*ağlama*

16 2 6
                                    

"Koşma düşersîn"
"Hayır düşmem. Sende kaldır bir tarafınıda benimle gel.Hadi"Söyler söylemez önündeki koca taşa takılıp tökezledi ve koca çığlıkları kulaklarımı kapatmama neden oldu. Sinsi bir sırıtışla yüzüne baktım.
"Hayır düşmem die bir şey mi demiştin kanka" sinsice gülerken yerdeki küçük bir taşı kafama fırlattı, piç die tısladım. Beni duyması işime gelirdi. Hadi ama onu her bokunda ben koruyordum yaşına göre fazla kacık davranıyordu ya da yanında ben olduğum için bu kadar rahattı bilmiyorum.Ama bu kıza bakıcılık yapmak oldukça zordu. Ama seviyordum en iyi arkadaşımdı nede olsa.Az önce ben en iyi mi demìstim.?.. Hadi ama tek arkadaşım. Aslına bakılırsa,biz birbirimize tutunmuştuk. Sadece ikimiz vardık bizi anlayan.. " Hadi artık gidelim Simay geç oldu temiz bir dayak yemek istemiyorum ." Biraz sızlandı ama söylediğim sözleri düşününce bana hak vermiş olcakki yerinden kalktı ve ağır adımlarla yürümeye başladık. Ben ellerimi pantalonumun cebine sokmuş sadece önüme bakıyordum. O ise hem yürüyor hemde yoldan papatya topluyordu. Dün olanlar geldi aklıma. "Lanet olsun piç herif" die sızlandım. Simay anlamış olacakki sadeece yüzünü buruşturdu hiç bir şey demedi sadece elini omzuma koydu ve sıvazladi. Bunu yapan bir başkası olsa o elini münasip bir yerlerine sokabilirdim. Fakat bunu yapan kişi benim hayatta güvendiğim,kendisi için canımı vereceğim tek insandı. Hadi ama bu Simay'dı. Ve ben Simay icin her şeyi yapardım. Her seyi..

"İyi şanslar". Dedi buruk bir gülümsemeyle. Neyi kasettiğini anlamam zor değildi. Ne de olsa içerdekileri kimse bilmiyordu değil mi?
"Siktir" Dedim yarım bir gülümsemeyle.
"Bende seni Yağmur. Bende seni" Dedi küçük bir alayla. Bu kız beni çıldırtıyordu. Kapının önünden bir ayakkabı aldım. Tam fırlatmak için kafamı kaldırmıştım ki, evet kaçmıştı.

