AEM ☠ BÖLÜM||25*2

603 48 52
                                    

Hello!

Ateş'lerim benim merhabalar. Şu an yorgunum ama size bir haber vermeden gitmek istemiyorum. Şimdi hemen şu yukarıda ki medya bölümü varya, heh işte orada resmen ASİL ESEN MELTEM'İN TANITIM VİDEOSU var. Resmen olay bir video bakın izlemeden geçmeyin derim.

Video yapımı dark_walker canım Meji'm Zeren'e aittir. Sizce de mükemmel değil mi ben resmen aşık oldum valla hemde son ana kadar neye benzediğini bana söylemedi bunu görünce öyle mal gibi kaldım yani .s Nese nese sizde izleyin Ateş'lerim. Sakın kaçırmayın .s

İyi geceler ve iyi okumalar.

♓♓♓

Esen Rüzgar eşlik ediyordu adımlarıma. Anın içinde kaybolmaya yüz tutmuş gibi gevşek duran bedenimi ayakta tutan gecenin güçlü karanlığıydı. Hala yanağımda hissettiğim o dudakların kalıcı yıkımı gözlerimi delip geçmek isteyen asitler gibi göğsüme baskı yaparken, düşüncelerimi bu durumdan uzak tutmaya çalışıyordum fakat imkansız gibiydi.

Kendi içinde kavga eden bir insanın çelişkilerinin taklidini yaparken hislerim gözlerimi kapatıp yalnızca derin bir uykuya dalmak istedim.

Fakat imkansızdı.

İmkansızlıklar ruhumu yaşlandırıyordu...

Bu saatte evime yürüyor ve annemin uyuyor olduğunu diliyordum tüm bu karmaşanın içinde.

Bir bayan olarak iç çamaşırlarımı 3 günden fazla üzerimde tutarsam büyük bir sıkıntının içine düşmüşüm gibi baskı hissediyordum bedenimde. Bir kaç gündür Yağız amcalardaydım ve en son 4 gün önce evden bir şeyler almıştım. Zamanı gelmişti işte bu yüzden eve sessizce girip bir kaç parça kıyafet aldıktan sonra yolumu değiştirecektim.

Adımlarım gecenin karanlığında izler bırakarak evimizin önüne geldiğinde, gözlerimle evi taradım. Normal zamanda bile nadiren yanan salon ışıkları ve aynı zamanda mutfak ışıkları gözlerimi karanlığa rağmen alırken, kemiklerin ardında ki o küçük organ hızla atmaya başladı.

Bunun adı neydi? Korku...

Korkuyor olabilir miydim?

Korkuyordum.

Annem...

Annem!

İsli bir cümlenin ardında gizlenen anlamlar ortaya çıktığında insanın zihnine yayılan zehrin aynısı damarlarıma bulaşmış canımı yakarken eve koştum.

Saniyeler içinde kilidi açmış ve içeriye adımlamıştım.

"Anne!"diye soluklandığımda ciğerlerimin sızısı kulaklarımı tıkadı aldırmadım.

Saniyeler asırlara dönmüşken evi kaplayan sessizlik ruhumun yıllarını sömürdü adeta."Anne?"diye bağırdım bu kez. Ve ayak sesleri kulaklarımda büyüdü.

Gözlerim hemen salon girişine doğru kaydı ve göz bebeklerim onlara oldukça yabancı bir görüntü ile karşılaştı.

Uzun boyunun altında gizlenen bedenin çökük tavrı acıları ağırladığını beyan ederken, gözlerini kaplayan gözlüklerinin ardında ki fersiz gözlerinden yüzüne düşen gölgeler yaşından büyük olduğunu belirtir gibi duran hafif beyazlarla örülü siyah saçlı bu adamı tanımıyordum.

Dişlerimi sıkarak ona doğru bir adım attım,"Sen kimsin? Annem Nerede?"derken sabırsız, ikircikli ve sinir sökün eden bir ruh halinin yansıdığı sesimle bu yabancıya kafa tuttuğumun farkındaydım.

Saniyeler boyu sessiz kalan adam göz bebekleri titreye titreye ve dudakları hafifçe büküle büküle beni süzmeye başladı, hüznünün okunduğu gözleri kaşlarımı çatmama sebebiyet verirken, yüreğimin ezildiğini hissettim ve ruhum geri çekildi.

Beni bu şekilde incelemesine kızamıyordum.

Neden?

"Hoşgeldin kızım."diyerek adamın arkasından görünen annemin gözlerinde ki ifadeyi daha önce görmemiştim.

Acı insanın ömrümden çalardı fakat annemin gözlerinde ki bu ifade resmen ömrünün aynasıydı. Aşırıydı.

"Kim bu adam?"annemin iyi olduğunu gördükten sonra ona karşı tekrar soğuk davranmak zor olur diye düşünürken ruhum sarsılmadan pozlarına devam etmişti. Bu her ne kadar benim için zor olsa da yine de yapmak zorundaydım.

Acılarla çalınmış yıllarımın farkında olan annem bunu yüzüme vurmuştu ve ne kadar ciddi olduğumu görmesini istiyordum.

Asi YILMAZ bana doğru bir adım atıp,"İçeriye geçip oturduktan sonra her şeyi anlatırım kızım."dedi sakin tutmaya çalıştığı ses tonuyla.

Bir adım geri gittim.

"Bu adam KİM?"her bir harfi bastıra bastıra telaffuz etmekten çekinmemiştim.

"Amcan kızım. Amcan Ayaz."

Sözleri kulaklarımı çınlatırken bir kuş olup uçmasını dilerdim o anlar da ruhumun.

Çünkü bedenimin kapıldığı belirsiz hisler silsilesi Zihnime bir reset atmışken, ruhum bin yaşına basmıştı.

O saniyelerin ardından ruhum bir beynim bir yaşındaydı.

Bir kaç adım daha geriye gittim. Amcam olduğunu söylediği adam bana doğru bir kaç adım attı, ellerimi havaya kaldırıp,"Bana sakın yaklaşma!"diye uyardım aniden.

"Meltem, kızım yapma böyle."derken annem sesinde ki yalvarış tınısı midemi bulandırdı. Asi YILMAZ bu olamazdı.

"Sakın anne, sakın yalvarma bana. Ve bundan sonra kızım deme bana. Sakın!"dedikten hemen sonra hızla koşup evden uzaklaştım.

Sert esen Rüzgar yüzünden uçuşan saçlarım yüzüme değip canımı yakarken, gözlerimi yakan yaşlarımla beraber düşüncelerimi de kül edecek bir şeyler düşündüm.

Zihnime sadece tek bir ses doldu ve tek bir hareket.

Asil'in sesi...

Asil'in öpüşü...

Ondan her şeyin hesabını sormak ve kendimi kendimden kaçırmak için telefonda konuştuğu yere gidebilirdim.

Bir garaj altında, en fazla ne yaşayabilirdim?

Başıma bundan daha kötü ne gelebilirdi?

Zaten acı yüzünden zihnimi bile şehit vermiştim.

Daha fazla ne yaşayabilirdim?

♓♓♓

Daha fazla ne yaşayabilir dersiniz bu küçük hanım .s

Neyse iyi geceler ben geberiyorum çünkü.

Tenebrarumx

☠ASİL ESEN MELTEM☠Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin