Hala alnı alnımdayken dudaklarını öperek verdim cevabımı. İkimizinde gözleri açıktı yine. Gri gözleri ışıldarken benim gözlerimde ne taşıdığımdan bir haberdim. Ondan ayrılıp uzaklaştım. Uykum tekrar kendini belli ettiğinde gözlerim kapanmaya başlamıştı bile.
"Hadi uyu." dedi, düşüncelerimi okumuş gibi. Başını tekrar boynuma götürdüğünde bende saçlarıyla yavaş yavaş oynayarak uykuya daldım.
.
Öğleye doğru uyanınca duş alıp kahvaltı hazırlamak için mutfağa gittik. Dolapta hemen hemen hiçbir şey yoktu. Olan malzemelerle kahvaltı hazırlamayı başardık ve kahvaltımızı yaptık. Ben salona geçip oturduğumda etrafı inceledim. Ormanın içindeki bir eve göre çok lükstü. İncelemekten sıkılıp televizyonu açtım. Televizyondada bir şey bulamayınca sıkılarak aşağı kaydım koltukta. Koray yanıma gelip oturdu.
"Sıkıldın mı?"
"Evet." dedim. "Televizyonu açtım ama bir şey yok."
"Film izleyelim?"
"Olabilir. Daha güzel bir fikrim yok. Hangi film?"
"Bilmem. Sen seç."
"Ben mısır patlatmayı düşünüyorum. Sen seç istediğini bana fark etmez."
"Mısır nasıl patlatacaksın?"
"Kahvaltıyı hazırlarken dolapta gördüm. Bize yetecek kadar var."
Kasını salladığında mutfağa girdim. Dolaptan mısırı çıkarıp patlattım ve büyük bir kaba koyup Koray'ın yanına döndüm tekrar.
"Çok güzel görünüyorlar. Kahvaltıda yiyeceğim pek bir şey yoktu zaten, artık bunlarla midemi dolduracağım." Gülümseyip yanına oturduğumda kumandadan ışıkları kapatıp filmi başlattı. Adını bilmiyordum ama güzele benziyordu.
*
Filmde ne anlatılıyordu bilmiyordum. Başından birazını izlemiştim sonra düşüncelere dalmıştım. Koray'la sevgili olmak çok garipti. Hiç beklemiyordum. Duygularımızdan ikimizde emin değildik ve çok ani olmuştu. Pişman olmaktan korkuyordum. Tekrar filme döndüğümde kadının kurduğu cümle dikkatimi çekti.
"Sana güveniyorum. Seni seviyorum demekten daha önemli bu."
Koray'a güveniyor muydum? Sanırım güveniyordum. Dün gece "Merak etme söylemem kimseye sen bana özelsin." demişti. Sadece bu söyledikleriyle ona hemen güvenecek değildim ama güvenmekten başka şansım yoktu.
"Hala yağmur yağıyor mu?"
"Evet." dedi kafasını çevirip pencereden dışarı bakarak.
"Bu gecede burada mı kalacağız?"
"Öyle gibi görünüyor. Eve mi dönmek istiyorsun?"
"Yiyecek bir şey kalmadı. Mısırla iki gün geçmez."
Ellerini saçlarından geçirdi.
"Biliyorum, biliyorum ama ne yapacağımı bilmiyorum. Dönebilmemiz için yağmurun durması gerek. Yoksa yola çıkana kadar çamurdan görünmeyiz."
"Evde böyle günler için kıyafet, ayakkabı, şemsiye falan yok mu?"
"Var ama sadece bir tane var. İkimize yetmez. Yarına kadar sabret güzelim."
"Peki."
.
Film bittiğinde hava kararmak üzereydi. Yağmur azalmıştı. Akşam yemeği yemek için yiyecek bir şey olmadığından patlattığım mısırlarla idare etmeye çalışıyorduk.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Senden Önce Senden Sonra
أدب المراهقينKapak yapımı: @sudezey "Gözlerin... Aynı benim gibi, arafın ta kendisi..." "Gülüşün... Aynı hayal gibi. Hayalim gibi. Çok güzel ve bir o kadar ulaşılmaz..." "Ulaşmak senin elinde. Bırakma beni." "Nasıl bırakırım seni? Seni bıraksam bile gülüşünü bır...