"Nerdeydin?. Yine nerelerde sürtüyordun?. "
"Çekil önümden kadın." Igreniyordum her kelimesinden her cümlesinden. Her bakışından..
"Kadın mı?."
Sanırım ona böyle hitap etmem zoruna gidiyordu. Her annenin sinirini bozar di. Öyle değil mi?. Evet yanlış duymadınız. Kadın die hitap ettiğim sürtük annemdi.
"Ah özür dilerim. Sürtük mü demeliydim?."
Iki adim attı. Ve bana yaklaştı. Suratında iğrenç bir sırıtış vardı. Yıllardır yaptıklarının cezası olarak Allah ona bu gülümsemeyi vermiş olmalıydı. Neyapacagını kestiremediğim bir anda sustu ve bana daha dikkatli baktı. Göz bebeklerimin içine. Eğer biraz daha öyle bakarsa zehrini akıtıp beni öldüreceğine yemin edebilirim.
"Ya da kaltak? Hangisi ni beğenirsen Kandemir." Dedim. Bu soy isimden nefret ederdi. Bense gurur duyardım. Çünkü babamdan kalan tek şeydi o isim bana. O ismi söyler söylemez yediğim darbeyle yüzüm yana hızlı bir iniş yaptı. Elimi yanağıma götürdüm. Dudağım kanıyordu. Sinirimi sonra yaşayacaktım. Simdi daha önemli.bir işim vardı. Dudaklarımı büzdüm ve cıklamaya başladım.
"Ah hadi ama elinden gelen bu kadar mi?. Beni bununla yenebileceğini mi sanıyorsun". Dedim ve olabildiğince iğrenc bir kahkaha attım.
"Sen." Dedim. "Hayatta tek kadın olarak kalsanda sana anne demeyeceğim." Elimle dudağımın kenarını sildim. Ve tekrar konuşmaya başladım.
"Çünkü anneler kutsaldır. Çünkü anneler melektir. Ve sen hayatımda gördüğüm en iğrenc seytansın." Gözü seğirdi. Evet bu kez onu çok kızdırmıştım. Ama artık dayanamıyordum. Ve bu kez o başladı.
"Hayatımda yaptığım en büyük hatasın. Tek hatamsın. Bu yüzden." Dedi ve ağlamaya başladı. Hadi ama ona acımayacaktım. Eline gelen vazoyu alıp bir yere fırlattı. Vazo tuzla buz oldu her yer cam kırığıyla doldu. Ama hala hızını alamamış gibiydi tekrar önünde duran cam bibloyu aldı ve masaya vurup kırdı. Öyle şiddetli ağlıyordu ki,rimelleri gözyaşlarına karışmıştı. Ağzını konuşmak için araladı fakat koca bir hıçkırık çıktı. Sinirlendim bu kadar aciz olmasina herkese karşı bu kadar kolay yenilmesine kızdım. Ve bağırmaya başladım.
"Ağlamaaaaa!!." Dedim sesimin en gür noktasıyla. "Sesine tahammül edemiyorum, ağlama." Gerçekten edemiyordum. Çıkardığı her ses midemi bulandırıyordu.
"Ilk doğduğunda ben de senden böyle iğrenmiştim. Sen benim tüm yaşama sevincimi elimden aldın. Hayatımı zindana çevirdin. Hic bir şeyden senden utandığım kadar utanmadım. O lanet olasıca baban ve sen hayatımi mahvettniz ikinizin de canı cehennme!!." Yine içmisti anlasılan. Beni çalıştırıp kazandığı üç beş kuruşuda bu içkilere yatırıyordu. Ve sonucu böyle oluyordu. Elindeki camı öyle sert tutuyorduki elinden kanlar damlamaya başladı. Sonra elini kaldırdı ve bileğine götürdü. Hayır böyle ölemezdi. Bu onun için güzel bir ölüm olurdu. Hızla hareket edip elinden camı almaya calıştım ama izin vermedi. O benden güçsüzdü. Bunu yapabilirsin yağmur die telkin verdi iç sesim. Bunu yapabilirsin. Ve hızlı davranıp elinden camı aldım. Tabi elim kesilmişti o kaltak yüzünden. Yüzümü buruşturdum. Ve konuşmaya başladı.
"Hayatta hiç bir şeyi ölmen kadar çok istemedim." Bu söylediklerini sonra düşünecektim. Suan daha önemli.bir sorun vardı. Kutay denilen herif anahtarla ugrasiyordu sanırım oda içmişti. Evet cümbüş vardı desenizze. "Lanet olsun bu anahtar girişini kim yamulttu böyle!?." Bende alayla güldüm. Elimdeki acıya aldırmadan. Yüzümdeki kızarıklığı umursamadan. Kanayan dudagımı yalayarak güldüm. Ben Yağmur Kandemirdim. Kimse beni kolayca yıkamazdi. Yıkamazdı değil mi? Yoksa defalarca yıkıldığım için mi böyle düşünüyordum bilmiyordum. Düşüncelerimi rafa kaldırdım ve olaya odaklandım.
"Beynin gibi işte Kutay fazla dayanamadi ne yapsin!."
"Ooo küçük fahişede burdaymış. Çok konuşmada şu kazandıklarıni ver bakalım." Sinirle cebimdeki paraları çıkardım ve yere fırlattım. Hemen odama ilerledim. Kapıyı hızla kapattım. Yüzüstü yatağa yattım ve yumruklamaya başladım. O kadının söyledikleri aklıma geldikçe sinirlerim bozuluyordu. Ne de olsa benim annemdi ve benim hakkımda böyle düşünmesi ve en çokta babama söyledikleri. Bıçak gibi kesiyordu sol tarafımda bir yerimi. Önemsemeyek kalktım ve kendi kazandığım parayla aldığım kum torbasına iyi bir yumruk geçirdim. "Bu bana yasattiklarin için hayat!!." Ve sert bir yumruk daha. "Bu babamı benden aldığın için!!!." Ve daha sertt bir yumruk. "Bu da beni bir kız gibi yaşatmadığın için. Ve bu yaşta koca biri olmak zorunda olduğum için. Kimsenin beni sevmediği için. Ve bir sürtüğün annem olduğu için. En sonuncunuda attım. Ve bağırdım " BU DA BENI HİÇ GÜLDÜRMEDÎĞÎN ÎÇÎN HAYATT!!!." Ellerim zonklamaya başlamıştı. Kan elimde kurumuştu ve ellerim kıpkırmızıydı. O anda telefonum çalmaya başladı. Ve beni rahatlatabilecek tek kisi, Simay arıyor'du...

KAYBOLUŞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin