyorlardı. Voleybol oynayanlar vardı. Normalde okulların açılmasına daha vardı ama bazı öğrenciler öne hazırlıklar için geliyorlardı. Mimarlarda projelerini bitirmek için.

Uzun taş yolu geçtikten sonra içeri girdim. Gerçekten büyüleyiciydi. Yazıları takip ederek mimarlık bölümüne geçtim. Koridor çok uzun ve genişti ama yine de Evan'ı göremiyordum. Tanıdıklarını umarak bir erkek grubuna doğru yaklaşıp "Merhaba" dedim. Öküz gibi bakıp saçma sapan şeyler söylemelerine beklerken gülümseyip "Selam" dediler. "Evan Rogers'ı tanıyor musunuz acaba?"

"Biz onun en yakın arkadaşlarıyız. Çizim odasında olması lazım, bir projeye bakıyordu. Neden sordun seni hiç buralarda görmemiştim."

"Ben Raven, belki bahsetmiştir kız arkadaşıyım onu görmeye geldim."

Bir anda hepsi sevinçle haykırdılar. Biri omzumu tutup "Demek geldin! Her gün senin hakkında kouşuyordu. Seni gördüğümüz için çok mutlu olduk Raven!" dedi. "Oda soldaki ilk kapı. Hadi git"

Gülümseyip "Çok teşekkürler" dedim ve yanlarından ayrıldım. Kalbim deli gibi atmaya başlamıştı bile. Sonunda onu görebilecektim.

Kapının önüne geldiğimde derin bir nefes alıp yavaşça içeri girdim. İşte oradaydı. Arkası dönük cetvellerle bir şeyler çiziyordu. Girdiğimi duymamıştı. İstemsizce ağlamaya başladım. Evan sesi merak edip meraklı gözlerle arkasına döndü. Beni gördüğü anda yüzünde o mükemmel gülümsemesi oluştu ve yanıma hızla gelip kucağına aldı. Sarılabildiğim kadar sıkı sarılıyordum ona. Ve ağlıyordum. Elimi saçlarında gezdirip kokusunu içime çektim. Bir süre gözlerimizin içine baktık. Yanağımı okşayıp bakmaya devam etti. Sonra birden kendimi dudaklarına bakarken buldum. Evan sırıtıp dudaklarıma yapıştı. Zaman durmuştu. Kalbimde öyle.

...

"Hayatımda böyle uzun öpüşme görmemiştim dostum!"

Herkes güldü. Akademin bahçesindeki yuvarlak masalardan birine arkadaşlarıyla birlikte oturmuş muhabbet ediyorduk. Her şey o kadar mükemmeldi ki. Arkadaşlarıyla hızla kaynaşmıştım. Çok eğlenceliydiler. Onlar konuşmaya devam ederlerken Evan'a baktım. Hiç konuşmamıştı. Buluştuğumuzdan beri birbirimizi bırakmamıştık. Başımı göğsüne dayamış bacağını tutuyordum. O da kollarıyla beni sarmıştı hayranlıkla izliyordu. Ona baktığımı gördüğünde boynuma küçük öpücükler kondurmaya başladı. "Seni neden bu kadar çok seviyorum" diye fısıldadım. Elimi tutup gülümsedi. "Sonsuza kadar yanımda olmanı istiyorum Raven"

"Sonsuza kadar yanında kalacağım"

Kısa bir öpücükten sonra Evan arkadaşlarına bakıp "Biz gidiyoruz" dedi. Gidiyor muyuz?

Elimi tutup beni ayağa kaldırdı. John "Gidin kendinize bir oda bulun. Kanka tavsiyesi" dedi ve güldü. Yol boyunca yürümeye başladığımızda "Eve mi?" diye sordum.

"Biraz yalnız kalalım dedim."

Evi akademiye çok yakındı. Beş dakikada gelmiştik. Kapıyı açıp içeri girdiğimizde salona geçtik. Şömine bile vardı. Çok güzel döşemişti. Koltuğa oturup rahat bir nefes aldım. Çok rahattı. Evan ise bavullarımı odasına götürüyordu. Ayağa kalkıp yanına gittim. "Bu da sonuncusu"

Yorgunlukla yatağa yatıp beni izlemeye başladı. "Şu bavulların içine ceset mi koydun merak ediyorum"

Bir bavulumu açıp yerleştirmeye başladım. "Dolabı açtığımda senin kıyafetlerini görmek çok güzel olacak"

Gülümseyip devam ettim. Bir kaç dakikaya bitmişti. Üzerimde yol yorgunluğu da olduğu için diğer bavulları yarına bıraktım. "Havada karardığına göre film falan izleyelim mi?"

Evan sırıtıp bana baktı. "Benim başka tekliflerim olacaktı aslında"

Yatağın ucuna oturup "Ne gibi?" diye sordum. Cevabını ikimizde çok iyi biliyorduk aslında. Yanıma yaklaşıp "Biliyorsun, bu hayatta fırsatları değerlendirebilmek çok önemli bebeğim." diye fısıldadı. "Çok özledim seni Raven .Hazır annenle baban yokken, senin de ilk gününken..."

Gülüp "Çok fırsatçısın" dedim.

"Yaklaş bana."

...

-Devam Edecek-

Yalnız BaşınaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin